🌫️ Komedi Ve Trajedi Ortak Özellikleri
onlara uzaktan baktığımız halini tercih eder, detaylarda gizli olan can sıkıcı seyleri hasır altına supururuz ya, iste bu soz bu anlama geliyor sanki. hayatın; dar alanda trajedi, geniş açıda komedi olduğuna defalarca vâkıf oldum. oldum da bu hiçbir işe yaramadı. yani her defasında yarayacak gibi oldu, umut/ferahlık
Komedi türü eski Yunan'da bağ bozumu törenlerinden doğmuştur. İnsanların, toplumların ve olayların gülünç ve kusurlu yönlerini ortaya koyan izleyici kitlesini güldürürken düşündürmeyi amaçlayan tiyatro türüne komedi (komedya, güldürü) denir. Komedide her gülünç şeyde ders alınacak bir gerçek söz konusudur.
TrajediTürünün Özellikleri: » Güldürü ögeleri yoktur. » Güzel ahlaka ait özellikler anlatılır. » Konuları mitolojiden ve tarihten alınmıştır. » Kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve soylu kişilerdir. » Klasik trajedi diyalog ve koro bölümlerinden oluşur. » Oyunda ağırbaşlılık ve ciddiyet hakimdir.
Tiyatro için, konusuna ve sahnede sunuluş biçimine göre trajedi, komedi, dram, monolog ve müzikli tiyatrolar (opera, operet, opera komik, vodvil, bale) gibi özel adlandırmalar da kullanılır. Burada, aslında çağdaş tiyatro konu edilmektedir.
TiyatroTürleri Nedir. 1. Töre komedisi. 2. Entrika Komedisi. 3. Karakter Komedisi. Tiyatro eserleri müziksiz ( trajedi, komedi, dram) ve müzikli ( opera, operet, müzikal, pandomim bale, revü, skeç) olmak üzere iki grupta toplanır. Edebi tür ler içinde en canlı ve yaşama en yakın olanı tiyatrodur.
Diyalogve koro bölümlerinden oluşur. ilk komedi oyunları eski Yunan edebiyatında yazılmıştır. Aristophanes (M.Ö. 342 – 292) eski Yunan edebiyatının; Plagtus (M.Ö. 254 – 184) Latin edebiyatının ve Moliere (1622 – 1676) klasik Fransız edebiyatının en ünlü komedya yazarlarıdır.
Trajedinin (Tragedya) Özellikleri. Eser, baştan sona kadar ağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer. Trajedide konular mitoloji ve tarihten alınır. 17. yüzyıla kadar sadece Yunan ve Latin mitolojisinden konular seçilirken 17. yüzyıldan sonra İspanyol ve Osmanlı tarihinden de konular sahnelenmiştir. Trajedide kişiler "Tanrı
ejASL. “İLKİNDE TRAJEDİ, İKİNCİSİNDE KOMEDİ OLUR…” I Mustafa Durmuş 9 Aralık 2018 Sizce yaşamakta olduğumuz ekonomik krizden iktidar bloku ders çıkartmış mıdır? Buna uygun olarak son 15 yıldır izlenmekte olan sermaye/servet birikim modeli ve ekonomi politikalarından vaz geçilir mi? Sanmıyorum. Öncelikle inkâr politikaları ekonomi alanında da işliyor ve krizin varlığı inkâr ediliyor. İkincisi şu ana kadar izlenen strateji ve politikalar en azından iktidar blokunun siyasal temsilcilerini ve ona destek veren sermaye kesimini öngörülemeyecek ölçüde zenginleştirdi, güçlendirdi, refahlarını ciddi olarak artırdı. Seçmen ise krizin ortaya çıkarttığı fatura ile yeni yeni tanışıyor. “Hanyayı Konya’yı anlaması” için 2019’un gelmesi gerek. Bu nedenle de, bundan böyle iktidar bloku yoluna mevcut neo-liberal uygulamaları daha da derinleştirerek devam edecektir. Böyle bir gelişme benzer