🦑 Sebzeler Tahıllardan Farklı Olarak Ne Isteyen Ürünlerdir
rFfI. Türkiye'deki Ekonomik Faaliyetler TÜRKİYE'DEKİ EKONOMİK FAALİYETLER TARIM A. TAHILLAR BUĞDAY Orta kuşakta yarı kurak iklim bölgelerinde yetişen ve ülkemizde en yaygın üretilen ürünüdür. Ø İlkbahar döneminde filizlenmek ve büyümek için yağış, yaz döneminde ise olgunlaşmak için kurak ve sıcak bir ortam ister. Ø Kışların aşırı soğuk geçmediği yerlerde sonbaharda, Doğu Anadolu'nun soğuk yerlerinde ilkbaharda ekilir. Ø Türkiye'de en fazla üretim İç Anadolu Bölgesi'nde Ankara ve Adana ise ilk üç sırayı paylaşır. Ø Karadeniz kıyılarında yazların yağışlı geçmesinden, Doğu Anadolu'nun yüksek yerlerinde ise yazların serin geçmesinden dolayı üretilemez. ARPA Türkiye'de buğdaydan sonra en çok üretilen tahıl göre, biraz daha soğuk ve kurak şartlarda ve nispeten mineral oranı az olan topraklarda yetişir. Buğdaya göre, daha kısa sürede olgunlaşır, bu nedenle buğdayın yetişmediği Erzurum-Kars platolarında 200-2200 m yüksekliğe kadar yetişebilir. Üretim alanları genelde buğday ile paralellik üretiminin yarıya yakın kısmını iç Anadolu Bölgesi karşılar. ÇAVDAR Tahıllar içerisinde soğuğa en dayanıklı olanıdır. Bu nedenle, buğday ve arpanın yetiştirilemediği serin ve yüksek yerlerde de yetiştirilebilir. Ülkemizde en çok, İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde üretilir. YULAF Yulaf, sıcak ve kurak şartlarda üretildiği gibi, serin bölgelerde de çok bisküvi ve yem sanayinde daha çok İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde üretilir. MISIR Yaz döneminde yağış alan veya yaz döneminde sulama yapılan yerlerde yetiştirilir. En uygun iklim, yaz yağışlarının olduğu Karadeniz iklimidir. Ancak Karadeniz Bölgesi'nde ekonomik değeri yüksek olan çay ve fındık üretimi daha yaygın olduğu için mısır üretiminde, Akdeniz Bölgesi ilk sırada yer alır. Mısır bitkisi günümüzde; yemeklik mısır özü yağı, çerezlik ve hayvan yemi olarak kullanılır. ÇELTİK Yetişme süresi boyunca yüksek nem yağış ve sıcaklık isteği vardır. Türkiye'de üretim, genelde akarsu boylarında yaygındır. Orta Karadeniz Bölümü'nde Samsun, Çorum, Kastamonu dolaylarında, akarsu kenarlarında yetiştirilir B. BAKLAGİLLER MERCİMEK Yetişme döneminde yağış, olgunlaşma döneminde sıcak ve kurak iklim ister. Her türlü toprak koşullarına dayanıklıdır. Ülkemizde kırmızı mercimek en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde%95, yeşil mercimek ise İç Anadolu Bölgesi'nde %75 üretilir. nohut Yarı kurak iklim şartlarında yetişebilen nohut, en fazla İç Anadolu, Akdeniz, İç Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde üretilir. Baklagiller içerinde en fazla üretim miktarına sahiptir. FASULYE Yüksekliği 2000 metreyi aşmayan ve yaz döneminde sulanabilen tüm sahalarda yetiştirilir. En önemli yetişme alanları, kıyı bölgelerimizdeki bölgelerimizde ise, akarsu boylarındaki bahçelerde yetiştirilir. C. SANAYİ BİTKİLERİ ÇAY Her mevsim bol yağışlı, ılıman iklim koşullarında tarımı yapılır. Türkiye'deki çay üretiminin tamamını Karadeniz Bölgesi karşılar. Doğu Karadeniz'de Rize ve çevresi en önemli çay üretim merkezidir. Ülkemiz çay üretiminde dünyada beşinci sıradadır. Üretilen çayın önemli bir kısmı yurt dışına ihraç edilir. TÜTÜN Yetişme döneminde nem ve yüksek sıcaklığa ihtiyacı olan bir toprakları seven, yetişme döneminde nem ve yüksek sıcaklığa ihtiyacı olan bir bitkidir. Ülke üretiminin yaklaşık %56'sı Ege Bölgesi'ndeki Manisa, İzmir, Denizli, Muğla ve Uşak gibi illerde yapılır. Tütün üretiminde Ege Bölgesi birinci sıradadır. Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde de yetiştirilir. PAMUK Pamuk yetiştirmek için; su geçiren toprak, yüksek sıcaklık, büyüme döneminde bol su, olgunlaşma ve hasat döneminde kuraklık gibi şartlar gerekir. Ülkemiz dünyada önde gelen pamuk üreticilerindendir. Yurdumuzda en çok pamuk üretimi; Kıyı Ege ovalarında, Çukurova, Hatay, Kahramanmaraş ovalarında üretilir. GAP ile birlikte pamuk tarımı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde hızla gelişmektedir. Pamuk ülkemizde tekstil, yağ ve yem sanayisinin önemli bir ham maddesidir. ŞEKER PANCARI Ülkemizde şekerpancarı üretimi, 1926 yılında Uşak ve Alpullu şeker fabrikalarının yapılmasıyla başlamıştır. Şekerpancarının fazla sıcaklık isteği yoktur. Ancak, yetişme ve ürün verme döneminde tabandan sulanması gerekir. Üretimi en fazla İç Anadolu Bölgesi'nde yapılır. Daha sonra Orta Karadeniz, Marmara, Doğu Anadolu ve İç Ege Bölgeleri'nde üretilir. KETEN- KENEVİR Tropikalsıcak bölgelerin bitkisi olan keten- kenevirin liflerinden keten kumaşı ve kot bezi yapılır. Ayrıca kenevir tohumundan, yağ çıkarımında faydalanılır. Keten- kenevirden uyuşturucuda yapıldığından üretiminde devletin kontrolü vardır. Keten - kenevir üretimi daha çok, batı Karadeniz'deki Kastamonu, Sinop ve Zonguldak çevresinde tarımı yapılır. Ülkemizde keten- kenevir üretiminin yaklaşık %80'i Karadeniz Bölgesi'nden karşılanır. HAŞHAŞ Uyuşturucu yapımında kullanılmasından dolayı, devletin denetimi altında, sınırlı alanlarda ve az miktarlarda yetiştirilen bir bitkidir. Ülkemizde üretim, İç Ege'deki Afyon, Uşak, Kütahya, Denizli illerinde üretilir. D. YAĞ BİTKİLERİ AYÇİÇEĞİ Ayçiçeği, halk arasında günebakan, gündöndü ve gün çiçeği olarak da bilinir. Ilıman iklim ve yağışlı bir ortam ister. Yurdumuzda en fazla Marmara Bölgesi'nde yetiştirilir. Yurdumuzda en çok ayçiçeği Ø Marmara Bölgesi Karadeniz Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi'nde yetişir. Yemeklik sıvı yağ, sabun ve yağlı boya yapımında kullanılır. Bitkisel yemeklik yağlarımızın yaklaşık yarısı ayçiçeğinden karşılanır. Ayrıca yağı çıkarıldıktan sonra kalan küspesi de hayvan yemi olarak kullanılır. Ayçiçeği tohumları ülkemizde yaygın bir şekilde çerez olarak tüketilmektedir. ZEYTİN Akdeniz iklimin doğal bitkilerindendir. Soğuğa karşı hassas olduğundan, kışları ılık geçtiği ve don olaylarının görülmediği yerlerde tarımı ikliminin hakim olduğu tüm bölgelerde yetiştirilir. Zeytin üretiminde Ege Bölgesi birinci sıradadır. Diğer çok üretimi yapılan bölgemiz ise Marmara Bölgesi'dir. Akdeniz iklimi etkisi altındaki Güney Marmara kıyılarında da Gemlik zeytinleri ülkemizde en kaliteli sofralık zeytinlerini oluşturur. SOYA FASULYESİ Yağı insan beslenmesinde, unu ise yem olarak kullanılan soya, en çok Akdeniz Bölgesi'nde yetiştirilir. Yetiştirme devresi kısa olduğundan ikinci ürün olarak elde edilir. SUSAM Ilıman iklim bölgelerinde tarımı yapılmaktadır. Türkiye'de Marmara, Ege, Akdeniz; Güneydoğu Anadolu Bölgeleri gibi sıcak yerlerde yetiştirilir. YER FISTIĞI Meyveleri toprak içinde olgunlaşır. Sıcak ve nemli iklim şartlarında tarımı yapılır. Ülkemizde en çok Akdeniz Bölgesi'nde yetiştirilir. E. YEM BİTKİLERİ Yonca, yulaf, fiği, burçak ve korunga gibi bitkilere yem bitkileri adı verilir. Türkiye'de ahır hayvancılığının gelişmesi ve et üretiminin artmasında yem bitkilerinin ayrı bir önemi vardır. Daha çok Ege, Akdeniz, ve Marmara bölgelerinde üretilen yem bitkileri fabrikalarda işlenerek kullanıma hazır hale getirilir. SEBZECİLİK Türkiye'de hemen hemen her türlü sebze yetiştirilmektedir. Sebze tarımı, tahıllardan farklı olarak sulama isteyen ve yoğun emek harcanarak üretilen ürünlerdir. Ayrıca kışın seracılık sayesinde üretimi kesintiye uğramaz. Sebze üretiminde ilk sırayı Akdeniz Bölgesi alır. Turfanda sebzecilik ise; bir mevsim başı üretim faaliyetidir. Bazı sebze ve meyvelerin, açık hava koşullarında erkenden yetiştirilip pazarlanması esasına dayanır. KARPUZ Karpuz yüksek sıcaklık isteyen bir tarım karpuzuyla ünlü bir ilimizdir. Karpuz daha çok Diyarbakır ve Adana çevresinde üretilir. MEYVECİLİK FINDIK Kış sıcaklığının 5-6 0C, yaz sıcaklığının da 20-25 0C olduğu ve yıllık1000- 1500 mm yağış alan, ılıman ve serin iklim bölgelerinde yetişir. Don olayı ve yaz kuraklığı verimi düşürür. Ülkemizde fındık tarımı, Karadeniz kıyılarında yaygındır. Özellikle Ordu, Giresun ve Trabzon illeri üretimin yarısından çoğunu sonra, Bolu ve Zonguldak illeri gelir. Karadeniz bölgesi toplam fındık üretiminin %83 'ünü karşılar. Türkiye dünya fındık üretim ve ticaretinin yaklaşık %70-75'ini karşılamaktadır. Son yıllarda fındık yağı üretimi de artmaktadır. İNCİR Kışların ılık, yazlara sıcak geçtiği iklimlerde yetiştirilebilir. Ülkemizde incir en çok Ege Bölgesi'nde özellikle Aydın'da yetiştirilir. Akdeniz kıyılarında, Güneydoğu Anadolu ve Güney Marmara'da üretilir. Dünya incir üretiminde %75'lik payı ile birinci sıradadır. ÜZÜM Kışın -40 derce sıcaklığa dayanır. Yazın sıcaklığa ve kuraklığa dayanıklı bir bitki olduğundan ülkemizde hemen hemen her bölgede yetiştirilir. Yurdumuzda en çok Ege Bölgesi'nde yetiştirilir. Özellikle Ege Bölgesi'nde Manisa, İzmir, Denizli yörelerinde üretilen çekirdeksiz üzüm kurutularak önemli bir kısmı ihraç edilir. Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde de yetiştirilir. MUZ Yetişmesi için yüksek sıcaklık ve bol nem gereklidir. Düşük sıcaklıklarda yetişmez ve don olayına karşı hassas bir üründür. Alanya ve Anamur çevresinde yetiştirilir. Türkiye'de yetiştirilen muzun tamamı Akdeniz Bölgesi'nden karşılanır. TURUNÇGİLLER Narenciye adı da veriler bu ürünler portakal, mandalina, limon, greyfurt ve turunçtan oluşur. Soğuğa karşı çok hassastırlar. Kışın, sıcaklığın sıfır derecenin altına düşmediği bölgelerde yetişebilir. Ayrıca yüksek sıcaklık ve bol su isteyen bir bitkidir. Akdeniz bölgesi Türkiye turunç üretiminde ilk sırada yer Bölgesi ise ikinci sırada yer alır. Güney Ege kıyılarında, Güney Marmara kıyılarında, Doğu Karadeniz kıyılarında yetiştirilir. ELMA Türkiye'de üzümle birlikte en çok yetiştirilen bir meyvedir. Çiçek açama döneminde düşük sıcaklıklardan etkilenir. Diğer dönemlerde -350C'ye kadar dayanabilir. Az kireçli ve derin topraklarda yüksek verim sağlanır. Elma üretimi, İç Anadolu'daki Niğde, Nevşehir, Konya çevresinde, Orta Karadeniz'de Amasya ve çevresinde, Akdeniz'de Isparta, Antalya ve Burdur çevresinde yaygındır. ANTEP FISTIĞI Türkiye üretiminin %95'i ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi ilk sırada yer alır. Dünya da ise ikinci sıradadır. Daha çok Gaziantep çevrelerinde yetiştirilir. KAYISI Ülkemizde karasal iklim bölgelerinin alçak yörelerinde yetiştirilmektedir. Kayısı üretim en fazla Malatya, Elazığ, Konya, Ankara ve İzmir illerinde yapılır. Türkiye'de ki Ekonomik Faaliyetleri türkiyede ticaret ekonomik faaliyetler 5. sınıf ders notları sosyal bilgiler ders notları ders notu konu özeti çalışma notları özetler ders anlatım eğitim öğretim kaynakları
Ekmek ve Tahıl Grubu Tahıllar toplumun temel besin grubudur ve önemli oranda besin ögesi içermesi nedeniyle sağlıklı beslenmenin önemli bir parçasıdır. Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıl taneleri ve bunlardan yapılan un, bulgur, yarma, gevrek ve benzeri ürünler bu grup içinde yer alır. Tahıl ve tahıl ürünleri özellikle karbonhidratlar nişasta, lif, vitaminler, mineraller ve diğer besin öğelerini içerir. Bu grup besinlerin önemli kısmı karbonhidrattır. Bu nedenle de tahıllar vücudun temel enerji kaynağıdır. Ayrıca, azımsanmayacak oranlarda protein de içerirler. Bu proteinin kalitesi düşük olmakla birlikte kurubaklagiller ya da et, süt, yumurta gibi besinlerle bir arada tüketildiklerinde protein kalitesi arttırılabilir. Tahıllar, ayrıca bir miktar yağ da içerirler. Tahıl tanelerinin yağı E vitaminince A vitamini aktivitesi gösteren öğelerle, C vitamini hemen hemen yoktur. Ancak tahıllar, B12 vitamini dışındaki diğer B grubu vitaminlerinden zengin, özellikle B1 vitaminin tiamin en iyi kaynağıdır. Bu vitaminler tahıl tanelerinin çoğunlukla kabuk ve özünde bulunur. Bu nedenle, kabuk ve özünün ayrılması esnasında B1 vitamini başta olmak üzere diğer B grubu vitaminlerde bazı kayıplar söz konusu olabilir. Toplumda görülen olası B grubu vitamin yetersizliklerinde bu kayıplar dikkate alınarak besin zenginleştirmesi yaklaşımları düşünülebilir. Sağlıklı beslenme için tam tahıllı besinlerintercih edilmesi bu nedenlerden dolayı önemlidir. TAHIL ÜRÜNLERİ Un Tahıl tüketimi başlıca un ve unlu ürünler ekmek vb şeklinde olur. Un denildiğinde buğday unu anlaşılır, diğer unlar elde edildikleri tahılın adı ile bilinir. Tahıl taneleri öğütülürken kepek ve özü ayrıldığından protein, vitamin, mineraller içerikleri azalır. Tahıllarda saflaştırma oranı arttıkça bu kayıplar daha da artar. Bunun yanında saflaştırılmamış tahıl ve unlarının aşırı tüketimi bazı besin ögelerinin çinko, demir vb. vücutta kullanımlarını azaltabilir. Tam tahıl ve unlarının uygun olmayan koşullarda saklanması besin kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bulgur Buğdaydan yapılır. Ülkemizde çok kullanılır. Bulgur, işleme esnasında genellikle besin değeri korunan iyi bir tahıl ürünüdür. Nişasta En çok kullanılanı buğday nişastasıdır. Ayrıca pirinç, mısır ve patates nişastası da bulunmaktadır. Nişasta, saf karbonhidrat kaynağı olup, vitamin, mineral ve protein içermez. Makarna-Şehriye Beyaz undan yapılanların vitamin ve mineral içerikleri düşüktür. Bundan dolayı, uygun teknolojilerle sert durum buğdayından elde edilen irmikle yapılmalıdır. Ekmek En fazla tüketilen tahıl ürünüdür. Ülkemizde ekmek, yufka, pide, lavaş ve bazlama gibi farklı tipte kullanılmaktadır. Mayalandırılarak yapılan ekmeğin besin değeri daha yüksektir. Mayasız ekmeklerde başta çinko olmak üzere minerallerin emilimi daha düşüktür. Bu nedenle, mayalı ekmeğin tüketilmesi önerilmektedir. Pasta- bisküvi vb Genellikle bu tür besinler hazırlanırken una yumurta, süt, şeker ve yağ eklendiğinden bu yiyeceklerin enerji içeriği de artmaktadır. Özellikle diyette yağ, şeker ve tuz sınırlamasının söz konusu olduğu durumlarda ve sağlıklı beslenme normları içerisinde az tüketilmelidir. Tam tahıl unu ve ürünlerinin yararları Kabuk ve öz kısmı ayrılmamış tahıllardan yapılan yiyecekler; vitaminler, mineraller ve diyet posası diyet lifi yönünden zengindir. Posa içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi barsak hareketlerinin düzgün olmasını sağlar. Posa türü veya bileşimi de beslenme açısından önemlidir. Tam tahıllarda bulunan posa; kanser, kalp damar hastalıkları,diyabet ve şişmanlık gibi hastalıkların önlenmesi için diyetin içeriğinde bulunması gereken temel diyet bileşenlerindendir. Ayrıca tahıl grubu besinlerin; sinir ve sindirim sistemi ile deri hastalıklarına karşı önemli görevleri olduğu düşünülmektedir. Alışveriş yaparken, tam tahıl ürünlerini tercih ediniz. Tüketime hazır ürünlerin kek, kurabiye, vb. içinde yağ, şeker ve tuzun az olmasına dikkat ediniz. Öneriler Sağlıklı beslenmede tam tahıl ürünleri tüketilmelidir. Tam tahıl ürünleri her öğünde tüketilmelidir. Protein ve vitamin içeriğini arttırmak için tahıl grubu besinler diğer besinlerle kurubaklagiller, süt veürünleri birlikte TÜKETİLMESİ ÖNERİLEN MİKTARLAR • Ekmek ve tahıl grubundan yaş gruplarına göre bir günde tüketilmesi önerilen porsiyon miktarları; 1-3 yaş çocuklarda 2 porsiyon, 4-6 yaş çocuklarda 3 porsiyon, 7-9 yaş çocuklarda 5 porsiyon, 10-18 yaş grubu erkek çocuklarda 9, 10-18 yaş grubu kız çocuklarda 7 porsiyon, yetişkin erkeklerde 8 porsiyon, yetişkin kadınlarda 7 porsiyon, yaşlı erkeklerde 5 porsiyon ve yaşlı kadınlarda 4 porsiyondur. • Bir porsiyona eş değer ekmek ve tahıl grubu besinlerin miktarları Tüm ekmek türleri 50 gPide, lavaş, bazlama, yufka çeşitleri 50 gMakarna, erişte, şehriye pirinç, bulgur vb 50 g Simit 50g Kahvaltılık gevrek 30 g.
