⛳ 2 Kere 2 5 Eder Ispatı
22=5 dedi hocamız ispatı nedir? aslan409 2.2=5 iki kare farkını kullanarak elde edebilirsin cevabı . 3 votes Thanks 4. aslan409 kusura bakma burada insanlık hali . gokalpaydogan52 I'm sorry . aslan409 her insan hatta yapar . gokalpaydogan52 hatta ne . gokalpaydogan52 hata mı o .
2 Hakim, bu olgular hakkında gerek resen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. 3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz. 4. Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder. 5. Boşanma veya ayrılığın fer'i sonuçlarına dair anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
Peygamberliğinİspatı. Bir peygamberin peygamberliğini ispat, ancak hiç şüphe taşımayan ke*sin bir delille mümkün olabilir. Bu kesin delil de, ya onun gösterdiği mûci*zeyi duyu organıyla gözlemek, yahut kesin bilgi ifade eden mütevâtir bir haberle o mûcizeden haberdar olmaktır. Günümüzde bu deliller ancak Hz.
Gelişmedöneminde 2-3 kez yapraktan: 300 cc: 1500 cc: Yonca,fiğ,korunga: Biçim sonrası ve çiçeklenme öncesi: kullanıcının sorumluğundadır .Piyasaya sunacağımız etiket ile aynı olacağını bahhüt eder, Aksinin ispatı halinde 4703 Sayılı kanuna göre hakkımızda yapılacak cezai işlemleri peşinen kabul ederiz.
İletişimiznini temsil eder. KVKK : Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun kısa yazılımıdır. Veri işleme iznini temsil eder. KvvkText : Veri işleme aydınlatma metni EtkText : Ticari iletişim izni aydınlatma metni Frequency : E-posta adresi ve GSM numarası üzerinden
Fazlaşeker* işinden eder! İşyerinde internet kullanırken dikkat! Candy Crush benzeri oyunları ofiste uzun süre oynamak tazminatsız işten çıkarılma gerekçesi olabilir. * Candy Crush (Şekerleri yok et) Şekerleri toplayıp, yok etme oyunu olan Candy Crush ın dünyada. 481 milyon kullanıcısı var. Türkiye de oldukça popüler
Standartsapma, Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında, bir anakütle, bir örneklem, bir olasılık dağılımı veya bir rassal değişken, veri değerlerinin yayılımının özetlenmesi için kullanılan bir ölçüdür.Matematik notasyonunda genel olarak, bir anakütle veya bir rassal değişken veya bir olasılık dağılımı için standart sapma σ (eski Yunan harfi olan
68NIap. Enrico Bombieri, analitik sayılar teorisi, Diophantine geometrisi, karmaşık analiz ve grup teorisi alanındaki çalışmaları ile tanınan bir İtalyan matematikçidir. Kendisi aynı zamanda matematik kategorisinde verilmeyen Nobel Ödülü’nün karşılığı olan Fields madalyası sahibidir. Bombieri şu anda Princeton, New Jersey’deki İleri Araştırmalar Enstitüsü Matematik Okulu’nda Fahri Profesör. Kendisine küçük bir çocuk 1 artı bir neden 2 yapar diye sormuş. Verdiği cevabı size kısaca aktarmaya küçük dükkanlardan birinin sahibinin aklına bir gün bir fikir geldi. İçi şekerle dolu cam bir kavanozu tezgahının üstüne koydu. Kavanozda kaç tane şeker olduğunu doğru tahmin edene de kavanozu hediye edeceğini söyledi. Ben bir matematikçi olarak şekerlerin tam sayısını bulmak istedim. Bunun için bir şekerin yaklaşık ne kadar büyük olduğunu tahmin etmeye çalıştım. Sonrada aynı şeyi, şekerler arasındaki boşluk ve kavanozun büyüklüğü için yaptım. Sonra hesaplamaya başladım. Fakat benim hesaplamış olduğum sayı da, diğer pek çok kişi gibi, gerçek sayıdan çok insanlar bir meyve tabağında 4 ya da 5 elmanın olduğunu hemen görürüz. Fakat 10 taneden fazla nesneyi aynı anda kolayca algılayamayız. Bir kavanozu kaç şekerin doldurduğunu bir bakışta fark