🍆 Must Have Should Have Could Have Konu Anlatımı

Shouldhave, could have, and would have are sometimes called “modals of lost opportunity” because they describe situations when we are imagining that the past was different. Before we study those terms in the past, let’s review the difference between should, could, and would. The general rule is: Should for recommendation / advice. should have / could have / would have} + Verb3 ️I should have studied by now. (Şimdiye kadar çalışmam gerekiyordu , ama çalışmadım anlamı veriyor.) ️I wou Youshould have applied earlier. (Başka biri işi aldı. Daha önce başvurman gerekirdi) You should have told a lie to me yesterday. (Dün bana yalan söylememeliydin) Jill shouldn’t have broken her mother’s heart. (Jill annesinin kalbini kırmamalıydı. Bu cümleye göre Jill annesinin kalbini kırmış) We shouldn’t have drunk coffee 1. I have been eating chocolate everyday since I was a child. 2. How long have you been living in the United States? 3. She has been to the store 10 times today, and now she needs to go again. 4. They have been waiting to see the doctor for over two hours. 5. My computer hasn’t worked well in years. It is time for me to buy a new one. Could have. 再來看看”Could have”的用法囉。. “Could have”是用來表達可以做但沒有做的事情。. (7) I could have picked you up at the airport, but I didn’t know you were coming. 我是可以到機場接你的,可是我不曉得你要來。. [所以沒去接你] (8) I could have arrived early, but there was an Youmust be hungry. We use should to suggest something is true and we have reasons for our suggestion: Ask Miranda. She should know. It's nearly six o'clock. They should arrive soon. Level: intermediate. We use must have and should have for the past: They hadn't eaten all day. They must have been hungry. You look happy. You must have heard the LoYL. Ana sayfa İngilizce Should, Ought to, Had Better Konu Anlatımı – Kullanımı – Örnekleri Should, Ought to ve Had Better, İngilizce’de bir şeyin olmasının iyi olacağı zamanlarda, istekte bulunurken, tavsiye verirken, örneğin kibar olarak “böyle yapmalısın, böyle yapman gerekir veya böyle yapsan iyi olur” demek istediğimiz zamanlarda kullanılır. Anlam olarak bu 3 modalın da cümleye verdikleri anlam aynıdır. Olması gereken bir şeyi “böyle olmalı, böyle olsa daha iyi olur, böyle yapsan daha iyi olur” şeklinde ibareler ile belirtir. Cümleye “-meli, -malı” anlamı katar. Ancak must modalının da “meli, malı” eki verdiğini düşünürsek bunlar ile arasındaki fark nedir diye sorarız. Farkı şöyledir ki, olması gereken bir şeyi daha güçlü bir ifade ile “bunu yapmalısın” gibi bir anlam söz konusudur. Yani bir tavsiyeden çok emir gibidir. Örnekle açıklayacak olursak, “Kitap okumalısın.” bir tavsiyedir ve bu cümle “Should, Ought to, Had Better” modalları ile kurulabilir. “Kütüphanede sessiz olmalısın.” bir kural gibidir bu yüzden daha güçlü bir ifade vermek için “Must” modalı kullanılır. Bu cümle Should ile kurulabilir elbette ancak verdiği anlam tavsiye niteliğinde olur ve daha kibardır. Bu iki örnek cümleyi farkları anlamamız için gösterdik. Should Gramer Yapısı Olumlu Cümlelerde Özne>Subject + Should + Fiil>Verb Örn/ You should be kind to people. > İnsanlara karşı kibar olmalısın. Olumsuz Cümlelerde Özne>Subject + Shouldn’t + Fiil>Verb Örn/ You shouldn`t throw litter on the ground. > Yere çöp atmamalısın. Soru Cümlelerinde Should + Özne>Subject + Fiil>Verb Örn/ Should I get a gift for Cevdet ? > Cevdet için bir hediye almalı mıyım ? Should ile İlgili Cümleler Örn/ You should be honest. > Dürüst olmalısın. Örn/ You should see a doctor. > Doktora görünmelisin. Örn/ Should I buy it ? > Onu anlamalı mıyım ? Örn/ You shouldn’t drink cold water. > Soğuk su içmemelisin. Örn/ He shouldn’t smoke. > O sigara içmemeli. Ought to Gramer Yapısı Olumlu Cümlelerde Özne>Subject + ought to + Fiil>Verb Örn/ You ought to be kind to people. > İnsanlara karşı kibar olmalısın. Olumsuz Cümlelerde Özne>Subject + ought not to + Fiil>Verb Örn/ You ought not to throw litter on the ground. > Yere çöp atmamalısın. Soru Cümlelerinde Ought + Özne>Subject + to + Fiil>Verb Örn/ Ought I to get a gift for Cevdet ? > Cevdet için bir hediye