İnsanların toprağı işleyerek, çeşitli bitkileri yetiştirmesine tarım denir. Topraklardan tarım alanı olarak yararlanma geniş ölçüde yerşekillerine ve iklime bağlıdır. Ülkemizde nüfusun önemli bir kısmı geçimini tarımdan sağlar. Ayrıca tarım, insanımızın temel besin maddelerini karşılaması, dış satımında önemli bir yere sahip olması ve ülkemizdeki bir çok sanayi kolunun hammadesini karşılaması nedeniyle ülke ekonomisindeki önemini Türkiye Topraklarından Yararlanma Toprak gelişmiş ülkelerde önemli bir ekonomik varlık olarak ele alınmakta ve planlı bir şekilde kullanılmaktadır. Ülkemizde yeterince planlama yapılmaması nedenleriyle erozyon, kirlenme ve toprağın aşırı kullanımı gibi olumsuzluklar hem tarımda kullanılır hem de sanayide hammadde olarak değerlendirilir. Tarım açısından ormancılık, hayvancılık ve bitkilerin yetişmesi için kullanılırken sanayide çimento, tuğla, kiremit, fayans ve seramik gibi ürünlerin hammaddesi olarak arazinin % 36’sında tarım yapılabilmektedir. Ayrıca iklimin ve toprağın çeşitli olması yetiştirilen ürün çeşidinin fazla olmasına sebep olmuştur. 1950’li yıllardan sonra makineleşmenin etkisiyle çayır ve otlakların bir kısmının tarım alanına dönüştürülmesi ayrıca bazı yerlerde ormanların tahrip edilerek tarlaya çevrilmesi sonucu tarım alanları genişlemiştir. Tarım alanlarının bölgelere göre dağılış oranı farklılık gösterir. Ekili-dikili alanların bölge yüzölçümüne göre en az yer kapladığı bölge Doğu Anadolu, en fazla yer kapladığı bölge ise Marmara’dır. Bu durum üzerinde yerşekillerinin yükseltisi ve engebeliliği etkili daha çok Karadeniz Bölgesinde bağlık, bahçelik ve ormanlık alanlar, Ege’de endüstriyel bitki alanları, Akdeniz’de endüstriyel bitki alanları ve ormanlıklar, Marmara’da endüstriyel bitki alanları ve tarım arazisi, iç kesimlerde de tarım alanları ve otlaklık alanlar olarak karşımıza bitki türleri bazı topraklarda daha iyi ve kaliteli yetişmektedir. Örneğin çay, yıkanmanın fazla olduğu kireçsiz topraklarda yetişirken antep fıstığı kurak bölgelerde kireçli topraklarda, yumrulu bitkiler patates, soğan kumlu topraklarda, üzüm bağları da kumlu çakıllı topraklar üzerinde daha kaliteli yetişmekte ve daha fazla verim Tarımı Etkileyen Faktörlera. Toprak ve Bakımı Toprağın özelliği ve verimliliği tarımsal faaliyetler üzerinde etkili olan önemli faktörlerden biridir. Toprak verimliliği belirli aralıklarla analiz ettirilmeli ve tesbit edilen mineral madde eksikliği giderilmelidir. Bu durum toprağın verimliliğini artıracaktır. Ayrıca toprağın özelliğine göre ekilecek ürünlerin belirlenmesi tarım alanlarının önemli bir kısmında eğimin fazla olması ve buralarda toprak tabakasının ince olması nedeniyle toprak kaybı ciddi bir tehdit olduğu için buralarda erozyonla mücadele önem Sulama Türkiye’de tarımdaki verimi etkileyen en önemli faktör sulamadır. Ülkemizin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklimlerin etkisinde bulunduğu için bilhassa yaz döneminde su ihitiyacı çok artmaktadır. Ülkemizde en geniş tarım alanlarının İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege, Akdeniz bölgelerinde bulunması ve buralarda da yazların kurak geçmesi sulamaya ne kadar çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Türkiye topraklarının % 75’i sulanamamakta ve istenen verim Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı kesimlerinde sulama sıkıntısı nedeniyle tarım alanları nadasa bırakılmaktadır. Ülkemizde sulamaya büyük önem verilmektedir. DSİ ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından sulamanın yaygınlaşması için çalışmalar sulama yaygınlaştırılabilire; – Kuru tarım nadas metodu sona erer. – Bir yılda birden fazla ürün alınabilir. – Tarım iklime bağımlılıktan kurtulur ve bilhassa tahılların üretiminde yıllara göre dalgalanmalar azalır. – Üretim artışı ve sürekliliği sağlanır. – Tahıl yerine, sebze ve meyve ile endüstri bitkilerinin ekimi yaygınlaşır. Ürün çeşitliliği ortaya çıkar. – Çiftçinin geliri ve toprağın verimi artar. Buna bağlı olarak göç azalır. – Tarımın milli gelir içindeki ve ihracattaki payı artar. Güneydoğu Anadolu’da GAP’la birlikte yukarıdakllerin bir çoğu Gübreleme Toprağın yeteri kadar besin almaması yada toprağın devamlı kullanılması nedeniyle minerallerin azalması alınan verimi düşürmektedir. Gübreleme ile mineral takviyesi yapılarak toprağın verimi artırılır. Toprağa atılan gübreler doğal ve suni gübre olmak üzere iki çeşittir. Ülkemizde hem kullanılan gübre miktarı hem de gübrelenen tarım alanı İlaçlama Tarımda verim düşüklüğüne neden olan çeşitli hastalık ve haşerelere karşı ilaçlama yapılmalıdır. İlaçlamanın verimli olabilmesi İçin Hacın dozu ve kullanılan zamanı iyi Tohum Islahı Tarım ürünlerinden yüksek verim elde edilmesinde kaliteli tohum kullanılması etkilidir. Ülkemizde son yıllarda buğday, pamuk, ayçiçeği, elma, narenciye ve şeftali gibi ürünlerde kaliteli tohum kullanılmasıyla üretimde büyük artışlar meydana Makineleşme Toprağın kısa sürede ve zamanında sürülmesi ile hasadın zamanında yapılabilmesi günümüzde makineleşme İle mümkündür. Bilhassa 1950’li yıllardan sonra ülkemizde makineleşme artmaya başlamıştır. Bunun sonucunda mera alanlarının bir kısmı tarım alanına çevrilmiş, tarım alanlarında ve bilhassa buğday üretiminde büyük artışlar olmuştur. Bunun yanında makineleşme otlak alanlarını azalttığından mera hayvancılığını olumsuz yönde etkilemiş ve tarımdaki işgücü ihtiyacını azalttığından kırsal kesimden kente göçe neden olmuştur. Ülkemizde bazı yerlerde tarım arazilerinin dağlık ve engebeli olmasından dolayı makineli tarım gelişmemiştir. Doğu Karadeniz kıyıları – Doğu Anadolu’nun yüksek yerleri gibig. Pazarlama ve Tarımı Destekleyen Kuruluşlar Tarımsal üretim sonucu elde edilen ürünlerin işleme merkezlerine veya tüketim merkezlerine ulaştırılıp pazarlanması önemli bir husustur. Pazar durumu inceledikten sonra üretime başlanmalıdır. Böylece ürünlerin ne kadar yetiştirileceğine karar verilir ve fiyatının ne olacağı tahmin edilir. Üreticinin piyasa şartlarından olumsuz etkilenmemesi için devlet tarafından destekleme alımları yapılır. Destekleme alımındaki amaç devletin önceden duyurduğu taban fiyattan ürünü alarak çiftçinin zarar görmesini desteklemek amacıyla devlet ve çeşitli özel sektör tarafından çeşitli kurumlar oluşturulmuştur. Ülkemizdeki tarımsal faaliyetlerin bir plan dahilinde yürütülmesi ve bunların desteklenmesi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından destekleyen kuruluşlar; – Türkiye Zirai Donatım Kurumu – Devlet Su İşleri – Toprak Mahsûlleri Ofisi – Tarım Kredi Kooperatifleri – Ziraat Bankası – Tarım işletmeleri Genel Müdürlüğü – Çeşitli kooperatif ve kuruluşlar Fiskobirlik, Tariş, Çukobirlik, Çaykur, Tekel vb.Tarım İşletme Metodları Aynı iklim özellikleri ve toprak şartlarına sahip olan tarım alanlarından farklı verim alınması, uygulanan tarım metodlarından İntansif Yoğun Tarım Modern tarım metodudur. Bu metodla birim alandan en yüksek verim elde etmek amaçlanır. Sulama, gübreleme, tohum ıslahı, makineleşme gibi verimi artıran yöntemler kullanılır. Üretimde yıllar arasında çok farklılık olmaz. Hollanda, Japonya, Almanya, İsrail gibi ülkelerde uygulanır. Ülkemizde Adana, Antalya ve Kıyı Ege ovalarında Ekstansif Yaygın Tarım Tarım alanlarının geniş, nüfusun az olduğu yerlerde uygulanır. Bu metod uygulanırken toprak yoğun bir şekilde işlenmez. Üretim iklim şartlarına göre değişebilir. Daha çok tahıl ürünleri ekilir. Arjantin, Kanada, Brezilya, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerde uygulanır. Türkiye’de İç Anadolu, Doğu Anadolu, G. Doğu Anadolu ve İç Ege’de Nadas Kuru Tarımı Buna ilkel tarım da denir. Yağışların ve sulamanın yetersiz olduğu sahalarda uygulanır. Topraktan iki yılda bir ürün alınır. Ülkemizde İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde uygulanır. Sulama yaygınlaşırsa ortadan yanında plantasyon, sera ve münavebeli dönüşümlü tarım gibi metodlarda uygulanır. Plantasyonlarda; geniş alanlarda genelde tek tip ürün yetiştirilir. Genelde ekvatoral bölgede yaygın olarak görülür. Brezilya’daki kahve ve muz plantasyonları gibi. Nöbetleşe ekim münavebeli tarım; toprağa her yıl aynı ürünü ekmek yerine dönüşümlü olarak farklı ürünler