deneyim yaşamış ülkelerde de bu şekilde sonuçlandı. Alternatifini gündeme getirecek ve dayatacak örgütlü bir sınıf hareketi ve bunun öznesi yaratılamadığı sürece gelişmelere egemen sınıfların ihtiyaçları ve tercihleri damgasını vuracak. Zayıf bir toplumsal muhalefetin varlığında iktidar blokunun şu anki tercihi şu ana kadar uyguladıkları neo-liberal ve neo-muhafazakâr politikaları daha fazla otoriterleşerek daha da derinleştirmek gibi görünüyor. Küreselleşme ve finansallaşma 1980 sonrası dönemin ABD gibi merkez ekonomiler açısından en önemli özelliği üretim ve finansın daha da küreselleştirilmesine imkân vermesiydi. Bu yolla üretimini daha ucuz işçiliğin olduğu ülkelere taşıyan uluslararası sermaye grupları kârlılıklarını ve böylece kârlarını yükseltmeyi ve sermaye birikimini sürdürmeyi sağlayabildiler. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse 1, Disney Grup “Ariel Bebek” adını verdikleri bir oyuncağı Çin’de işçi başına sadece 1 penny ödeyerek ürettiriyor ve perakende olarak örneğin İngiltere’de 34,99 pounda satabiliyor. Artan finansallaşma ise sanayideki kârlılığın düşüşünü tersine çeviren çok önemli bir telafi edici mekanizma olarak iş gördü. 1980-82 dünya resesyonunun ardından yaşanan uzun süreli durgunluğa stagnasyon finansallaşma yanıt oldu. Çünkü bankacılık- finans, sigorta ve emlak-gayrimenkul gibi alt parçalardan oluşan finans sektörü sırasıyla; sanayideki azalan kârlılığı restore etti ve reel sektörde elde edilen kârların değerlenebilmesi için ciddi imkânlar yarattı. Hem kendi sektöründe yeni istihdam yarattı, hem de varlık zenginleşmesiyle reel sektör için efektif talep oluşturdu. Menkul kıymetleştirme, CDO, CDS ve diğer türev araçlar gibi cazip finansal araçlar sunarak finansal seçkinlerin daha da zenginleşmesini sağladı 2. Diğer taraftan finansallaşma 2008 finansal krizini tetiklerken, bu yeni finansal araçlar ABD’de 2000’lerin başlarındaki kredilerde yaşanan spekülatif patlamayı daha da derinleştirip, genişleterek krizin ABD’nin dışına yayılmasına yardımcı oldu 3. Bir başka anlatımla kârlılık azalması 1980’lerden itibaren merkez ekonomilerde sona erdi, çünkü küreselleşme ve finansallaşma gibi karşılayıcı faktörler devreye girdi. Özellikle de giderek derinleşen ve yaygınlaşan finansallaşma ile sermaye üretken sektörden bu sektörde yeterli bir toparlanma olmadı finansal sektör ve emlak gibi üretken olmayan sektörlere kaydı. Bunun sonucunda finansal kârlar patladı. Nitekim merkez ekonomilerde 1980’in başında yüzde 19’a kadar gerileyen kâr oranları 1997’de yüzde 25’e kadar yükseldi 4. Türkiye ekonomisinin kriz dinamikleri Türkiye ekonomisini krize sokan dinamikler merkez ekonomilerdekinden farklılık gösteren, kendi özgünlüğüne sahip dinamikler. Bunun nedeni Türkiye ekonomisinin emperyalist-kapitalist dünya sistemine eklemlenme biçimi. Öyle ki geç kapitalistleşmiş, özünde yarı sömürge ülke koşullarını tam olarak ortadan kaldıramamış bir ülke olarak Türkiye, küresel sermaye hareketlerindeki büyük çaptaki dalgalanmaların, gidiş gelişlerin sonucunda, belirli aralıklarla krize giriyor. 