almalı mıyım ? Ought to ile İlgili Cümleler Örn/ You ought to be honest. > Dürüst olmalısın. Örn/ You ought to see a doctor. > Doktora görünmelisin. Örn/ Should I buy it ? > Onu anlamalı mıyım ? Örn/ You ought not to drink cold water. > Soğuk su içmemelisin. Örn/ He oughtn’t to smoke. > O sigara içmemeli. Not Ought to günlük İngilizce’de pek fazla tercih edilmeyen bir kalıp bunun yerine Should veya Had better kullanımı yaygındır. Had better Gramer Yapısı Olumlu Cümlelerde Özne>Subject + had better + Fiil>Verb Örn/ You had better be kind to people. > İnsanlara karşı kibar olmalısın. Olumsuz Cümlelerde Özne>Subject + had better not + Fiil>Verb Örn/ You had better not throw litter on the ground. > Yere çöp atmamalısın. Soru Cümlelerinde Had + Özne>Subject + to + Fiil>Verb Örn/ Had I better get a gift for Cevdet ? > Cevdet için bir hediye almalı mıyım ? Had Better ile İlgili Cümleler Örn/ You had better be honest. > Dürüst olsan iyi olur. Örn/ You had better see a doctor. > Doktora görünsen iyi olur. Örn/ Had I better buy it ? > Onu anlamalı mıyım ? Örn/ You had better not drink cold water. > Soğuk su içmesen iyi olur. Örn/ He had better not smoke. > O sigara içmese iyi olur. Not Aslında anlam olarak diğerleri ile aynı olduğu için çeviri olarak yine aynıdır ancak Türkçe’de de aynı anlamı bu şekilde de ifade edebiliyoruz. Yani “yapmalısın” yeri “yapsan iyi olur” cümleleri aynı anlamdadır. Ancak kalıp olarak had better “yapsan iyi olur” şeklindedir. Ancak “yapmalısın” şeklinde bir çeviride doğrudur. 1. TAVSİYE Farazi bir çekimsiz fiil olan should tavsiyeye değerlilik ifade eder. Türkçe’ye -meli, -mesi gerek biçiminde çevrilmesine rağmen zorunluluk göstermez. You should study harder. Daha çok çalışmalısın. You shouldn’t spend so much moncy. Bu kadar para harcamamalısın. Should çekimsiz fiili geçmiş zamanda da kullanılır ve biçim olarak değişmez. Ama bu durumda bir yan cümlecik içindedir. I told him he should study harder. Ona daha çok çalışmasını söyledim. He said I should stay with him. Onunla kalmam gerektiğini söyledi. 2. BEKLENTİ Should çekimsiz fiili bilinmeyen veya gelecekte olacak bir şey hakkındaki bekleyişi ifade eder. Must halen ya da bu ana dek olan bir şey için tahmin yürütür, ama should geleceğe dönüktür. You must be hungry. Aç olmalısın şu andaki durum This book should be interesting. Bu kitap ilginç olmalı daha okunmamış, gelecekte Bazan da should gerçek olmadığı sonradan anlaşılan bir durumu gösterir. This problem should be easy. Bu problemin kolay olması gerekirdi. Neden değil? Olumsuz cümlede should her iki anlamı için de kaynaştırılabilir. You shouldn’t sleep so late. Bu kadar geç saate dek uyumamalısın. Their bus shouldn't arrivc in Ankara yet. Otobüsleri henüz Ankara'ya varmamış olmalı. Soru cümlelerinde should bekleyiş değil, yalnızca tavsiyeye değerlik ifade eder. Should we eat now? Artık yesek mi? Should they take a taxi? Taksiye binsinler mi dersin? Shall I... diye başlayan bir kimse diğer kişinin vereceği cevabı yapmaya hazırdır. Should I... diye sorulduğunda, diğer kişinin tavsiyesi isteniyordur, buna uyulur veya uyulmayacaktır. Koşul cümlelerinde should, if yerine kullanılabilir. If anything happened, who would help you? Should anthing happen, who would help you? Eğer bir şey olsaydı, sana kim yardım ederdi? Should you go there now, you wouldn't see anthing. Oraya şimdi gidecek olsaydın, hiçbir şey göremezdin. must, have to ve have got to Yaşanan anda Present geçerli olan zorunluluk yada gereklilik içeren eylemlerin anlatımında kullanılırlar. Must, have to ve have got to üçü de zorunluluk yada bir eylemin gerekliliğini anlatmaya yararlar.. Present tense yapısı içinde bazen birbirlerinin yerine kullanılabilirler ama must konuşmacının kendinden kaynaklanan şahsen yani dışarıdan gelmeyen bir zorunluluk yada gereklilik ifade eder. Have to ve have got to konuşmacıdan başka birisinin yada dışardan bir sebepten dolayı eylemin gerekli yada zorunlu olduğunu gösterir. Have got to ve Have to tamamen aynı ifadelerdir. Birincisi günlük dilde yaygın ve olağan iken ikincisi daha resmi kabul edilir. Örnekler I must clean the house