ekilir. Nöbetleşe ekimdeki amaç toprak içindeki mineral dengesinin sağlanması ve toprağın erozyona karşı ve Bahçe Kültürleri Kültür bitkileri insanlar tarafından tarla yada bahçelerde sulama, gübreleme vb. çalışmalar yapılarak yetiştirilen TAHILLAR Tahıllara hububat adı da verilir. Buğday, arpa, mısır, çavdar, pirinç gibi ürünlerden oluşur. Türkiye’de ekim alanı ve üretimi en fazla olan tarım ürünleri, üretim alanlarının toplam arazi içinde en yüksek paya sahip olmasının başlıca nedenleri – Nüfusun beslenmesinde, en önemli besin kaynağı olması – Tarım alanlarının genişlemiş olması – İklimin tahıl tarımına elverişli olması – Nüfusun hızla artmasıBuğday Orta kuşakta yarı kurak İklim bölgelerinde yetişen ve ülkemizde en yaygın üretilen tarım ürünüdür. İlkbahar döneminde yağış, yaz döneminde ise kurak ve sıcak bir ortam ister. Olgunlaşma zamanı sıcaklığa göre değişir. Türkiye’de ilk önce Çukurova’da, en geç ise Erzurum-Kars çevresinde olgunlaşıp hasat edilir. Ülkemizde en fazla İç Anadolu, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. Karadeniz kıyılarında yaz yağışlarından, Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde ise yazların kısa sürmesinden dolayı yetiştirilemez. Kuru tarım metodlarıyla üretildiğinden üretimi yıldan yıla değişiklik gösterir. 1960 yılından sonra ekim alanları artmadığı halde üretim artmıştır. Bunun sebebi sulamanın en çok buğday üreten ülkeleri arasında ABD, Rusya Federasyonu, Hindistan, Kanada ve Fransa yer alır. Türkiye buğday üretiminde dünyada önemli bir yere sahiptir. Ancak temel besin maddesi olarak tüketildiği için dış ticarette önemli bir yer Türkiye’de buğdaydan sonra en çok üretilen tahıl ürünüdür. Yetişme şartları buğday ile paralellik gösterir. Yalnız buğdaya göre, yetişme süresi daha kısadır. Bu nedenle Doğu Anadolu’da buğdayın yetişmediği yüksek yerlerde de üretiminin yarıya yakın kısmını İç Anadolu Bölgesi karşılar. Güneydoğu Anadolu, Ege ve Doğu Anadolu bölgeleri diğer üretim bölgeleridir. Arpa yılda 8-9 milyon ton civarında üretilmektedir. Arpa en çok hayvan yemi olarak ve bira sanayinde Buğday ve arpanın yetişmediği yükseltilerde yetişir. Un ve ekmek yapımında kullanılır. Tahıllar içinde olumsuz iklim şartlarına en dayanıklı olanıdır. Ülkemizde İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde daha fazla Ülkemizde iç Anadolu, Marmara ve Çukurova’da daha fazla üretilir. Bisküvi ve yem sanayisinde Yaz döneminde yağış alan veya sulama yapılan sıcak sahalarda yetiştirilir. Bu özelliğinden dolayı arpa ve buğday tarımından farklılık gösterir. En uygun iklim yaz yağışlarının olduğu Karadeniz ülkemizde Karadeniz kıyı şeridinde ve Marmara’nın kuzey kesimlerinde yaz yağışlarıyla doğal olarak yetişirken, Akdeniz, Ege ve İç bölgelerde yazın sulamayla yetişebilir. Son yıllarda yem ve yağ sanayinde mısır kullanımının artmasıyla ekonomik değeri artmış Akdeniz’deki üretim Karadeniz’i geçmiştir. Mısır üretiminin yaklaşık yarısı Akdeniz Bölgesinden elde edilir. Karadeniz’de üretilen mısır bölgenin temel besin maddesi olduğu için ticari değeri fazla Çeltik Ülkemizde ise genelde akarsu boylarında ve alüvyal ovalarda yaygındır. Pirinç tarlalarının sürekli su içinde olması sinek üremesine ve sıtmaya neden olur. Bu yüzden pirinç ekim alanları yerleşim alanlarından uzakta yer alır ve devlet tarafından sınırlandırılmıştır. En fazla Marmara’da, Batı Karadeniz’de, Kıyı Ege’de ve Amik Ovası’nda ENDÜSTRİ SANAYİ BİTKİLERİ Üretildikten sonra, çeşitli sanayi dallarında işlenerek gıda ve endüstri maddeleri elde edilen bitkilerdir. Tütün, pamuk, şeker pancarı, çay, keten, kenevir, haşhaş gibi.Endüstri bitkileri üretimi tahıllardan sonra 2. sırayı alır. Son 50 yıl içinde ekim alanı sürekli genişlemiştir. Endüstri bitkilerinin modern tarım yöntemleriyle yetiştirilmesi daha verimli ve kaliteli bir üretime neden olmuştur. Endüstri bitkileri ülke ihtiyacını karşıladığı gibi, işlenmiş veya işlenmemiş olarak ihraç edilerek gelir verimsiz topraklarda daha kaliteli yetişen, yetişme döneminde nem ve sıcaklığa ihtiyacı olan bir bitkidir. Türkiye genelinde iklim ve toprak yapısı tütün üretimine elverişlidir. Fakat kalitesinin azalmaması için devlet ekim alanlarını belirlemekte ve kaliteye göre fiyatlandırma yapmaktadır. Türkiye Dünya’da önemli tütün üreticisi olan ülkelerden biridir. Tütünümüz kalite bakımından tercih edilen tütünler önemli üretim alanları içinde başta, Ege Bölgesi Manisa, izmir, Muğla, Denizli, Aydın, Uşak, ikinci sırada Güneydoğu Anadolu Bölgesi, üçüncü sırada Karadeniz Bölgesi Samsun, Tokat gelir. Geriye kalanı ise dağınık olarak Hatay, Balıkesir, Bitlis, Muş ve Malatya illerinde Ekimi en fazla yapılan endüstri bitkisidir. Yetişme dönemi olan ilkbahar mevsiminde bol miktarda su, gelişme döneminde tabandan sulama, hasat döneminde ise sıcak ve kurak iklim ister. Hasat dönemindeki yaz yağışları ürünün kalitesini düşürdüğü için Karadeniz kıyılarında uzun bir yaz süresi istediğinden iç bölgelerimizin yüksek ve serin ovalarında üretimi yapılamaz. Pamuk tarımını öncelikle sıcaklık faktörü belirler. Çünkü yağış yetersizliği sulama yolu ile ülkemizde en fazla Güneydoğu Anadolu ovalarında, Kıyı Ege ve Akdeniz ovalarında, Güney Marmara Bölümü ve Doğu Anadolu Bölgesinde üretilir. Pamuk, bozulmayan ve kolay taşınabilen bir ürün olduğundan ülkemizin her bölgesinde işlenebilir. Fakat daha çok Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgelerindeki dokuma ve tekstil fabrikalarında işlenir. Bir kısmı da ihraç edilir. 2003 yılında 920 bin ton üretim Pancarı Ülkemizde şeker pancarı üretimi 1926 yılında Uşak ve Alpullu şeker fabrikalarının kurulmasıyla başlamıştır. Şeker pancarı, hasadından hemen sonra işlenmesi gerektiğinden önce fabrikası kurulmuş sonra onun çevresinde ekimi yapılmaya başlanmıştır, ilkbaharda yağış, yaz mevsiminde ise sulama ve güneşli bir iklim pancarının fazla sıcaklık isteği yoktur. Ancak yetişme döneminde sulanması gerekir. Her bölgede yetiştirilir. En fazla iç Anadolu Bölgesinde üretilir. Daha sonra İç Batı Anadolu, Orta ve Batı Karadeniz bölümleri, Marmara Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi gelir. Yaz yağışlarından dolayı Karadeniz kıyılarında, kuraklıktan dolayı Güneydoğu Anadolu’da ve ayrıca yüksek gelir getiren ürünler ekildiğinden Ege ve Akdeniz kıyı ovalarında yetiştirilmemektedir. Pancar atıklarından hayvan yemi üretildiğinden fabrikaların etrafında besi hayvancılığı gelişmiştir. Şeker pancarı üretimi her yıl artış göstererek 1927 yılında 0,6 bin ton iken 1998 yılında milyon tona çıkmıştır. Son yıllarda şeker pancarı üretimi azalmıştır. 2005 yılı üretim miktarı 15 milyon ton civarındadır.Haşhaş Afyon sakızı adı verilen maddesinin uyuşturucu yapımında kullanılmasından dolayı devletin sıkı denetimi altında sınırlı alanlarda ve az miktarda yetiştirilen bir bitkidir. Dolayısıyla ekim alanları doğal şartlara göre değil devletin izin verdiği yerlere bağlıdır. Ülkemizde daha çok İç Ege’deki Afyon, Kütahya, Uşak, Denizli ile Göller yöresindeki Burdur ve İsparta illerinde üretimi yapılır. Bir kısmı ihraç edilir. Tohumları yağ elde etmede ve diğer gıda kollarında kullanılır. Afyon sakızından ilaç yapılır. Yıllık üretim 15 ile 30 bin ton arasında Anavatanı Muson Asya’sı olan çay, ülkemizde ekonomik olarak 1940’lı yıllardan sonra üretilmeye başlanmıştır. Çay yıkanmış ve kireçsiz topraklarda, yağışın bol olduğu nemli bulutlu ve serin ortamlarda yetişen funda türü bir bitkidir. Yaprakları kurutularak çay elde edilir. Bu özellikler ülkemizde Doğu Karadeniz kıyı şeridinde bulunduğundan çay tarımı sadece Rize, Trabzon, Artvin, Ordu ve Giresun illerinde yapılmaktadır. Çay üretiminin % 75’i tek başına Rize’ye aittir. Çayın kalitesini ve üretimini arttırmak için 1971’de Rize’de Çay Kurumu ÇayKur yılında 2600 hektar olan çay bahçeleri 2005 yılında 76 000 hektara çıkmıştır. Ülkemizde yıllık 200 bin ton civarında