2001 ve 2018 krizleri bunun somut örnekleri. Ülke ekonomisini krize sokan dinamikleri anlayabilmek için kapitalizm altındaki “para-sermaye-yatırım-üretim” hareketlerini anlamak, daha doğrusu “sermaye çevrimlerine” bakmak gerekiyor. Bu çevrimler aşağıdaki gibi gerçekleşiyor [M-C . . …………….. P . . ……………… C′-M′] 1. devre 2. devre 3. devre Yani Para-Meta-Üretim-Daha fazla Meta-Daha fazla Para. Böylece para, sermayeye önemli bir kısmı da sabit sermaye biçiminde yatırımlara dönüşüyor. Diğer taraftan para, üretim sürecinde kullanılmazsa, yani ücretli emek sömürüsü gerçekleşmezse, sermayeye dönüşmesi mümkün olamıyor. Eğer bu çevrimin aşamalarından birinde tıkanma oluşursa bu momentte kriz ortaya çıkıyor. Bu bağlamda sermaye çevriminin ilk devresinde, yani meta ve emek gücü satın alacak yeterli paranın-sermayenin bulunma devresinde ortaya çıkan kriz kendini “finans krizi” biçiminde gösteriyor. Kısaca Türkiye sermaye birikim döngüsünün başında ihtiyaç duyduğu para sermayenin bir kısmını en az üçte birini dışarıdan getirmek durumunda. Bu kaynak gelmeyince, tam tersine diğer koşulların tetiklemesiyle para sermaye dışarıya çıkmaya başlayınca, ülke kendini “ödemeler bilançosu krizi”, “döviz krizi” ve sonuçta “finansal krizlerle” karşı karşıya buluyor. Türkiye ekonomisinde yaşanmış olan kriz dönemlerinin ortak özelliği, krizin öncesinde büyüme hızı ve cari işlemler dengesi açığında önemli yükselişin gözlenmesi. Bu ortamda, sermaye çıkışları başlıyor ve bu çıkış ile tetiklenen döviz kurlarındaki yükseliş, ithalatta düşüşe, enflasyonda ve faiz oranlarında yükselişe yol açıyor. Daha sonra, imalat sanayi üretiminde daralma, ekonomide küçülme ve işsizlik oranında yükselme ortaya çıkıyor. Bu gelişmelerin etkisiyle, kronik olarak açık veren cari işlemler dengesinde önemli bir düzeltme gerçekleşiyor ve cari işlemler dengesi fazla veriyor 5. Nitekim bu yılın üçüncü çeyreğinde, 5,1 milyar doları sıcak paradan, 12,6 milyar doları ise diğer sermaye kalemlerinden olmak üzere toplam 17,7 milyar dolarlık çıkış yaşandı. Sermaye çıkışlarının finansmanı için rezervlerde 9,1 milyar dolarlık azalış olurken, kaynağı belirsiz “net hata/noksan kaleminden” de 7,3 milyar dolarlık giriş oldu. Bu gelişmeler sonucunda, özellikle Ağustos ve Eylül aylarında döviz kurlarında önemli sıçrama gözlendi ve ortalama dolar kuru ikinci çeyreğe göre yüzde 28,6 oranında arttı. Dış finansman imkânlarındaki bu daralma, döviz kurlarında aşırı yükselişe yol açarken, ithalatta da, bir önceki çeyreğe göre, yüzde 16,2 oranında gerilemeye neden oldu. Bu gelişmeler sonucunda, 2018 yılı üçüncü çeyreğinde cari işlemler dengesi 1,3 milyar dolar fazla verdi 6. Türkiye Merkez Ekonomiler’in izlediği yolu izleyebilir mi? Bu sorunun hem “hayır”, hem de “evet” denilebilecek iki parçalı yanıtı var. Hayır, çünkü Türkiye ekonomisinin örneğin ABD’nin yaptığı gibi sermayesinin bir kısmını Çin, Brezilya, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelere taşıyarak oradaki ucuz işçilikten faydalanmak gibi kârlılık