before mum gets back. I want her to find it all neat and tidy. Sorry, I can't come out now. I've got to tidy up my room before I'm allowed out. He has to attend the clinic every two weeks. He's really quite seriously ill. You must come and visit us again soon. It's ages since we saw you. Always, often, sometimes, never, vb sıklık belirten zarflarla normalde have to tercih edilir I usually have to work on Saturdays so I hardly ever go away for the weekend. They sometimes have to get their own suppers if their mother is working late. must and have to gelecek ve geçmiş kullanımları vardır Must ve have got to' nun gelecek yada geçmiş zaman kullanımı olmaz. I had got to.../ I'll have got to.../ I'll must.../ I've must.... gibi ifadeler olmaz. must kullanarak gelecek ve present şu anki niyetlerimizi , özellikle cümleyi kuran kişi bu zorunluluğu kendinden hissediyorsa kullanırız. Ama Must geçmiş için kullanılmaz. Sadece Have to 'nun geçmiş ve gelecek için kullanımı mümkündür. must, have to ve have got to 'nun soru yapısı Çok sık olarak soru yapısında ve özellikle gereklilik yada zorunluluk dışarıdan bir etmene bağlı ise Have to ve have got to kullanılır. Örnekler What time have you got to be back? ~ Dinner's at seven. So by half past six really. How often do you have to travel to America on business? ~ About once every six months. Must you leave right now? Won't you stay a little longer? Do you have to leave now? ~ I do, unfortunately. I've got to collect my son from school. have to and mustn't Zorunluluk yada gereklilik olmadığında must'ın olumsuzu olarak have to'yu kullanırız. You don't have to drink champagne at the reception. You can have a soft drink. I didn't have to play after all. Jane turned up and could partner Alice. You won't have to drive Tom to the airport next Saturday. Julie's taking him. mustn't bir eylemin müsade edilmediği yada yasak olduğu zamanlarda kullanılır You mustn't drink if you're going to drive afterwards. You mustn't drink that water. It's contaminated. You mustn't lie under oath. If you do, that's perjury. I mustn't forget my keys. I'll put them here so that I remember them. “Should Have V3” kip belirteci, konuşmacının geçmişte yapılması gereken ancak yapılmayan bir işi ifade etmede kullandığı bir yapıdır. Beraber kullanıldığı eyleme “yapmalıydın ancak yapmadın” anlamı katmaktadır. Bu kip belirteci olumsuz olarak kullanıldığında Shouldn’t Have V3 geçmişte yapılmış ancak yapılmamış olması gereken bir eylemi ifade eder ve cümleye “yaptın ancak yapmamalıydın” anlamı katar. “Should Have V3” yapısı ayrıca geçmişte yaşanan durumlara bakılarak, olaylarla ilgili tahmin yürütmek için de kullanılır. Örnek Cümle 1 Ellis should have taken that medicine on a full stomach. Örnek Cümle Çeviri 1 Ellis o ilacı tok karnına almalıydı. =ama almadı. Örnek Cümle 2 Rachel shouldn’t have spent all of her time playing computer games. Örnek Cümle Çeviri 2 Rachel tüm zamanını bilgisayar oyunları oynayarak harcamamalıydı. =ama harcadı. Örnek Cümle 3 Her lessons started in the morning. They should have finished by now. Örnek Cümle Çeviri 3 Dersleri sabah başladı. Şimdiye kadar dersleri bitmiş olmalı. Örnek Cümle 4 The patient should have been taken to the hospital sooner. “should have been + V3 yapısı ile bu kip belirteci edilgen Passive olarak da ifade edilebilir. Örnek Cümle Çeviri 4 Hasta, hastaneye daha erken götürülmeliydi. ama götürülmedi. Should -Must Have To Should Konu Anlatımı 1. TAVSİYE Farazi bir çekimsiz fiil olan should tavsiyeye değerlilik ifade eder. Türkçe’ye -meli, -mesi gerek biçiminde çevrilmesine rağmen zorunluluk göstermez. You should study harder. Daha çok çalışmalısın. You shouldn’t spend so much moncy. Bu kadar para harcamamalısın. Should çekimsiz fiili geçmiş zamanda da kullanılır ve biçim olarak değişmez. Ama bu durumda bir yan cümlecik içindedir. I told him he should study harder. Ona daha çok çalışmasını söyledim. He said I should stay with him. Onunla kalmam gerektiğini söyledi. 