etme şansımız yoktur. Gözümüz şekerler arasındaki mesafeyi tam ölçemez. Yani benim şekerlerin sayısını belirleme girişimimin başarı olasılığı düşüktü. Fakat bu, matematikçilerin bir soruna yaklaşma biçimi için iyi bir örnektir. Bir görevi daima temel büyüklüklere ve bu büyüklükler arasındaki ilişkilere dayandırarak basitleştirmek isteriz. Şekerlerin büyüklüğü, aralarındaki mesafe ve kavanozun büyüklüğü bilinseydi şekerlerin sayısı Büyüklükler Üzerine bizim için dünyanın en doğal şeyi olsa da, bunun arkasında da önemli prensipler yatmaktadır. Neden 1 artı 1 neden 2 diye sormuştun bana. Kavanozdaki şekerleri nasıl sayarsın? Birini alır ve masanın üzerine koyarsın. Sonra bir tane daha alır ve onu da ilkinin yanına koyarsın. Şimdi biri sana kaç tane şeker aldığını sorsa, “2” dersin. Yani sayarken bu 2 şekeri düşünsel olarak bir araya getirirsin. Bunu 1+1=2 diye nesneden 2 nesneye geçiş adımı, saymanın temelidir. Kavanozdan 1 şeker daha aldığında, masanın üstünde 2+ 1 şeker olur. Buna “3 şeker” deriz ve 2+1=3 yazarız. Yani saymak, bir sayıdan hemen bir sonrakine devam etmek demektir. Bu arada biz matematikçiler 2 yi 1 in ardılı olarak tanımlarız, 3’ü 2’nin ardılı olarak vesaire. Buna göre 1+1=2 bir saptamadır ve 2’nin 1 in ardılı olduğunu ifade prensibinin yanı sıra, saymada başka temel kurallar da vardır. Sayarken önce 2 sonra 3 şekeri mi topladığın, yoksa önce 3 sonra 2 şekeri mi topladığın önemli değildir örneğin. Sırası burada önemsizdir. Her iki yolla da 5 şeker elde edersin. Bunun formülü şöyledir 2+3=3+ temel kurallarını bir kez anlayınca, tüm diğer kuralları da bundan çıkarmak mümkündür. Örneğin 2+3=5 böylece bir matematik cümlesi haline gelir. Bunu, temel kuralları uygulayarak ispatlamak mümkündür. Ancak ispatlamaya ne gerek var, diyebilirsin. Aslında haklısın. Çünkü hiç kimse kalkıp da 2+3=6’dır diye iddia etmeyecektir. Fakat deneyimlerimiz biz matematikçilere her ifadenin ispatlanması gerektiğini gösterdi. Çünkü bazı büyük kuram kuleleri, sözüm ona çok açık olan ilişkilerin daha sonra aniden yanlış olduğu ortaya çıktığından, iskambil kağıdı kuleler gibi yıkılmıştır. Yani matematik son derece ciddi bir iştir. Çok küçük bile olsa her adım açıklanmalıdır. Yoksa her şey kontrolden Kesinlik Üzerine Kurulu Bir Dili VardırMatematikçiler işleri kontrol etmek için 3000 yıldan fazla olan tarihi boyunca kesin bir dil yaratmışlardır. Bu dil sayesinde her matematikçinin başka birinin neler yaptığını denetleme imkanı vardır. Ancak bu dilin, anlaşılmama gibi bir dezavantajı da vardır. Hatta bazen bir uzman bile kendini dilini bilmediği bir ülkede ki matematikte basit kelimelerle tarif edilen sorular da vardır. Örneğin Ardından başka hiçbir sayının gelmediği kadar en büyük sayı var mıdır? Cevap hayır! Çünkü sen üzerine her seferinde 1 ekleyebilir ve daha büyük bir sayı yapabilirsin! Bu sonsuzluğu tarif eder. Sayı dizisinin sonsuzluğu da tuhaf durumlara yol açar. Çünkü saymaya devam ettikçe yazmaya yetecek kadar kağıt ve mürekkep bulamayacağımız canavar sayılar çıkar. Küçük sayılarda da benzer bir durum vardır. Hemen bir cetvel al eline. Her santimetre 10 eşit parçaya bölünmüştür, milimetrelere. Her milimetre yeniden 10’a bölünebilir. Bu böyle sonsuza kadar sürer. Bu da bizi başka canavar sayılar ile baş başa içinde matematikte belirleyici olanın tek tek nesnelerin değil, onlar arasında var olan ilişkilerin olduğu anlaşılmıştır. Nesnelerin kendileri önemsizdir. Bir matematikçi bu ilişkilerin yapılarını inceler. Her zaman hangi ilişkinin esas teşkil ettiğini bulmak ister. Soyut matematiğe yaptığımız bu kısa yolculuktan sonra farklı nesnelerin birbirleri ile aynı matematiksel ilişki içinde olabilecekleri konusunda bir örnek vermeme izin İlişkilerSatürn gezegeninin belki daha önce bir resimde ya da televizyonda görmüş olduğun halkası, etrafında dönen pek çok küçük taş ve buz parçasından oluşur. 