kuru çay üretilmektedir. Çay tarımıyla birlikte Doğu Karadeniz’de tarım ve sanayi az da olsa Tropikal bölge bitkisi olan keten ve kenevirin liflerinden keten kumaşı ve kot bezi yapılır. Keten-kenevir üretimi daha çok Batı Karadeniz’deki Kastamonu, Sinop ve Zonguldak çevresi ile Marmara’da Kocaeli çevresinde yapılır. Kenevir uyuşturucu yapımında kullanıldığı için üretimi devlet kontrolü YAĞ BİTKİLERİ Zeytin, ayçiçeği, susam, kolza, aspir, yerfıstığı gibi bitkilerden yağ elde edilir. Bu sebeple bu bitkilere yağ bitkileri Zeytin ağacı Akdeniz ikliminin tabii bitkilerindendir. Soğuğa karşı duyarlı olduğundan kışların ılık geçtiği ve don olayının görülmediği Akdeniz, Ege, Güney Marmara ile Karadeniz Bölgesi’nin bazı kıyı kesimlerinde yetiştirilir. Kışın soğuk olan iç bölgelerde ve yüksek yerlerde yetişmez. Ülkemizde zeytin en fazla Ege Bölgesi’nde üretilmektedir. Güney Marmara kıyıları ile Akdeniz kıyıları ve Kilis çevresinde de yoğun olarak zeytin üretimini olumsuz yönde etkileyen bazı beşeri faktörler vardır. Bunlar gübreleme yetersizliği, sırıkla çırpma yoluyla yapılan yanlış hasat ve budama hatalarıdır. Zeytin üretiminin % 75’inden yağ üretilir. Geriye kalanı sabun sanayiinde ve sofralık zeytin olarak kullanılır. Zeytin üretimi, bir yıl fazla bir yıl az olur. Ülkemizde yıllık ortalama milyon ton civarında üretimi yapılır. İtalya, Yunanistan, İspanya, Tunus gibi ülkelerle birlikte Türkiye Dünya’da zeytin üretiminde ön Yetişme dönemi olan ilkbaharda yağış, olgunlaşma dönemi olan yaz mevsiminde güneşli bir iklim ister. Olgunlaşma döneminde yağış istememesinden dolayı Karadeniz kıyılarında yetiştirilemez. Diğer bütün bölgelerde tarımı üretiminin % 70’e yakın kısmını Marmara Bölgesi’nde, başta Tekirdağ ve Edirne olmak üzere Kırklareli, Bursa, Balıkesir illeri karşılar. Daha sonra İç Anadolu Bölgesi ve Orta Karadeniz Bölümü gelir. Ülkemizde Ayçiçeği yıllık 800 bin ton civarında üretilir. Ülkemizde sıvı yağ ihtiyacının büyük bir kısmı ayçiçeğinden sağlanır. İşlenmesinden arta kalan kısımları hayvan yemi olarak değerlendirilir. Ayrıca kuruyemiş olarak da Fasulyesi Bu ürün sadece yağ üretiminde değil, kuru sebze, yaş sebze, ekmeklik un, süt ve yoğurt gibi gıda maddeleri üretiminde de büyük önem taşır. Protein bakımından zengin olduğu için besin değeri yüksektir. Yurdumuzdaki doğal üretim alanları Doğu ve Orta Karadeniz bölümüdür. Ancak çay ve fındık gibi daha fazla gelir getiren ürünlerin rekabeti nedeniyle ekim alanı dardır. Yetişme dönemi çok kısa olduğundan ikinci ürün olarak Adana, Antalya ve Ege ovalarında yetiştirilmektedir. Üretiminde Akdeniz Bölgesi birinci sıradadır. Daha çok yağ, un ve yem sanayisinde Tahin, pasta ve bisküvi sanayinde kullanılır. Susamın tohumundan yağ elde edilir. Ilıman iklim bölgelerinde tarımı yapılmaktadır. Ülkemizde Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde üretilir. Yıllık üretim miktarı 30 bin ton Kuruyemiş olarak tüketilen yerfıstığından aynı zamanda yağ da elde edilmektedir. Sıcak ve nemli iklim şartlarında ve gevşek topraklarda tarımı yapılır. Ülkemizde yerfıstığı üretiminin % 90’ı Akdeniz Bölgesi’nden karşılanır. Yıllık üretim miktarı 80 bin ton BAKLAGİLLER Baklagiller nohut, mercimek, fasulye, bakla gibi ürünlerden oluşur, iç ve dış ticarette önemlidirler. Daha çok kuru olarak Yetişme döneminde yağış, olgunlaşma döneminde sıcak ve kurak iklim ister. Her türlü toprak şartlarına dayanıklıdır. Türkiye’de kırmızı mercimek en fazla Güneydoğu Anadolu’da, yeşil mercimek ise İç Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Yıllık 500 bin ton civarında kırmızı mercimek, 60 bin ton civarında da yeşil mercimek Yarı kurak iklim şartlarında yetişebilen nohut, en fazla İç Anadolu, Akdeniz, iç Ege ve Güneydoğu Anadolu’da üretilir. Baklagiller içerisinde en fazla üretim miktarına sahiptir. İhraç ürünlerindendir. Yıllık 600 bin ton civarında Yüksekliği 1500 m’yi aşmayan ve yaz döneminde sulanabilen tüm sahalarda yetiştirilir. En önemli yetişme alanları kıyı bölgelerimizdeki sulanabilen ovalardır. İç bölgelerimizde de akarsu boylarında ve sulanabilen alanlarda üretilir. Yıllık üretim miktarı 250 bin ton MEYVELER Ekili-dikili alanların % 3’ünü oluşturan meyveler Türk ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz iklimindeki çeşitlilik değişik türde meyve yetiştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu çeşitlilik Türkiye’yi Dünya’nın önemli bir meyve üreticisi haline getirmiştir. Bazı meyvelerin üretiminde Türkiye Dünya’da sayılı ülkeler arasında yer almaktadır. Fındık, incir, üzüm, kayısı, antepfıstığı gibi – Turunçgiller, incir, muz gibi meyveler kışların ılık geçtiği yerlerde yetişir. – Üzüm, elma ve kayısı İse hem kıyılarda hem de iç kesimlerde Ilıman iklim bölgelerinin bitkisidir. Kış sıcaklığının 5-6 C, yaz sıcaklığının da 20-25 C olduğu ve yıllık 1000-1500 mm yağış alan ılıman ve serin iklim bölgelerinde yetişir. Don olayı ve yaz kuraklığı verimi fındık tarımı Karadeniz kıyılarında yaygındır. Özellikle Ordu, Giresun ve Trabzon illeri üretimin yarısından fazlasını sağlamaktadır. Toplam üretimin % 80′ den fazlasını Karadeniz Bölgesi, geri kalanı da Marmara Bölgesi’ndeki İzmit ve Sakarya illeri sağlar. Türkiye Dünya fındık üretiminde birinci sırada olup üretimin çoğu ihraç edilir. Yıllık 500-600 bin ton civarında Narenciye adı da verilen bu ürünler portakal, mandalina, limon, greyfurt ve turunçtan oluşur. Anavatanı Güneydoğu Asya’dır. Soğuğa karşı çok hassastır. Kış sıcaklığının 0 C nin altına düşmediği bölgelerde yetişebilir. Ayrıca yüksek sıcaklık ve bol su isteyen bir bitkidir. Karadeniz Bölgesi’ndeki turunçgil alanları hariç diğer turunçgil alanlarında sulama en fazla Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesiminde Mersin, Adana, Antalya ve Hatay’da üretilir % 80. Geri kalanı ise Ege kıylarında ve az miktarda Rize kıyılarında yetiştirilir. Yıllık 2,9 milyon ton olan üretimin bir kısmı ihraç edilir. Diğer üretici Akdeniz ülkelerinin rekabeti nedeniyle turunçgil ihracatı istenilen düzeye Kışların ılık, yazların sıcak geçtiği, yıllık yağışın’ 600-700 mm olduğu iklimlerde yetişebilir. Soğuğa karşı hassas olduğundan iç bölgelerimizde yetiştirilemez. İncir en fazla Ege Bölgesi’ndeki Aydın ve İzmir çevresinde üretilir. Bundan başka Akdeniz ve Karadeniz kıyıları ile Güney Marmara ve Güneydoğu Anadolu’da değeri yüksek ve kaliteli kuru incir üretilen bölgelerde Akdeniz iklim özellikleri görülmektedir. Bu özellikler Ege ve Akdeniz’de vardır. Ama diğer ürünlerin rekabeti nedeniyle kuru incir üretimi eskiden beri Ege Bölgesi’nde özellikle Kıyı Ege Bölümü’nde önem kazanmıştır, iç ve dış pazarları Ege Bölgesi’nin incir bahçeleri beslemektedir. Yıllık 300 bin ton üretimiyle ülkemiz Dünya’da birinci durumdadır. Üretimin yarıya yakın kısmı daha çok kurutulmuş olarak ihraç Kışın -30, – 40 C kadar düşük sıcaklığa dayanıklıdır. Yazın da sıcaklık ve kuraklığa dayanıklı bir bitki olduğundan ülkemizde her bölgede yetiştirilir. Sadece Karadeniz kıyılarında ve Doğu Anadolu’da sıcaklığın yetersiz olduğu yüksek yerlerde yetiştirilemez. Bağ alanları daraltılmış olmasına rağmen, üzüm miktarında artış vardır. Bunun nedeni bağcılığın intansif yöntemlerle yapılıyor olmasıdır. Toprak bakımının, gübrelemenin ve hastalıklarla mücadele edilmesinin sonucu verim ve kalite ticaretimiz % 100 oranında Ege’nin çekirdeksiz kuru üzüm meyvesi ile temsil edilir. Bu nedenle en ekonomik ve en önemli bağcılık bölgesi Ege’dir. Üretim en fazla Ege Bölgesi’nde yapılır. Güneydoğu Anadolu, iç Anadolu, Marmara ve Akdeniz Bölgeleri’nde de yaygın olarak üretilir. Elma ile birlikte üretimi en yaygın olan meyvedir. Yaş üzüm olarak yıllık milyon ton civarında üretimimiz vardır. Ülkemiz kuru üzüm ihracatında da Dünya’da birinci Türkiye’de üzümden sonra en çok yetiştirilen meyvedir. Karasal iklimlerde yetişebilir. Yalnız çiçek açma döneminde sıcaklığın