2. BEKLENTİ Should çekimsiz fiili bilinmeyen veya gelecekte olacak bir şey hakkındaki bekleyişi ifade eder. Must halen ya da bu ana dek olan bir şey için tahmin yürütür, ama should geleceğe dönüktür. You must be hungry. Aç olmalısın şu andaki durum This book should be interesting. Bu kitap ilginç olmalı daha okunmamış, gelecekte Bazan da should gerçek olmadığı sonradan anlaşılan bir durumu gösterir. This problem should be easy. Bu problemin kolay olması gerekirdi. Neden değil? Olumsuz cümlede should her iki anlamı için de kaynaştırılabilir. You shouldn’t sleep so late. Bu kadar geç saate dek uyumamalısın. Their bus shouldn't arrivc in Ankara yet. Otobüsleri henüz Ankara'ya varmamış olmalı. Soru cümlelerinde should bekleyiş değil, yalnızca tavsiyeye değerlik ifade eder. Should we eat now? Artık yesek mi? Should they take a taxi? Taksiye binsinler mi dersin? Shall I... diye başlayan bir kimse diğer kişinin vereceği cevabı yapmaya hazırdır. Should I... diye sorulduğunda, diğer kişinin tavsiyesi isteniyordur, buna uyulur veya uyulmayacaktır. Koşul cümlelerinde should, if yerine kullanılabilir. If anything happened, who would help you? Should anthing happen, who would help you? Eğer bir şey olsaydı, sana kim yardım ederdi? Should you go there now, you wouldn't see anthing. Oraya şimdi gidecek olsaydın, hiçbir şey göremezdin. must, have to ve have got to Yaşanan anda Present geçerli olan zorunluluk yada gereklilik içeren eylemlerin anlatımında kullanılırlar. Must, have to ve have got to üçü de zorunluluk yada bir eylemin gerekliliğini anlatmaya yararlar.. Present tense yapısı içinde bazen birbirlerinin yerine kullanılabilirler ama must konuşmacının kendinden kaynaklanan şahsen yani dışarıdan gelmeyen bir zorunluluk yada gereklilik ifade eder. Have to ve have got to konuşmacıdan başka birisinin yada dışardan bir sebepten dolayı eylemin gerekli yada zorunlu olduğunu gösterir. Have got to ve Have to tamamen aynı ifadelerdir. Birincisi günlük dilde yaygın ve olağan iken ikincisi daha resmi kabul edilir. Örnekler I must clean the house before mum gets back. I want her to find it all neat and tidy. Sorry, I can't come out now. I've got to tidy up my room before I'm allowed out. He has to attend the clinic every two weeks. He's really quite seriously ill. You must come and visit us again soon. It's ages since we saw you. Always, often, sometimes, never, vb sıklık belirten zarflarla normalde have to tercih edilir I usually have to work on Saturdays so I hardly ever go away for the weekend. They sometimes have to get their own suppers if their mother is working late. must and have to gelecek ve geçmiş kullanımları vardır Must ve have got to' nun gelecek yada geçmiş zaman kullanımı olmaz. I had got to.../ I'll have got to.../ I'll must.../ I've must.... gibi ifadeler olmaz. must kullanarak gelecek ve present şu anki niyetlerimizi , özellikle cümleyi kuran kişi bu zorunluluğu kendinden hissediyorsa kullanırız. Ama Must geçmiş için kullanılmaz. Sadece Have to 'nun geçmiş ve gelecek için kullanımı mümkündür. must, have to ve have got to 'nun soru yapısı Çok sık olarak soru yapısında ve özellikle gereklilik yada zorunluluk dışarıdan bir etmene bağlı ise Have to ve have got to kullanılır. Örnekler What time have you got to be back? ~ Dinner's at seven. So by half past six really. How often do you have to travel to America on business? ~ About once every six months. Must you leave right now? Won't you stay a little longer? Do you have to leave now? ~ I do, unfortunately. I've got to collect my son from school. have to and mustn't Zorunluluk yada gereklilik olmadığında must'ın olumsuzu olarak have to'yu kullanırız. You don't have to drink champagne at the reception. You can have a soft drink. I didn't have to play after all. Jane turned up and could partner Alice. You won't have to drive Tom to the airport next Saturday. Julie's taking him. mustn't bir eylemin müsade edilmediği yada yasak olduğu zamanlarda kullanılır You mustn't drink if you're going to drive afterwards. You mustn't drink that water. It's contaminated. You mustn't lie under oath. If you do, that's perjury. I mustn't forget my keys. I'll put them here so that I remember them.

must have should have could have konu anlatımı