100 yıldan fazla bir süre önce Fransız matematikçi Laplace bu halkayı daha yakından incelemiş ve neden dağılmadığını sormuştur kendine. Laplace Satürn halkasının sürekliliğini araştırdı ve hesapladı. Sonunda bir denge durumunu tarif eden Laplace denklemini buldu. Daha sonra anlaşıldı ki, bu denklem yalnızca astronomide değil, bir telefon ağı kurarken de önemli bir rol oynar. Şimdi kendine, telefonların Satürn’ün halkası ile ne ilgisi olduğunu soruyorsundur mutlaka. Yok elbette. Fakat ikisini de tarif eden matematiksel ilişkiler aynı. İkisi de Laplace denklemine de 40 yılı aşkın bir süredir bir sırrın izindeyim. Asal sayılar neden bu kadar ilginç olsun ki, diye soracaksın şimdi. Çünkü onlar tüm sayıların yapıtaşlarıdır. Her sayı asal sayıların bir ürünüdür. Hatırlayacağın gibi 1, 2, 3 …… sayılarının prensibi çok basitti 1 den başla ve hep 1 ekle. Ancak bunu asal sayılar için uygulamaya çalıştığımız da, işe yaramaz. Herhangi bir asal sayıdan sonra gelen bir sonraki asal sayıyı bulmak için çok açık bir kural yoktur. Elbette tüm sayıları tarayıp, 1 ve kendilerinden başka bir sayıya bölünüp bölünmediklerini kontrol ederek asal sayıların bir listesini oluşturabiliriz. Fakat bu bir kural değildir. Ve çok da kolay çok zekice hazırlanmış bilgisayar programları bunu belirli zaman içinde çözebilir. Bu nedenle dev asal sayılar şifre olarak kullanılabilir. Ancak bir asal sayılar listesine sahip olmaktan daha ilginci ise şu sorudur. Asal sayılar tüm sayıların dizisinde tesadüfen mi ortaya çıkar yoksa bunun arkasın da bir kural mı gizlidir?Böyle bir kuralı en iyi matematikçiler bile uzun süre aradılar. Bernhard Riemann bunun nasıl olabileceğini ortaya çıkardı ve onun bu hipotezini ispatlamayı henüz kimse başaramamış olsa da, çoğu matematikçi doğru olduğuna inanır. Fakat Riemann hipotezini ispatlamak ne den bu kadar zordur? Bu benim de çözmeye çalıştığım bir sırdır ve bunun arkasında esaslı bir yeniliğin saklı olduğuna dair sürekli daha fazla ipucu bulunur. Bu nedenle asal sayılar sorunu matematikte henüz çözülmemiş en önemli bilmece olarak kabul Neden 2 Eder? Sorusunun CevabıMatematiğin dilini bir kez kavrayınca, düşünceye olağanüstü imkanlar açılmaktadır. Bir ressam resim sanatının tekniğini öğrendi mi bir kez, fırçası ile tuvale ne yapıp ne yapmayacağına kendisi karar verir artık. Matematikte teknik nedir diyorsundur belki şimdi? Şimdi sana daha önce söz verdiğim ispatı ana hatlarıyla anlatarak 2+3=5 idi. Bu önermeyi açıklamak için yalnızca 2+3=4+1 olduğunu ispatlamalıyız, çünkü 4+ 1, 4’ün ardılı, yani 5’tir. Bunu üç adımda yapacağız. 2’nin 1’in ardılı olduğunu biliyoruz, yani 1+1. 