yükseltici operasyonlar yapabilmesi mümkün değil. Türkiye sermaye fazlası olan bir ülke değil. Yani o daha çok sermaye ithal eden bir biçimde sisteme entegre olmuş durumda. Finans balonları şişirerek büyümek Geriye, içerde bir yandan kemer sıkma politikaları uygularken, diğer yandan finansallaşmaya hız vermek kalıyor. Özellikle son iki yıldır emekçiler kemerlerini hem yüksek enflasyon, hem de yüksek vergi ve düşük ücretler biçiminde sıkıyorlar. Bir süredir ülkeyi yönetenlerin aklından geçen diğer çıkış yolu ise finansallaşmaya hız vermek. Örneğin geçen yılın Mayıs ayında dönemin Başbakan Yardımcısı N. Canikli Bloomberg’e yaptığı açıklamalarda, Banka Senedi’ adını verdiği bir uygulamayla bankalara bilançolarındaki kredi varlıkları üzerinden menkul kıymetleştirme yapılabilme imkânı tanınacağını ve bu menkul değerlerin T. Varlık Fonu ya da Merkez Bankası tarafından satın alınabileceğini söylemişti 7. Yani bu uygulamayla bir tür “varlığa dayalı menkul kıymet VDMK” çıkarma furyası başlatılacak ve milyarlarca liralık menkul kıymet Merkez Bankası’nca MB satın alınarak özellikle de KOİ projeleri finanse edilmiş olacaktı. Finansallaşma derinleştirilecek Bugünlerde bu konu tekrar ısıtılarak gündeme getirildi. Menkul kıymetleştirme operasyonu bir BDDK kararı ile Türkiye Bankalar Birliği ile katılım bankalarına 21 Kasım 2018 tarihinde duyuruldu. İki gün sonra Sermaye Piyasası Kurulu SPK 23 Kasım tarihli bülteniyle önemli bir karar açıkladı. Buna göre T. Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın bünyesindeki Varlık Finansman Fonu'na VFK 3 milyar 250 milyon lira tutarında “varlığa dayalı menkul kıymet VDMK” ihraç yetkisi verildi. Ticari bankalar özellikle de kamu bankaları, başta konut kredisi olarak verdikleri krediler olmak üzere, piyasaya verdikleri kredileri esas alarak çıkardıkları ipotek teminatlı menkul kıymetleri bu VDMK ile değiştirebilecekler. Bu VDMK’lerin sermaye yeterlik oranı hesabındaki risk oranı BDDK’nın aynı kararıyla sıfıra indirildiğinden, tıpkı Hazine bonosu ve tahvilleri DİBS gibi bu kâğıtlar Merkez Bankası tarafından teminat olarak kabul edilecekler. Bu imkan özellikle de kamu bankalarının elini rahatlatacak zira Merkez Bankası’nda teminat olarak tuttukları Hazine kâğıtları ile bu VDMK’leri değiştirecekler ve böylece Hazine kâğıtlarını ya Hazineye geri satarak ya da BİST’te satarak nakde çevirebilecekler. Yani daha fazla kredi verme imkânına kavuşacaklar 8. Nesnel koşulların zorlayıcılığı Kapitalizmin işleyişine hâkim olan ekonomi politik yasalar nesneldir, yani bu yasalar sosyal sınıfların ya da bireylerin iradelerine rağmen işlerler. Bu nedenle de böyle bir birikim modeli sürdüren iktidarların sözde faiz ya da spekülatif finans sermayesi karşıtlıkları sadece seçmenin gönlünü almaya dönük söylemlerle sınırlı kalır. Günün sonunda iktidarlar finansallaşma gibi çözümlere yönelmek zorunda kalırlar. İktidarın karşı karşıya bulunduğu durum tam da budur. Türkiye’deki iktidar blokunu da bu yola iten asıl neden özellikle de 2016 yılından bu yana ekonominin