çok düşmemesi gerekir. Az kireçli ve derin topraklarda yüksek verim sağlanır. Elma üretimi en fazla İç Anadolu’da özellikle Niğde, Nevşehir, Konya çevresinde, Orta Karadeniz’de Amasya ve Göller yöresinde İsparta çevresinde yapılır. Yıllık 2,5 milyon ton civarında üretilir. Bir kısmı ihraç Tropikal bölge bitkisidir. Ülkemizde sadece Akdeniz Bölgesi’nde Antalya – Mersin arasındaki dar kıyı şeridinde tarımı yapılabilir. Tabii ekim alanı en dar olan ürünlerimizdendir. Diğer meyvelerin tersine ihraç edilmez, ihtiyacın bir kısmı ithal edilerek Fıstığı Yaz kuraklığına ve yüksek yaz sıcaklığına dayanıklı bir bitkidir. Ülkemizde en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Yıllık üretim 40-50 bin ton civarındadır. Üretimin % 70’i ihraç Türkiye’de birçok bölgemizde yetiştirilir. Başta Malatya olmak üzere Elazığ, Konya, Ankara ve İzmir illeri kayısı üretiminin en fazla olduğu yerlerdir. Kurutulmuş kayısı üretiminde de Dünya’da SEBZECİLİK Türkiye’de hemen her türlü sebze yetiştirilmektedir. Sebze tarımı tahıllardan farklı olarak sulama gerektirir ve yoğun emek harcanarak yapılır. Sebze üretimi Akdeniz, Ege, Marmara, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde sulanabilen yerlerde yapılır. Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde ve Karadeniz’in aşırı yağış alan yerlerinde sebze tarımı yapılamaz. Sebzeler en erken Akdeniz kıyılarında en geç Doğu Anadolu’da SERACILIK Kışların ılık, güneşli gün sayısının fazla olduğu yerlerde sıcaklığın kontrol altına alınmasıyla yapılan yoğun tarım metodudur. Akdeniz bölgesinde özellikle Antalya seracılıkta ilk sırada gelir. Ege bölgesi Akdeniz’den sonra en fazla seracılığın yapıldığı bölgedir. Seracılıkta özellikle sebze ve çiçek üretimi ÜRÜNLERİYLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER 1. Bölgelerde yetiştirilen belli başlı tarım ürünleri Karadeniz Bölgesi Fındık, çay, mısır, tütün, şeker pancarı, pirinç, keten-kenevir, sebze Marmara Bölgesi Ayçiçeği, zeytin, şeker pancarı, buğday, pirinç, mısır, patates, sebze, fındık, üzüm Ege Bölgesi Zeytin, üzüm, haşhaş, pamuk, tütün, incir, turunçgiller, buğday, şeker pancarı, sebze Akdeniz Bölgesi Turunçgiller, muz, pamuk, yerfıstığı, sebze, buğday, susam, gül, elma, mısır, pirinç, soya fasulyesi, zeytin, yulaf, şeker pancarı İç Anadolu Bölgesi Buğday, arpa, mercimek, şeker pancarı, elma, patates, üzüm, nohut, çavdar, yulaf Doğu Anadolu Bölgesi Arpa, buğday, kayısı, tütün, şeker pancarı, üzüm, pamuk Güneydoğu Anadolu Bölgesi Antepfıstığı, buğday, arpa, mercimek, pamuk, üzüm, zeytin, sebze, tütün, çavdar. 2. Tabii ekim alanı geniş olan tarım ürünleri şeker pancarı, üzüm, buğday, arpa, elma, ayçiçeği, tütün, mısır, patates 3. Tabii ekim alanı dar olan tarım ürünleri Muz, çay, fındık, turunçgiller, incir, zeytin, pamuk Not Bunlardan pamuk dışındaki ürünler aynı zamanda kış ılıklığı ister. 4. Ekim alanı devlet tarafından sınırlandırılan tarım ürünleri Haşhaş, tütün, pirinç, keten-kenevir 5. Su isteği fazla olan tarım ürünleri Çay, pirinç, fındık, mısır, sebzeler, turunçgiller 6. Yetişme döneminde yağış veya sulama, olgunlaşma döneminde kuraklık ve sıcaklık isteyen tarım ürünleri Buğday, arpa, pamuk, tütün, ayçiçeği, mercimek, susam, çavdar, yulaf 7. Kış mevsimi ılık geçen kıyı kesimlerinde yetişen meyveler Turunçgiller, incir, muz, fındık gibi meyvelerdir. 8. Üzüm, incir, fındık, antep fıstığı, kayısı gibi meyveler kurutularakta tüketilir. 9. Fındık, kuru üzüm, kuru incir, antep fıstığı ve kayısının ihracat değeri yüksektir Dünya’da üretimde önde olduğumuz ürünlerdir. 10. Çay, şeker pancarı ve ayçiçeği Cumhuriyet Döneminden sonra üretilmeye başlanmıştır.
Çoğunlukla salatalarımıza lezzet vermesi için kullandığımız yeşil sebzeler, vücut sağlığımızı korumada etkili rol oynuyor. Bu nedenle kahvaltı da dahil olmak üzere her öğünde yeşil sebzelere yer vermek gerekiyor. Sürekli tüketilmesi gereken 5 yeşilliği ve muhteşem yararlarını sizin için araştırdık. Tere İçerdiği mineraller sayesinde özellikle kadın hastalıklarına iyi gelen tere, aynı zamanda kansızlığın tedavisinde de kullanılıyor. Hafif acı bir tada sahip olan tereyi tüketmekte zorlanıyorsanız meyvelerle tatlandırarak tüketebilirsiniz. PazıA, V, ve K vitaminleri açısından oldukça zengin olan pazı, hazmı kolaylaştırır ve, kabızlığa iyi gelir. Bu leziz yeşilliğin sarmasını ve yemeğini yapabilir, dilerseniz salatalarda da kullanabilirsiniz. MaydanozMaydanoz, hemen hepimizin mutfağının daimi yeşilliklerinden biridir. Salatalarda, zeytinyağlı yemeklerde rahatlıkla kullanabileceğiniz maydanozu detoks içeceklerinize katabilir, atıştırmalık olarak çiğ halde de yiyebilirsiniz. MarulSalataların vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan marul; lif, şeker, fosfor, kalsiyum, demir, magnezyum ve potasyum bakımından oldukça zengindir. İçeriğinde aynı zamanda A ve C vitamini bulunan bu yeşil sebzemiz, güçlü bir antioksidan olarak bilinir. Özellikle saçlara ve cilde çok iyi gelir.
Sabah detaylı kahvaltı sofraları hazırlamak için vakti olmayanlar için biçilmiş kaftan olan kahvaltılık gevrekler, doğru malzeme seçimleri sayesinde diyet listeleri için de vazgeçilmez olabiliyor. Çok hızlı hazırlanması ve bir öğünde alınması gereken kalori miktarını gayet kontrollü sağlayabilmesi açısından da önem kazanıyor. Ayrıca içerdiği malzemelere göre değişmekle birlikte boşaltım sistemini düzene sokmasıyla da bir diğer avantajını kazanıyor. Diyet Kahvaltılık Gevreklerin Özellikleri Kahvaltılık gevreklerin içerisine isteğe göre birçok malzemeyi koymak mümkün. Ancak koyulan malzemelerin kalori ve yağ, şeker miktarları fazla olduğunda arzu edilenin aksi bir durum oluşuyor. Diyete uygun, hafif ve kalori miktarı az malzemelerden hazırlandığında ise kahvaltılık gevrekler diyet listeleri için vazgeçilmez olabiliyor. Ay çekirdeği, kuru üzüm gibi malzemelerin de gevreğe eklenmesiyle tokluk hissinin uzun süre sağlanmasına yardımcı oluyor. İyi bir diyet gevreğin bilinen bir markadan tercih edilmesi, içindeki malzemelere güven açısından oldukça önemlidir. Ayrıca olabilecek en düşük düzeyde şeker ihtiva etmesi de iyi bir kahvaltılık gevreğin özellikleri arasında yer almaktadır. Diyet Kahvaltılık Gevreklerin İçerisinde Bulunan Malzemeler Malzeme seçimi tamamen kişinin inisiyatifinde gerçekleşir. Hazır satılan diyet gevreklerde tam tahıllar, vitamin takviyeleri malzemenin omurgasını oluşturur. Sonrasında ise tüketici tarafından tabağa eklenen malzemeler sayesinde diyet kahvaltılık gevrek hazırlanır. Bu aşamaya girmesi muhtemel birçok malzeme vardır. Kuru kayısı, kuru üzüm, yaban mersini, süt, bal, reçel, pekmez gibi takviyelerle kişi, kendisine en uygun kalori miktarını hazırlayarak kahvaltı öğününde alması gereken kalori miktarını kolayca karşılayabilir. Kahvaltılık Gevreğin Besin Değeri Başta diyet yapanlar olmak üzere kilosunu kontrol altında tutmak isteyenler, acelesi olduğu için uzun bir kahvaltı yapamayanlar tarafından kahvaltılık gevrekler tercih edilmektedir. Gevreklerin tamamı süt ile karıştırılarak tüketilebileceği gibi kompleks bazı tariflerde de kullanılabilir. Günümüzde en çok tüketilen gevrek mısır gevreği olsa da birçok farklı türde kahvaltılık gevrekten bahsedebiliriz. Çeşit fazla olunca da her gevreğin besin değerleri, zararları ve faydaları farklı olmaktadır. Kahvaltılıkların kalorisi genel olarak düşüktür. Çoğu kişi tarafından kilo verme amacıyla tüketildiği için yağ ve şeker açısından da fakirdir. Buna karşılık olarak bazı gevrek türlerinde vitamin ve mineral oranı oldukça yüksektir. Ayrıca gevreklerin genel olarak oldukça doyurucu olduğunu söylemek mümkündür. Gevreklerin içerisinde protein, lif, demir, magnezyum bulunmaktadır. Kahvaltılık Gevreğin Faydaları Hangi gevreğin tüketildiği alınan faydaları ve fayda seviyesini belirler. Hangi gevreğin tüketildiği kadar ne zaman tüketildiği de oldukça önemlidir. Gevreklerin