3’ün de 2’nin ardılı olduğunu biliyoruz, yani 2+1. Buna göre 2+3’ü istersek 1+1+2+1 olarak yazabiliriz. Burada parantezler önce parantez içindeki sayıların toplanması gerektiğini gös adımda kalan 2 yerine de 1+1 yazarız. Böylece 1+1+[1+1+1] elde ederiz. Devam edebilmek için sayı sayarken geçerli olan bir başka kurala ihtiyacımız vardır Parantezleri nasıl koyduğumuz fark etmez. Bu demektir ki 1+1+[1+1+1]’i 1+1+1+1++1 olarak da yazabiliriz. Böylece ispatımızı da tamamlamış oluruz, çünkü 1+1+1+1=4’tür. Yani 2+3=4+1’dir ve böylece 4’ün sayısız çiçek ve bitki ile dolu bir bahçe kadar zengindir. Fakat şunu asla unutma Bilim ne kadar güzel olursa olsun, her şey demek değildir. Bundan daha önemli şeyler vardır dünyada, öncelikle de insanlık. Ben bir engelli kız çocuğunun babasıyım. O sağır ve zihinsel olarak geri kalmış olsa da harika bir yaratık. Çocukluğumdan beri üzerinde çalıştığım tüm matematik teorilerinin toplamından daha fazlasını öğrendim ondan. Kızım, hayatta başıma gelebilecek en güzel Bu yazı, özgün adı “Bettina Stiekel; Kinder fragen, Nobelpreistrager antworten” olan ve dilimize Elif Günçe’nin çevirisi ile “Çocuklar Soruyor Nobel’iler Cevaplıyor” olarak kazandırılan kitaptan alıntılanmıştır. Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları; ISBN 975-458-636-5Matematiksel
Lichtenberg diyor ki; "İki kere iki dört eder dense bile, bir kez kuşkulan ve araştır".Fıkraya gelince, onu da Dr. Üzeyir GARİH’ten duymuştum. Biliyorsunuz, muhasebecilik, günümüzün saygın mesleklerinden biri. Bundan çok uzun yıllar önce, yani muhasebecilik mesleğinin bugünkü saygınlığına kavuşmadığı, meslek yasasının da henüz çıkmadığı bir dönemde, bir işadamı muhasebeci arıyormuş. Sekreterine, gazeteye ilan vermesini ve gelenler bir ön elemeye tabi tutulduktan sonra, seçilecek üç kişiyle görüşüp, birini seçeceğini sonra, seçilen üç kişiyle de ayrı ayrı görüşmeye KERE İKİ KAÇMIŞ?Odasına ilk aldığı muhasebeci adayına sormuş;- Söyle bakalım, iki kere iki kaç eder?- Dört eder efendim!- Peki teşekkür ederim. Çıkabilirsiniz. Benim aradığım kişi siz yanından çıkan muhasebeci adayı, diğer iki kişinin yanına gittiğinde, olayı anlatmış ve işe alınmadığını da belirtmiş. İkinci aday hemen bir fikir Arkadaş öyle birden bire dört eder demeyecektin ve bir süre düşündükten ya da hesaplama yaptıktan sonra dört eder diyecektin. Bence sen bunun için kaybettin...Biraz sonra ikinci aday da, odaya çağrılmış. Patron yine aynı soruyu sormuş;- Söyle bakalım, iki kere iki kaç eder?- Bir saniye efendim... İzin verirseniz kağıdı kalemi almış ve iki kere ikinin kaç olduğunu hesapladıktan sonra, patrona dönmüş;- Hesapladım, dört ediyor Peki, çok teşekkür ederim. Siz de aradığım kişi sonra, üçüncü aday da odaya çağrılır. Patron yine aynı soruyu yöneltir. - Söyle bakalım, iki kere iki kaç eder?Üçüncü aday, soruyu duyunca hemen pencereye yönelmiş. Perdeleri sıkı sıkıya kapatmış. Ardından kapıyı da kilitledikten sonra, etrafı dinlemiş bakmış hiç ses yok. Sessizce patronun yanına yaklaşıp kulağına eğilmiş ve yavaşça;- Kaç etmesini istiyorsunuz efendim? İKİ KERE İKİSanıyorum, yukarıdaki fıkra, günümüz Türkiyesi’nin ekonomik, siyasi ve mali politikalarını belirleyenlerin, kararlar alıp uygulayan ya da uygulatanların, etrafındaki dalkavukları ve bazı sivil toplum örgütlerinin başındaki kişilerin tavrını ! çok iyi dersiniz, bu kişiler "iki kere iki kaç eder?" diye sorulduğunda, hangi yanıtı veriyorlar?İşte size, Türkiye gerçeğinin özeti...İşte takım ruhuBir kadın bütün gece eve sabah kocasına, gece bir arkadaşı aniden hastalandığı için onunla kaldığını söylemiş. Kocası karısının en yakın 10 arkadaşını karısının kendisinde kaldığını onaylamamış...Bir adam bütün gece eve gelmemiş. Ertesi sabah karısına, gece bir arkadaşı kaza yaptığı için onunla kaldığını söylemiş. Karısı kocasının en yakın 10 arkadaşını 5 tanesi kocasının kendisinde kaldığını onaylamış, diğer 5 tanesi ise kocasının hala kendisiyle birlikte olduğunu iddia etmiş.Teşekkürler Reyhan YILDIZHANAlkol ve erkeklerin yaş ödemeleri17 yaşında bira 25 yaşında rakı 35 yaşında viski40 yaşında şarap50 yaşında ne olursa65 yaşında mide ilaçları Çelişen atasözleri...Eğri otur, doğru söyle."Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar."Harama el uzatılmaz."Üzümü ye bağını sorma"Fazla mal göz çıkarmaz."Azı karar çoğu zarar"İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur."İki çıplak bir hamama yakışır."Zorla güzellik olmaz."Zora dağlar dayanmaz."Erken kalkan yol alır."Acele işe şeytan karışır."Günün sözüHiçbir yeteneği olmayan insanlardan herşey Steinbeck
Posted on Nisan 21, 2014 Bir gün bir muhasebeciye 2 kere 2 kaç eder diye sormuşlar, cevabı ”size kaç lazım?” olmuş; bence hayata bakışımız da biraz böyle olsa fena olmaz. Son zamanlarda sık sık bilimsel kanıt olmayan hiç bir şeye inanmayan insanlarla karşılaşıyorum. Özellikle rasyonel olduklarının altını çizen, analitik tarafları son derece baskın olan bu kişilerin fikirlerine saygım sonsuz, çünkü eskiden bende onların arasındaydım. 2+2 her zaman 4 ederdi benim için ama artık değil. Bir mühendis olarak hep ’acaba?’’ sorusunu geçirirdim zihnimden ve bu soru ile baktığım için olsa gerek istisnaları itinayla bulur, tezi daha hipotez aşamasında kafamda bitirirdim. Kolay kolay inanmazdım yani her şeye.. Şimdi de her şeye körü körüne inanmıyorum ama yok da saymıyorum, bir fikir olması açısından inceleyip, insanların niye inandığını ya da inanmalarının onlara getirilerini bulmaya çalışıyorum. Örneğin varoluş ile ilgili bir çok cevaplanmamış soru olmasına rağmen insanlar inanışlarına göre tüm hayatlarını bir sistem üzerine kurabiliyorlar. Ünlü Fransız matematikçi Pascal’ın inanç üzerine yapmış olduğu olasılık hesabı, beni zamanında bir hayli etkilemişti. Pascal’ın yaptığı matematik hesabına göre ölümden sonra insanın ruhunun yaşamasının veya her hangi bir şekilde bir hayat olmasının olasılığı ne kadar az olursa olsun, Pascal’ın dine bağlı bir hayat yaşamasından beklediği getiri, yine de dünyevi zevklerle hedonistik bir yaşam sürüp de sonsuza dek lanetlenmeyi göze alacağı bir durumun getirisinden daha büyük çıkıyordu. Bu sebeple tüm hayatını dine adamıştı kendisi. Kendi denklemini kurmuş, sonuca bakmış ve inanmayı seçmişti. Mesela doğu tıbbı, hastalıkların zihinsel nedenleri olduğunu, kanıta dayalı batı tıbbının bütünsellikten uzak tanı koyduğunu ve sadece semptomları geçirdiğini söylüyor. Tedavinin ise sadece zihinsel düzeyde gerçekleşebileceğine dikkat çekiyor. Konunun uzmanı olmamakla birlikte çevremde uyguladıkları ilaç tedavileri ile düzelmemiş ama yaptıkları olumlamalar ve inanç kalıpları çalışmaları ile hayata yeniden merhaba demiş insanlar tanıyorum. Peki bilimsel bir çalışma var mı? Hayır yok. Ama tedavi olmuş insanlar var mı ? Evet var. Bir şeye inanmak için kanıt olmalı mı? Örneğin ben karma’ya inanıyorum, atasözü ile ifade edebilecek olursam, ne ekersen onu biçersinciyim diyebilirim. Kanıt yok bu konu ile ilgili ama benim inanasım var, inanmak istiyorum belki de. Düşünüyorum da şimdi bir araştırma yapılsa, belli grup insan alınıp yeter sayıda olsalar iyi olur yoksa inanmam ikiye ayrılsa, iyiler ve kötüler olarak.. Bilimsel ve nicel olarak bunu yapmak mümkün değil haliyle ben şu an hayal kuruyorum. 