kendi iç dinamikleriyle değil, yabancı kaynaklarla ve içerde Kredi Garanti Fonu’nca desteklenen iç kredi genişlemesiyle büyütülmesine dayalı stratejisinin artık işlemekte zorlanması. Çünkü bu stratejideki değirmenin suyu olan uluslararası sermaye hareketleri bu yılın başlarından itibaren tersine dönmeye başladı. “Yükselen ekonomilere” doğru olan sermaye akımları azaldı, hatta başta Türkiye gibi ülkeler olmak üzere bu ülkelerden sermaye çıkışları arttı. Böylece bu yılın ikinci yarısından itibaren başlayan ekonomik küçülme 2019 yılının tamamında devam edecek gibi görünüyor. Uluslararası kuruluşların gelecek yıla ilişkin en iyimser büyüme tahmini binde 5 ile yüzde 1 arasında değişiyor ki daha içerden tahminler en az bu yılın net küçülmeyle eksi büyüme sonuçlanacağı yönünde. Böyle derin bir ekonomik krizin sadece ekonomik ve sosyal değil, siyasal sonuçlarının olacağını ülkeyi yönetenler de tahmin edebiliyorlar. “Denize düşenin yılana sarılması” gibi ekonomiyi balonlarla büyüterek, ekonomik canlılık yaratma politikalarına yönelmeleri de bu öngörünün bir sonucu. devam edecek yarın Kredi kurumasına karşı menkul kıymetleştirme çözüm olacak mı?… ………….. 1 Gethin Chamberlain, “Revealed Disney's £35 Ariel doll earns a Chinese worker 1p”, 6 December 2018. 2 Harry Magdoff, “Monopoly Capital” review, Economic Development and Cultural Change, October, s. 148. 3 Tony Norfield, “Derivatives and Capitalist Markets The Speculative Heart of Capital”, World in Crisis, 2018. 4 Michael Roberts, “The US rate of profit in 2017”, 5 Zafer Yükseler, “Türkiye’de cari işlemler dengesi fazlası ve olası etkiler Kriz dönemleri ile karşılaştırma”, Aralık 2018, s. 2. 6 Agm.,s. 12. 7 Mustafa Durmuş, “Finans kapital ve büyük inşaat şirketleri teşvike doymuyor”, Kriz Darbe Savaş Kıskacında Türkiye Ekonomisi, İmge Kitabevi Yayıncılık, Ocak 2018, s. 201-218. 8 28 Kasım 2018.
Komedya Komedi/Güldürü İnsanların ve toplumun gülünç yanlarını sergileyerek izleyiciyi düşündürmeyi ve eğitmeyi amaçlayan oyun türüdür. Konular günlük yaşamdan alınır. Kişiler genellikle halktan kimselerdir. Acı veren olaylar seyircinin gözü önünde geçebilir. Üslupta yükseklik ve soyluluk aranmaz, kaba sözlerden ve şakalardan kaçınmaya gerek görülmez. Nazımla yazılır. 17. yüzyılda klasik edebiyat döneminde nesirle yazılan örnekler de vardır. Ara verilmeden oynanır. Beş bölüm olarak yazılır. Üç birlik kuralına uyulur. Diyalog ve koro bölümlerinden oluşur. ilk komedi oyunları eski Yunan edebiyatında yazılmıştır. Aristophanes 342 – 292 eski Yunan edebiyatının; Plagtus 254 – 184 Latin edebiyatının ve Moliere 1622 – 1676 klasik Fransız edebiyatının en ünlü komedya yazarlarıdır. Başlıca komedya çeşitleri karakter komedyası, töre komedyası, entrika komedyasıdır. Molierein “Cimri“, Tartuffe ve Shakespearein “Venedik Taciri” karakter komedyasının; Molierein “Gülünç Kibarlar“, Gogolun “Müfettiş”, Şinasinin “Şair Evlenmesi” töre komedyasının; Moliere’in “Skapin’in Dolapları“, Shakespearein “Yanlışlıklar Komedyası” entrika komedyasının örneklerindendir.