neredeyse tamamı geç sindirildiği için kahvaltıda tüketilmesi daha mantıklı olacaktır. Bağırsaklara ulaştıktan sonra yavaş şekilde parçalanıp kana karıştırıldığı için kan şekerini bir anda yükseltmez. Genel olarak ise kahvaltılık gevrekler kan şekerini dengeler. Yine yavaş parçalanmanın getirdiği bir özellik olarak uzun süre tok tutarlar. Süt ile beraber tüketildiklerinde şişerek midede fazlaca yer kaplarlar. Gevreklerin tamamı lif açısından oldukça zengindir. Liflerin alınmasıyla birlikte başta bağırsaklar olmak üzere sindirim sisteminin tamamı dengeye girer. Bazı gevrek türlerinin kandaki yağları düzenlediği bilinmektedir. Kötü kolesterolü azaltır, iyi kolesterolü ise dengede tutarlar. Kandaki yağların düzenlenmesinden ve bunun sabah erken saatlerde yapılıyor olmasından dolayı damarlardaki tıkanma riski ortadan kalkar. Gevreklerin tamamı çok iyi bazdır. Yani içlerine katılan her türlü besine uyum sağlayabilirler. Genelde süt ile tüketilseler de ihtiyaca göre vitamin ve mineral takviyeleri, bal, reçel, kuru meyve gibi yardımcılarla da tüketilebilir. Gevreklerin tamamını hazırlamak oldukça kolaydır. Üzerine süt dökülür, üç dakika beklenir ve tüketilir. Zaman açısından sağladığı fayda oldukça fazladır. Ayrıca uygun koşullarda saklandığında aylarca bozulmadan durabilir. Kahvaltılık Gevreğin Zararları Kahvaltılık gevreklerin zararlı olup olmadığına dair tartışmalar yıllarca sürdü. Yapılan çalışmalar ufak bir iki zararını gösterse de faydalarının yanında bu zararlar görmezden gelindi. Genel olarak kahvaltılık gevreklerin zararlarını şöyle sıralayabiliriz Zayıflamak amacıyla kullanılıp ilk faydalar elde edildiğinde tüm ana ve ara öğünleri ele geçirebilmektedir. Zayıflamak isteyen kişi sürekli olarak gevrek tüketmeye başlamaktadır. Bu durum beraberinde birçok sorunu getirir. Ne kadar doğal üretilse de kahvaltılık gevrekler paketli ürünlerdir. İçlerinde katkı maddesi bulunma ihtimali yüksektir. Paket içeriklerinin gerçek kontrollerini yapmak mümkün değildir. Şeker ve yağ açısından zengin olabilirler. Toplumun beslenme alışkanlıklarını radikal biçimde değiştirmekte; hayvansal besinlerin alımının önüne geçmektedir. Vücudun dengesiz bir biçimde besleniyor olması da orta – uzun vadede ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Zararların ortaya çıkmaması için kahvaltılık gevrekler kısıtlı miktarda tüketilmeli, diğer besin kaynakları ile desteklenmelidir. Kahvaltılık Gevrek Çeşitleri Nelerdir? Konu kahvaltılık gevrek olduğunda çeşitlere bir sınırlama koymak mümkün değildir. Başta, gevreklerin hazırlandığı tahıllar çeşitlenmeyi artırmaktadır. Ayrıca farklı damak zevklerine uyması için hazırlanan kahvaltılık gevreklerin içerisine çeşitli malzemeler katılmaktadır. Yani kombinasyona bağlı bir durum ortaya çıkar ki kahvaltılık gevrek çeşitlerini bu hesaptan hareketle yüzlere kadar çıkarabiliriz. Ülkemizde genelde müsli tercih edilmektedir. Müsli başlı başına bir karışımdır. İçerisinde tam tahılları ve besleyici diğer maddeleri barındırır. Ayrıca diğer tam tahıllardan hazırlanan gevrekler de çeşit olarak sayılabilir. Pirinç patlakları, mısır gevreği, arpa gevreği, yulaf gibi… Tüm bu malzemeler oldukça bazdır ve tek başlarına tüketilmeleri imkansıza yakındır. İçlerine süt katılarak ya da diğer tariflere eklenerek tüketilirler. Başta çocuklar olmak üzere damak tadı daha değişik olanlar kahvaltılık gevreklerin çikolatalı ya da vanilyalı olanlarını tercih etmektedir. Bunlara ek olarak kuru meyveler, vitaminler, mineraller de katılabilmektedir. Kilo vermek veya sağlıklı beslenmek için vücudunuza en uygun olan kahvaltılık gevrek çeşidini seçmelisiniz. Örneğin magnezyum ihtiyacınız fazla ise arpadan hazırlanan bir gevreği seçmeniz faydalı olacaktır. Ya da tok kalmakla ilgili bir probleminiz varsa yulaf ezmesinden hazırlanan bir gevrek çeşidini seçmelisiniz. Eğer kaliteli şekilde, tüm öğünleri düzenlenmiş bir diyet yapmak istiyorsanız gevrek seçimini yapmadan önce mutlaka bir uzman diyetisyene başvurmalı, onun tavsiyelerine göre hareket etmelisiniz. Bu sayede vücut değerlerinize en uygun olan gevrek çeşidini seçebilirsiniz. Hangi Kahvaltılık Gevrek Kilo Verdirir? Bundan on yıl önce gevrek tüketiminin zararlı olup olmadığı, iyi bir kahvaltının yerini tutup tutamayacağı tartışılıyordu. Günümüzde ise kahvaltılık gevreklerin ne kadar sağlıklı olduğu ve ne kadar kilo verdireceği tartışılmakta. On yıllık süreçte sektör o kadar büyüdü ki, onlarca farklı gevrek piyasaya çıktı. Diyet yapanların veya sağlıklı beslenmek isteyenlerin aklında da hangi kahvaltılık gevreğin kilo verdirdiği sorusu var. Öncelikle paketlerin üzerindeki etiklere pek güvenmemeniz faydanıza olacaktır. Tamamen doğal olarak hazırlanan veya hiç şeker içermeyen gevrek olarak etiketlenenler genelde bir miktar tatlandırıcı içermektedir. Ayrıca üretim sırasındaki kimyasal süreçten dolayı gevreklerin faydaları azalmaktadır. Yulaf Ezmesi Kilo Verdirir Mi? Yulafın yapısı bağırsaklarımız için oldukça uygundur. Bol miktarda lif içerir ve tüketildikten sonra kana karıştırılması uzun bir süre alır. Yani yulaf ezmesi tok tutmaktadır. Bu sebepten ötürü de on beş dakikaya yayılan bir porsiyon yulaf ezmesi tüketimi sonrasında, uzun vadede kilo vermek mümkündür. Müsli Kilo Verdirir Mi? Bilindiği üzere müsli son beş yılda inanılmaz derecede popüler oldu. Kilo vermek isteyenler tarafından kullanılmasının yanı sıra sporcular tarafından da kullanılmaya başlandı. Bu sebepten ötürü de sadece diyet yapanlara yönelik olarak üretilmiyor. Yani içerisinde bir miktar şeker içerme ihtimali var. Eğer kilo vermek istiyorsanız müslinin alternatiflerine yönelmeniz gerekmektedir. Eğer çok az miktarda şeker içeren bir müsli bulursanız, zayıflamak için de kullanabilirsiniz. Pirinç Patlağı Kilo Verdirir Mi? Pirinç oldukça kalorilidir. Kahvaltı veya ara öğün için üretilen pirinç patlakları da bol miktarda kalori içerir. Ayrıca çabuk kana karışmasından dolayı kan şekerini hızlıca yükseltebilir. Diyet yapanların veya sağlıklı beslenmek isteyenlerin pirinç patlağı tüketimine dikkat etmesi faydalı olacaktır. Mısır Gevreği Kilo Verdirir Mi? Mısır oldukça yağlıdır. Kahvaltı için üretilen mısır gevreğinden yağ alınır ancak bu kimyasal bir süreç dahilinde yapılır. Yine de ufak ilavelerle birlikte mısır gevreğini oldukça besleyici bir öğüne dönüştürebilir, aynı zamanda kilo verebilirsiniz. Sonuç, içerisinde şeker barındırmayan ve yağ değerleri düşük olan gevrekleri zayıflamak amacıyla kullanabilirsiniz. Kahvaltı İçin En İyi Dört Tahıl Gevreği Hangisi Günümüzde birçok tahılın gevreği yapılmakla birlikte kahvaltı için en iyi olan dört tanesini şu şekilde sıralayabiliriz Kırılmamış Çavdar Kahvaltılarda bir miktar kırılmamış çavdardan üretilen ekmek tüketmek oldukça faydalıdır. Tüketilen diğer malzemeleri dengeleyip vücudu destekleyecektir. Çavdarın diğer buğday türlerine karşı olan iki avantajı bulunur. Bunlardan birincisi kalori değerinin çok düşük olması iken ikincisi lif yapısının çok daha fazla olmasıdır. Ayrıca kan yağlarını düzenleme konusunda da oldukça başarılıdır. Kırılmamış Karabuğday Ülkemizde pek yaygın olmasa da eğer bulabilirseniz oldukça faydalı olacaktır. Genelde bira yapımında kullanılmaktadır. Karabuğdayın en önemli özelliği vitamin ve mineral açısından inanılmaz derecede zengin olmasıdır. Tüketilmesinden sonra oldukça yavaş parçalanır. Karaciğer fonksiyonlarını düzenleyerek toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. Yulaf Diyetlerin ve sağlıklı beslenme süreçlerinin vazgeçilmezi olan yulaf aynı zamanda kahvaltıda tüketilebilecek en iyi dört tahıldan bir tanesidir. Birçok diğer besinle kombine edilebiliyor olması da en büyük avantajıdır. Kalorisi çok düşük, lif yapısı ise bir o kadar fazladır. Şeker açısından oldukça fakir olması, şeker hastaları tarafından tüketilebilmesini kolaylaştırır. Kırılmamış Arpa Günümüzün beslenme alışkanlıkları