45 sene gözlemlenseler ve iyilerin aslında boşuna iyi olduğu, kötülerin ve kötülük yapanlarında basbaya iyiler kadar şanslı ve kısmetli olduğu kanıtlansa nolur? Bu bilimsel kanıt bizim ne işimize yarar ? Şahsım adına cevap verecek olursam, ciddi bozulabilirim bu duruma. Normal düzeyde inandığım bir felsefenin aslında fiyasko olduğunu duymak motivasyonumu düşürebilir. Bile bile kötülük yapmam belki ama iyilik yaptığıma emin olmak için de çok kafa yormam herhalde!! Tüm hayatlarını kanıtı olmayan inanışlara göre şekillendirenler böyle bir durumla karşılaşsalar neler yaparlar kim bilir ? Sırf kaos oluşmasın diye açıklanmayan kanıtlar olabilir mi acaba? Malum astroloji de kanıtlanmamış bir bilim. Zaten milyarlarca insan 12 tane burç.. Çok bir mantıklı gelmiyor ilk duyduğu zaman insana. Tabi bunun ay burcu var, güneş burcu var, haritası var ve daha bir sürü etki tepki alanı var. 300 yıldır var olan bir bilgi birikimi. İnanç sistemleri gibi ele alınabilir pek tabi, kanıtı yok belki ama bileni ve inananı çok! Garip bir şekilde yukarıda bahsettiğim analitik grupta yoklama verenlerden bile Suzan Miller okuyanlar ve aylık yorumlara göre hareket edenler var. Niye inanıyolar acaba kanıtı olmayan bu bilime? Matrix filminin bir sahnesi vardır kare kare hatırladığım. Neo yani ”O” olduğuna inanılan kişi kahine götürülür, tam mutfakta kahin kurabiyeleri fırından çıkarırken birden Neo’ya ”vazo için üzülme” der. Neo arkasını döner ve vazo düşüp kırılır.. Asıl soru işte tam buradadır, kahin söylediği için mi devrilir o vazo yoksa devrileceği için mi kahin söyler? Yoksa kahin müdahele şansı olmayan bir gözlemci midir? Acaba astrolojide bu ay Oğlak burcu için çok güzel gelişmeler var dediği için mi güzel gelişmeler oluyor hayatımda, yoksa o demeseydi de olacak mıydı ? Ya da ben olan olayları, gezegenlere yorup, gözlemciyi farklı mı konumlandırıyorum ? Bu soruların cevaplarını bulabilmiş değilim, tek düşüncem ve olaya bakış açım şudur, kanıtı olmasa bile inanılan bazı şeyler şifa olabiliyorsa, hayatı güzelleştiriyor ve kişileri bir şekilde pozitif etkiliyorsa öyle bırakmakta fayda var. Muhasebecinin dediği gibi bize burda kaç lazım diye sormak lazım. Bence bize; hiç bir şeye körü körüne inanmamakla birlikte, bildiğimiz zaman zarar görmediğimiz, uyguladığımızda da şifa olabilecek veya hayatımıza renk katıp inanç kalıplarımız dışında da düşünmeye şevk edicek, kısaca bakış açımızı genişletecek şeyler lazım. Pek tabi uçlarda yaşayan insanlar her zaman olacak; kanlı ay tutulmasında evden çıkmayıp buhrana girenler, merkür geri gittiği için işleri ters düz olacak sananlar ya da nar çok iyi bir antioksidan olduğu için kafasını nar suyuna sokanlar… Bana göre hepsi aynı! Bilgiyi yanlış kullanıyorlar. Bilmek güzel bir şeydir, kişiye fikir verir ama pratikle teoriyi evlendirmeden önce biraz daha okuyup araştırmakta fayda var. Güzel bir yazı mini etek gibi olmalı diye bir tabir vardır, yeteri kadar uzun gereği kadar kısa… Lakin konunun bir ayağı teoloji, bir ayağı kozmoloji, bir ayağı astroloji olunca nokta koyup bir yerde bırakmak bir hayli zor oluyormuş. Umarım başardım. Size kaç lazımsa onun olacağı, keyifli haftalar dilerim Bahar Akın