Sorunu TaratKitaptan resmini çek hemen cevaplansın. Nina joyce Gündem2 hf. önce0 Cevap8 KezKomedi ile trajedinin ortak özellikleri sorusunun cevabı nedir? Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli olmuştur. Favorilere Eklendi Favorilere eklemek istediğinizden emin misiniz? Eklerseniz bu sayfaya favoriler sayfasından erişebilirsiniz. Giriş Yap Ücretsiz hesap aç Kayıt Ol Şifre Kurtarma Başarılı İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir. Bilgilendirme Çerez Politikası Sitemizi kullanarak; Çerez Politikamızı, Gizlilik Politikamızı ve Hizmet Şartlarımızı okuduğunuzu ve anladığınızı kabul edersiniz.. Başarılı.. Kopyalandı..
İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro eseridir. Her gülünç şeyin altında ders alınacak acı bir gerçeğin olduğuna inanılır. Komedinin özellikleri şunlardır Konusunu, yaşanılan hayattan ve günlük olaylardan alır. Kişiler halktan ve yüksek zümreden her çeşit insan olabilir. Her türlü söze şakaya yer verilir. Kişilerin her türlü davranışları sahnede gösterilir. Birbirini izleyen diyalog ve koro bölümlerinden oluşur. Manzum olarak yazılır. Üç birlik kuralına uyulur. İnsan karakterinin gülünç ve eksik yanlarını anlatanlara karakter komedyası, toplumun gülünçlüklerini anlatanlara töre komedyası, olayların merak uyandıracak şekilde işlendiği eserlere entrika komedyası adı verilir. Komedi türü 17. yüzyıldan sonra düzyazıyla yazılmaya başlanmıştır. Türün yazarları, Yunan-Aristophanes, Fransız Moliere’dir. KOMEDİ ÇEŞİTLERİ 1. Entrika komedisi Belli bir entrika üzerine kurulmuş bulunan komedilerdir. Dış aksiyona dayanır, herhangi bir psikolojik ve moral değeri olmayan hafif, neşeli eserlerdir. Entrika komedisine şu örnekler verilebilirYanlışlıklar Komedyası Shakespeare, capin’in Dolapları Moliere 2. Karakter Komedisi Çeşitli devirlerin ve ülkelerin insanlarındaki ortak karakter özelliklerinin aksayan yanlarını, çirkinliklerini gülünç tablolar halinde sergiler. Bu türün en güzel örneklerini Moliere vermiştir. 3. Töre komedisi Herhangi bir çağın veya yörenin, herhangi bir topluluğun gülünecek duruma gelmiş olan örf ve adetlerini konu edinir. İşlerliğini kaybetmiş bulunan batıl inançlar ve duyuşlar, bu komedi türünün temel malzemesidir. Örneğin Şair Evlenmesi Şinasi, Gülünç Kibarlar Moliere, Eşek Arıları Aristophanes, Müfettiş Gogol 4. Hissi komedi Seyirciyi bir yandan duygulandırırken diğer yandan güldürmeyi gaye edinen komedi türüdür. Duygu birinci planda, güldürücü motifler ikinci plandadır. Çağımızda en yaygın komedidir. 5. Fars Basit güldürme unsurlarından faydalanan ve az sayıda kişilerle temsil edilen komedilerdir. Yer yer şarkılarla süslenir. Fars türü komedilere daha çok orta çağda rastlanır. 6. Vodvil Entrika komedisinin biraz daha basit ve biraz daha hızlı şeklidir. Karmaşık bir örgüye sahiptir, temel gayesi güldürmektir. 7. Skeç Bir kaç dakikalık bölümlerden meydana gelen kısa oyunlara denir. Daha ziyade kabare ve gazinolarda temsil edilir. Günümüzde radyo ve televizyonlarda da bu tür oyunlara rastlamak mümkündür. 8. Satir Taşlama yönü ağır basan komedilere denir. Günün sosyal ve politik olayları ile bu olaylarda yer alan kişiler, komik özellikleriyle ele alınarak taşlanır.
