🎰 Kosova Da Yaşam Ucuz Mu

Pastırma faydaları saymakla bitmeyen yiyeceklerden biridir. Pastırmanın faydaları genellikle içinde kullanılan maddelerden dolayı oluşur. Pastırma baharatları oldukça fazla çeşittedir. Farklı türdeki pastırmalarda farklı baharatlar kullanılır. Pastırmalar üzerinde genellikle çimenler ve sarımsaklar kullanılır. Avrupa’nın yeni ve küçük ülkelerinden Kosova da Türk kültürü izleri taşıyan bir ülke Başkent Priştine ve eski Osmanlı konaklarıyla ünlü Prizren, Türk izleri taşıyan kentleri. Başkent Priştine’ya İstanbul’dan direkt uçak seferleri yapılıyor. Kosova’dan Karadağ, Makedonya ya da Sırbistan’a da geçebilirsiniz. 30minutes agoTrabzon'da 27 yaşındaki İrem Karadeniz, çevre kirliliğinin önüne geçmek ve israfı önlemek için yaklaşık 5 aydır sıfır atık prensibiyle yaşamını sürdürüyor. Karadeniz Teknik M. Kemal SALLI. mksalli34@gmail.com. 13 Temmuz 2009, 00:00. "KOSOVA'YI İLK TANIYAN ÜLKE TÜRKİYE OLDU, TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNELİDİR" (HAŞİM TACİ: KOSOVA BAŞBAKANI) "KOSOVA'YA YATIRIM YAPMANIN ZAMANI ŞİMDİDİR, ÜÇ YIL SONRA DEĞİL" (KÖKSAL TOPTAN: TBMM BAŞKANI) "TÜRKİYE İLE KOSOVA ARASINDAKİ Haziran ayında, Konya bölgesindeki Kiralık Daire m2 fiyatları 27 TL oldu. Hesaplanan verilere göre Konya bölgesinde satın alınan 100 metrekarelik bir Konya Kiralık Daire ortalama fiyatı 2.200 TL ile 3.800 TL arasında oldu. Bir sağa dönüyorsun bir sola, bir ağlıyorsun bir duruyorsun. Çözümü hepten kolay gibi ama bir o kadar da uzak gibi çözüme giden her yol. Ağlasan derdin bitmiyor gülsen de bir farkı yok. Köşene çekilsen olduğun yerde kalıyorsun adımlamaya kalksan yine olduğun o yerdesin. Batıp batıp geri çıkmaya çalıştığın kaderde. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından Kosova'nın başkenti Priştine'de, "15 Temmuz Demokrasi Turnuvası" düzenlendi. "FC 2 Korriku" tesislerinde düzenlenen futbol oMNlS1b. Son yılların en büyük gereklerinden bir tanesi olarak görülen ve ihtiyaçlar hiyerarşisinde zirvede olan sağlık ihtiyacı; nitelikli birçok sağlık çalışanı ile tüm dünyada ve ülkemizde de rağbet gören bir alandır. Doktor ihtiyacını karşılamak için uzman personelleri yetiştiren ve güçlü eğitim sistemine sahip üniversiteler açılmaktadır. Dünyadaki her ülkede olduğu gibi Kosova Priştine Universum Üniversitesi de, Tıp Fakültesi bulunan üniversitelerden bir tanesidir. Kosova Üniversitelerinde Tıp Fakültesi, sınavsız olmakla birlikte yalnızca lise diploması ile sizi kabul etmektedir. Bu üniversitede Genel Tıp ve Diş Hekimliği dışında, sağlık alanında kendisini geliştirmek isteyenler için; Ebelik, Eczacılık, Fizyoterapi ve Hemşirelik gibi uzman kişi ihtiyacının olduğu bölümler de bulunmaktadır. Ayrıca tüm bunlara ek olarak Tıp Fakültesi bünyesinde göreceğiniz bütün dersler, dünyanın geriye kalan Üniversiteleriyle aynıdır ve bu nedenle de herhangi bir transkript sorunu kesinlikle yaşamazsınız. Kosova Üniversitelerinde Tıp Fakültesi diploması ile Dünyanın her yerinde mesleğinizi icra edebilme hakkına sahipsiniz. Ayrıca Kosova Üniversitesi’nin öğrenim fiyatlarının; 1800 ile 2500 Euro arasında olması onun çekiciliğini kat kat artırıcı faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Okulun gerek kayıt süreciyle, gerekse de yaşamınızı devam ettirmemiz için gereken tüm hizmetleri sağlanmasıyla EuroStar Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı her biri kendi alanında profesyonel ekibiyle ilgilenecektir. Kosova üniversiteleri Tıp Fakültesi için herhangi bir şart aranıyor mu ? Kosova Priştine Universum Üniversitesi’ni, belki de en cazip kılan faktörlerden bir tanesi de hiçbir şekilde önşartta dahil olmamak üzere; belge veya sınav istememesidir. Mezun olan tüm Türkiye vatandaşlarının; istediği zaman Kosova Üniversitelerinde Tıp Fakültesine kayıt yaptırma imkanı vardır. Ayrıca kosova’daki 40 bin Üniversite