2 keRe 2 Bazen DünYa edeR.. * Beş kere beş, yirmi beş ... Üç kere üç, dokuz... İki kere iki, dört... * Mü ki? * İnanmıyorum. * “İki kere iki dört”çülere üzüntü ile bakarım...Vah onlara ki, gitgide gerçeklerden hep aynı renk,aynı irilik ve düzgünlükte taşlarla örülüdür. * İki kere ikiciler...Sonucun dört olduğuna inanma mahkumlarıKi onlar evetçilerdir,yalnız hesap yaparlar. ... * Ekonomi tarihi bu hesapların yıkılışını anlatır. ... * “İki kere iki dört eder”cilerin ömürleri iki kere ikinin dört etmezliğininispatı ile doludur. * Ama şu dünyaya böyleleri lazım. Onlar arzın kasisleri. Dikkat ederiz ve saparak hedeflerimiz istikametindeki ak kireçli hektometre geçeriz. ... Dünya rakamlar üstünde döner demekle, öküz boynuzunda tedirgin sallanır, sanmak arasında fark yok. * Sanatkarlar, ki dünyaya lezzet katarlar... * Önderler, ki toplumlar onların sırtındadır... * Hiçbirinin kesinliğe,insanın işaretlediği kesinliğe ihtiyacı yoktur. Onların; İkileri ve dörtleri ile muhasebecinin kerratı arasında akrabalık bulamazsınız. İki kere iki hep şüpheli sonuçlara dayanır. Dört diye bir gerçek elbette var. Ama iki kere ikinin dördü ile, sıfırdan sonraki dördüncü rakam aynı değil. * Bunu bildiniz, bildiniz... * Bilemediniz...talihinize küsünüz. Veya iyi bir ekonomist olmayı deneyiniz. ... İnsan rakamlardan yakalanmıyor. Aklından iz’anından, irfanından yakalanıyor. Veya yüreciğinden, gönlünden, tasavvurlarından... Olmadı sevdalarından. Ve öncüler, insanı; Yüz binleri, milyonları peşi sıra götürebiliyorsa sır iki kere ikinin dört etmediğini çok iyi bilirler. Onların; Hücrelerindeki gen dizilişleri, beyinlerini çift sürer gibi dolaşıp duran kılcaldamarlar hep bu dördün itirazcısıdır. * İki kere iki bazen kırk bile eder. Dünya eder. ... * İki kahraman, iki daha... Bir millet eder... * İki hasta, iki daha... Hastane eder... * İki ressam, iki daha... Bu bir Dünya gündemidir... * İki şair, iki daha... Okuldur, devrimdir, iftihardır...... * İki beceriksiz öğretmen, iki daha, dört etmez... Bir okul dolusu zavallı yavru eder... * İki hain, iki daha...Beş bin yıkıcının habercisidir...... * İki cesur, iki daha... Gün gelir vatan kurtarır... * İki ana , iki daha... Yarındır... * İki evlat, iki daha... Güvendir... * İki dürüst , iki daha... Yükselişti* İki sarı yaprak, iki daha... Sonbahardır... Ama dört sarı yaprak değildir. Israr ederseniz, dolu dolu yaşamıyorsunuz demektir...Sizden ancak veznedar olur. En iyi veznedara, cam kafesler içinde bir metrekarelik dünya bağışlarlar!
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhur İttifakı'na ilişkin, "İnşallah 2 kere 2'yi 4 değil 5 ettireceğiz. İki partinin toplamından daha fazla oy alacağız" partisinin Kırıkhan ilçe seçim bürosunu ziyaretinde yaptığı konuşmada, önlerinde önemli bir seçim olduğunu çok seçimler gördüğünü belirten Kurtulmuş, 1946'da yapılan çok partili seçimden bu yana Türkiye'de her seçimde demokrasinin biraz daha güçlendiğini ve ileriye gittiğini dile Parti iktidarları döneminde sözün de kararın da milletin olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, böyle olmaya da devam edeceğini son 4-5 yıldır yaşadıklarını herkesin bildiğini anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü "2012 yılının 7 Şubat'ında MİT krizi, o zaman MİT'in başkanını ve yardımcılarını FETÖ'cü hakimler ve polisler, savcılar eliyle mahkemeye çıkarıp Türkiye'de hükümeti yıkmak için teşebbüste bulundular. Allah'a çok şükür onu atlattık, arkasından Gezi Parkı eylemleri başladı, Türkiye'de, İstanbul'da, Taksim Meydanı'nda. Maalesef bayrağımızı bile yakabilecek, Türk bayrağını yakabilecek bir densizliği ortaya koydular. Terör örgütünün liderlerinin posterlerini açarak gösteri yaptılar, duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazarak Osmanlı'nın, ecdadımızın İstanbul'u yani Konstantinopolis'i alıp 'İslambol' yapmasını kınadılar. Ona karşı çıktılar. Yetmedi 17-25 