1 Trajedi TragedyaHayatın acıklı yönlerini kendine özgü kurallarla sahnede göstermek, ahlak, erdem örneği vermek amacıyla yazılmış manzum şiir biçiminde tiyatro trajedinin özellikleri• Konular tarihten ve mitolojiden seçilir.• Kişiler; tanrı, tanrıça ve soylulardır.• Kötü, bayağı söz ve söyleyişler yoktur.• Seçkin bir üslupla yazılır.• Manzum olarak yazılır.• Kişiler arasındaki dövüşme, yaralama ve öldürme gibi korkunç ve çirkin olaylar sahnede gösterilmez; bu olayları haberciler aktarır. • Zaman, yer, olay birliğine uyulur. Bir olay, aynı yerde bir günde geçebilecek biçimde düzenlenir. Buna üç birlik kuralı denir. Olay, zaman ve yer birliği• insanoğlunun hırslarını, kavgalarını gösterir; çoğu, felaketli sonuçlara bağlanır.• Birbiri ardınca süren koro ve diyalog bölümleri vardır.• Trajedi türünün ilk temsilcileri; Eski Yunan edebiyatı sanatçıları Aiskhylos, Sophokles, Euripides'tir.• 17. yüzyılda yaşamış olan Fransız edebiyatı sanatçıları Corneille ve Racine de önemli trajedi Komedi Komedyainsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak; izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro yapıtlarıdır. Klasik komedinin özellikleri• Konu, yaşanan hayattan ve günlük olaylardan alınır.• Kişiler, toplumun her kesiminden olabilir.• Her türlü söze, şakaya yer verilir.• Üslupta seçkinlik aranmaz.• Manzum olarak yazılır.• Kişilerin öldürme, yaralama gibi her çeşit davranışları sahnede geçebilir.• Üç birlik kuralına uyulur.• Birbiri ardınca süren koro ve diyalog bölümleri vardır.• insanoğlunun eksikliklerini, gülünç biçimde göstererek onu eğitmek amacı güdülür.• Komedi türünün ilk temsilcisi, Eski Yunan edebiyatı sanatçısı Aristophanes'tir.• Fransız sanatçı Moliere komedi türünün en ünlü yazarıdır.• Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk tiyatro yapıtı olan Şinasi'nin "Şair Evlenmesi" komedi DramHayatı olduğu gibi, bütün acıklı ve gülünç yönleriyle yansıtan, sahnede gösterilmek amacıyla yazılmış tiyatro yapıtlarıdır. Dram, belli kurallara bağlı değildir; önemli olan, dramın gerçeğe uygunluğudur. Dramın özellikleri• Hem acıklı hem gülünç sahneler bulunur.• Olaylar tarihten ya da günlük yaşamdan alınabilir.• Yer, zaman, olay birliğine uyma zorunluluğu yoktur.• Olaylar, çirkin dahi olsa sahnede gösterilir.• Kişiler hangi kesimden olursa olsun dramda yer alır.• Şiir ya da düzyazı biçiminde yazılabilir.• ingiliz sanatçı Shakespeare ve Fransız sanatçı Victor Hugo bu türde başarılı yapıtlar ortaya koymuşlardır.• Namık Kemal'in "Vatan yahut Silistre" adlı yapıtı dram türünde yazılmıştır.• Abdülhak Hamit Tarhan da dram türünde birçok yapıt vermiştir.
komedi ve trajedi ortak özellikleri