içerisinde arpanın pek yeri olmasa da eğer uygun şekilde işlenirse arpa kahvaltıda tüketilebilecek en iyi dört tahıl gevreğinden bir tanesidir. Genelde bira yapımında kullanılır ancak kırılmamış formu daha faydalıdır. Şeker açısından zengin olduğu için tüketim miktarına dikkat edilmelidir. Meyvelerle karıştırılarak hem kahvaltıda hem de ara öğünlerde tüketilebilir. Diyet Kahvaltılık Gevreğin Yapılışı Kahvaltılık gevrek genelde tek başına tüketilmez. Diyet olanları olabilecek en düşük şeker seviyesine sahip olduğundan dolayı genelde tatsız ve tuzsuzdur. Bu durumda tüketiciler çeşitli diğer malzemelerle karıştırarak kahvaltılık diyet gevreği tüketmektedir. Bir küçük kâsenin yarısı kadar kahvaltılık gevreğin üzerine arzu edilen ekstra malzemeler ilave edildikten sonra bir bardak süt veya yoğurt ilavesi yapılır. Sonrasında iyice karıştırılarak tüketime hazır hale getirilir. Doyurucu Kahvaltılık Gevrek Tarifi İşe geç kaldıysak ya da bir yere acil olarak yetişme telaşındaysak kahvaltıyı ihmal ederiz. Kahvaltı günün en önemli öğünü olduğu için, kahvaltının ihmal edilmesi zincirleme sorunları doğurur. Doyurucu şekilde kahvaltı yapmayanlar öğlen yemeğinde çok fazla yemek yerler ve olması gerekenin iki katına yakın kalori alırlar. Ayrıca kan şekeri dengesizleşir ve doyma hissi olması gerekenden daha yavaş gelmeye başlar. İşte oldukça önemli olan kahvaltının tüm aceleye rağmen atlanmaması için tüketilebilecek sağlıklı gıdaların başında gevrekler gelir. Gevrekler oldukça doyurucudur. İçlerindeki besinlerden dolayı bağırsak fonksiyonlarını da düzenlerler. Lifli yapıları oldukça sağlıklıdır. Bu sebepten ötürü de oldukça basit tariflerle sık sık tüketilmeleri uygundur. Gevreğin en bilinen tüketim şekli doğrudan doğruya süt ile karıştırılmasıdır ancak bazı insanların laktoza karşı intoleransı bulunur. Bu sebepten ötürü de gayet basit olan sütlü gevrek tarifi kullanılamaz. Ayrıca sürekli bu tarifi uygulayanlar da bazen değişiklik yapma ihtiyacı hisseder. Doyucu ve gevrek ile hazırlanan kahvaltılar için bir gün önceden hazırlık yapmak mantıklı olacaktır. Öncelikle gevrekler olduğundan daha küçük hale getirilir. Sonrasında ise kurabiyelerde, pastalarda ve ana öğün olarak adlandırabileceğimiz yemeklerde kullanılmaya başlanır. En gözde kullanım ise gevrekle kurabiye hazırlamaktır. Malzemeler İki yemek kaşığı tereyağı, Bir adet yumurta, Bir çay bardağı pudra şekeri, Üç çay bardağı nişasta, Bir paket kabartma tozu, Bir paket vanilya tozu, Dört çay bardağı un, Dört çay bardağı mısır gevreği, Arzu edilen miktarda çikolata, Yarım çay bardağı sıvı yağ. Tarifin hazırlanışı Doyurucu kahvaltılık gevrek tarifi için derin bir kabın içerisine yumurta kırılır. Kırılan yumurta biraz çırpıldıktan sonra oda sıcaklığına getirilmiş olan tereyağı üzerine boca edilir. Biraz ezerek biraz da karıştırarak devam edilir. İkisi özdeşleştikten sonra nişasta ve pudra şekeri de karışıma dahil edilir. Bulamaç kıvamına gelene kadar karıştırma devam eder. Un, vanilya ve kabartma tozu da son olarak karışıma dahil edilir ve karıştırma devam eder. Kulak memesi kıvamında ele yapışmayan bir hamur elde edildiğinde işlem sonlandırılır. Hamurdan arzu edilen boyutta parçalar koparılır, arzu edilen şekle getirilir. Önceden iki yüz dereceye ısıtılmış fırında, altında yağlı kat olacak şekilde on beş dakika pişirilir. Pişme işlemi devam ederken de doyucu kahvaltılık kurabiyelerin diğer malzemeleri hazırlanmaya başlar. Tarifte kullanacağınız çikolatayı çelik bir kabın içerisine koyun. Kaynayan suyun içerisine çelik kabı bırakın ve çikolataları eritin. Erime sağlandıktan sonra kabı kaynayan suyun içerisinden alıp sıvı yağı ekleyin. İyice karıştırın ve özdeşleştirin. Yayvan bir kaba ufalttığınız mısır gevreklerini yayın. Fırından yeni çıkan kurabiyeleri önce çikolataya sonra da mısır gevreğine bulayın ve başka bir tepsiye alın. İki saatlik dinlendirmenin ardından istediğiniz zaman tüketebilirsiniz. Eğer hızlı ve doyucu şekilde yapmanız gereken bir kahvaltı varsa dört adet gevrekli kurabiye yeterli olacaktır. Kahvaltılık Gevrekler Zayıflatır Mı? Zayıflamak için yalnızca beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi yetmez. Mutlaka yaşam tarzı değişikleri ve özellikle de spor egzersizleri ile beslenme alışkanlığı değişikliklerinin desteklenmesi gereklidir. Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi sürecinde ilk yapılması gereken şeylerden bir tanesi kahvaltının yapılmaya başlamasıdır. Günümüzde birçok insan kahvaltı yapmayı ihmal eder. Kahvaltı gerçekten de günün en önemli öğünüdür. Kan şekerinin dengeye girmesi, iştahın belli ölçüde kesilmesi için mutlaka yapılmalıdır. Kahvaltıda hacim olarak ve doyuruculuk olarak fazla; kalori olarak ise az olan besinler tercih edilmelidir ki bu besinlerin başında da kahvaltılık gevrekler gelmektedir. Kahvaltılık gevrekler sayesinde kısa sürede oldukça doyurucu ve besleyici bir kahvaltı yapmak mümkündür. Güne enerjik başlamak, daha zinde olmak ve uzun süre kalori almadan durabilmek için oldukça idealdir. Kahvaltılık gevreklerin onlarca çeşidi sayılabilir. Bunlardan bazıları diyet için uygun olmayan besinleri içerir. Şeker veya yağ değerleri oldukça yüksektir. Eğer kahvaltılık gevreklerle kilo vermek istiyorsanız, gevrekleri alırken içindekiler kısmını dikkatlice okumanız; şeker ve yağ açısından zengin olanları tercih etmemeniz gerekmektedir. Zayıflatma amacında olan kahvaltılık gevreklerin lif oranı yüksektir. Ayrıca içlerinde bal ya da çikolata değil; kuru meyve barındırırlar. Eğer doğru kahvaltılık gevrek seçilir ve doğru zamanda, doğru porsiyonda tüketilirse ciddi miktarda kilo verilmesini sağlar. Bu doğrudan oluşturduğu bir etki olmaktan ziyade dolaylı bir etkidir. Kahvaltıda alınan kahvaltılık gevrek sayesinde diğer iki öğün ve ara öğünler daha hafif geçer. Zaten doymuş olan kişi ekstra kalori tüketme eğiliminde olmaz. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki bazı kahvaltılık gevreklerin içerisindeki tahıllar yavaş salınımlıdır. Yani bağırsaklara girdikten sonra parçalanmaları oldukça zordur. Bu inanılmaz faydalı bir özelliktir. Hem uzun süre tok kalmanızı hem de kan şekerinizin dengeli olmasını sağlar. Eğer kahvaltılık gevrekler ile kilo verme ya da kilonuzu koruma amacındaysanız mutlaka böyle bir kahvaltılık gevrek seçmeniz gerekir. Kahvaltılık Diyet Gevrek Diyetlerde Nasıl Kullanılmalıdır? Kahvaltılık diyet gevreğin içerdiği malzemeler, kişinin diyet süresi boyunca kahvaltı öğününden almak istediği kalori miktarını karşılayabilecek şekilde kombin edilebilir. Bu yüzden yanından ekstra bir gıda maddesi olmadan tüketmek mümkündür. İçerdiği tam tahıllar ve lifler sayesinde boşaltım sisteminin düzene girmesini de sağlar. İyi bir diyet listesinin ilk amaçlarından bir tanesi boşaltım sistemini düzene sokmak olduğundan dolayı, kahvaltılık gevrekler bu konuda oldukça başarılıdır. Genelde kahvaltılık diyet gevreklerin kutusunun üzerinde bir porsiyon için kalori miktarı belirtilir. Kişi, diyet listesinde alması gereken kalori miktarına tamamlamak için günden güne değişir şekilde kuru üzüm, ay çekirdeği, kuru kayısı, yaban mersini ve çikolata gibi eklemeler yaparak kahvaltılık diyet gevrekleri her gün tüketebilir. Koyduğu malzemelerin değişkenliğinden dolayı herhangi bir bıkma durumu olmadan diyet süresi boyunca kullanılabilir. En Sağlıklı Kahvaltılık Gevrek Hangisi? Kahvaltı için yeterli vakit bulamayanlar ve elbette ki diyette olanların ilk tercihi genellikle kahvaltılık gevrekler oluyor. Ancak bizim kalorisiz ve sağlıklı olarak gördüğümüz kahvaltılık gevrekler pek de masum değil. Hatta bazılarının içerisinde yüksek miktarda şeker bulunuyor. Eğer en sağlıklı kahvaltılık gevrek arayışındaysanız şeker ilavesiz olanları tercih etmelisiniz. Ayrıca bu konuda yulaf da oldukça sağlıklı bir alternatif olacaktır.
sebzeler tahıllardan farklı olarak ne isteyen ürünlerdir