Aralık'ta yargı kumpasıyla Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti hükümetini düşürmek istediler. Allah'a çok şükür, bunların hepsine siyaset direndi. Bunların hepsine milletten aldığı güçle AK Parti direnebilme imkanını buldu. En sonunda da 15 Temmuz darbe teşebbüsünde hep beraber yaşadık. Bütün 82 milyon milletimiz, Cumhurbaşkanımız 'Çıkın meydanlara, bu hainlere karşı direnin, ben milletin gücünden başka bir güç tanımıyorum' dediğinde milyonlarca insan, caddelere, sokaklara, meydanlara çıktı. Çok şükür 15 Temmuz gecesinde bu millet imanıyla, inancıyla kenetlendi, devletine, milletine, kendi kararına, kendi reyine sahip çıktı.""İki partinin toplamından daha fazla oy alacağız"Kurtulmuş, daha sonra hep beraber yeni bir dönemin içerisine girdiklerini belirterek, bu dönemde Türkiye'nin birliğini, dirliğini savunan partilerin, 15 Temmuz ruhunu ortaya koyan siyasilerin bir araya geldiğini ve Cumhur İttifakı'nın oluştuğunu Türkiye'nin her yerinde MHP ile AK Parti'nin yeni bir seçime girdiğini ifade eden Kurtulmuş, "İnşallah 2 kere 2'yi 4 değil 5 ettireceğiz. İki partinin toplamından daha fazla oy alacağız." bu seçimde hep beraber çalışacaklarının altını çizdi. AK Parti iktidarıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı hizmet kervanının yürüyüşüne devam edeceğinin altını çizen Kurtulmuş, daha da ileriye gideceklerini söyledi."Bölemeyecekler, parçalayamayacaklar"Bu coğrafyalarda tutunmak için ekonominin çok güçlü, iş birliğinin, bütünlüğünün, askeri ve siyasi gücünün de çok kuvvetli olması gerektiğine işaret eden Numan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu "Bunlardan birisinde zafiyete düşmemeliyiz. Ekonomik olarak güçlü olacağız. Kendi kendine yeterli bir Türkiye, askeri olarak güçlü bir Türkiye, güvenlik olarak güçlü bir Türkiye... Ama hepsinden önemlisi işte şurada kuş uçuşu 8 kilometre ötesi Afrin, bütün sınırımız boyunca bu coğrafyada bizim kardeşlerimiz var, sizin akrabalarınız, hemşehrileriniz var. Bir asır evvel cetvellerle pergelleri koydular sınırlarımızı Osmanlı yıkıldıktan sonra suni bir şekilde çizdiler. Karşınızdaki Afrin'in Kırıkhan'dan ne farkı vardır Allah aşkına. Hiç bir farkımız var mı? Akçakale, Şanlıurfa'da, karşısında Tel Abyad var, bir farkı var mı? Suruç, karşısında Kobani var, bir farkı var mı? Viranşehir, Ceylanpınar karşısında Rasulayn var, bir farkı var mı? Gavurlar, emperyalistler cetvellerle böldüler. Burası Suriye, burası Irak, burası Türkiye, burası Ürdün'dür diyerek bu bölgeyi böldüler, parçaladılar. Şimdi bir asır sonra aynı oyunun ikinci perdesini ortaya koymaya çalışıyorlar."İnsanları birbirlerinden ayırmaya çalışanların olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu memleketi, İslam ümmetinin asırlardır öncülüğünü yapmış olan bu aziz milletin çocuklarını bölemeyecekler, parçalayamayacaklar." seçimlerin bir beka meselesi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "7 Şubat'ta başlayan, PYD'siyle DEAŞ'ıyla vesairesiyle bu ülkenin üstüne saldırılarını yapan, 15 Temmuz'da FETÖ ile gelenler siyaseten de desteklendiklerini biliyoruz. Onlara karşı hep beraber kararlı bir şekilde duracağız." diye ardından partililerle hatıra fotoğrafı çektiren Kurtulmuş'un ziyaretinde, MHP Kırıkhan İlçe Teşkilatı üyeleri de hazır sonra İskenderun'a geçen Kurtulmuş, yeni yapılan İskenderun Nihal Atakaş Camisi'nde incelemede bulunup, fotoğraf makinesiyle caminin fotoğraflarını çekti. Politika Haberler
2 kere 2 5 eder ispatı