öğrencisi için hazırlanmış barınma imkanları,en ufak zorluklar dahi yaşanmadan öğrenim hayatınızı devam ettirmenizi sağlayacaktır. Kosova priştine Universum Üniversitesi’ni tercih edecek bir çok kişinin aklına gelmesi muhtemel ilk sorulardan bir tanesi de; yabancı bir ülkede yaşanıp yaşanmayacağı ve kendilerini ne tür zorlukların beklediğidir. Kosova’daki yaşam, ekonomik olarak değerlendirildiğinde dünyanın en ucuz yerlerinden bir tanesi olarak görülür. Yurt ücretleri ve ev kiraları çok küçük rakamlar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca işsizlik sorununun da olması nedeniyle, dileyen bazı öğrenciler part-time işlerde çalışabilme imkanına da sahiptir. Sosyal hayat olarak ise buradaki insanların çok samimi ve sıcak kanlı olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca Kosova’da Türkçe bilenlerin sayısının da azımsanmayacak bir oranda olması, Kosova üniversiteleri Tıp Fakültesi tercihi yapmak isteyenlerin oradaki hayatlarını kolaylaştırıcı bir etken Türkiye’deki kültürle paralel bir düzleme sahip olması nedeniyle bu üniversiteye gidenler herhangi bir entegrasyon veya uyum problemi yaşamazlar. Konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler, Eurostar eğitim ofislerinden ayrıntılı bilgi alabilir ve gelişmelerden haberdar olabilirler. Son Güncelleme 08 Mayıs 2017 - 1947 BOSNA’DA YAŞAM AVANTAJLAR / DEZAVANTAJLAR İnsanın yabancı ülkede yaşamasının hem avantajları hem de zorlukları farklı bir kültürü, farklı bir milleti tanımak cidden heyecan verici ve eğitici bir deneyim, herkese nasip olmaz. Aileden, akrabalardan ve sevdiklerinden uzak kalmak ise en büyük sorun, hele de beş yaşındaki İbrahim için. Sadece İbrahim için değil, çocuklarımızı birbirimize emanet edebildiğimiz, birlikte parka götürdüğümüz, teklifsizce kapılarımızı çalıp nice hoş sohbet eşliğinde çaylar, kahveler içtiğimiz dostlarımızdan uzak olmak biz yetişkinler için de zor. Bayramı aile büyüklerimizin elini öpemeden geçirmek içimizi burkuyor. Ancak şükürler olsun Bosna bir Türkiyeli için diğer ülkelere kıyasla daha az yurt ülkedeki Osmanlı etkisi, hem de Boşnak halkının Türklere olan ilgisi ve sevgisi yurt dışı hissini azaltıyor. Ayrıca ülkedeki Türkiyeli nüfus da azımsanmayacak oranda. Son yıllarda ticaretle uğraşanların, öğrencilerin, yatırımcıların ve devlet görevlilerinin sıklıkla gelip gittiği kardeş bir ülke burası. Peki, Bosna’da yaşamanın avantajları neler? Bosna’nın nelerini seviyorum? Bosna halkının Türkiye’ye ve Türklere yönelik sempatisi çok büyük bir avantaj. Bir ülkede istenmeyen, hor görülen, sürekli önüne engeller çıkartılan bir milletin üyesi olmak ne kadar acıysa, ilgiyle karşılanan, saygı ve sevgi gören kardeş bir milletin mensubu olmak da o kadar onur verici. Republika Srpska tarafına geçmediğiniz sürece tabi. . Kaç ülkede birkaç medeniyetin etkisini aynı anda görebilirsiniz ki? Bosna, Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya Macaristan medeniyetlerinin ve Yugoslavya yani Komünist dönem kültürünün ve mimarisinin harmanlandığı eşsiz bir ülke. Her ne kadar kan ve gözyaşı dolu bir geçmişleri olsa da üç ana etnik grubun Boşnak, Sırp ve Hırvat birlikte yaşamak için çaba gösterdiği bir yer, “Avrupa’nın Kudüs’ü”. Yeme içme kültürümüzde çok ciddi farklılıklar yok, gerek dışarıdaki menüler cevapi, burek,diğer et yemekleri, gerek marketteki ürünler damak zevkimize oldukça yakın. Aradığım birçok ürünü zengin çeşit seçeneği ile bulabiliyorum. Bulgur, mercimek, nohut gibi ürünler Türkiye’ye kıyasla iki katı pahalı ve sadece belli yerlerde satılıyor ama en azından varlar. Her yer göz alabildiğine yeşil. Üstelik yeşile ulaşmak için ille de bir parka veya nehrin kenarına gitmemize gerek yok, evden dışarı adım atmak yetiyor. Ülkede boş ve yeşil alan bol. Üstelik bakımsız bir yeşil de değil, bilakis düzenli, temiz ve ahenk içinde bir şehir düzeni estetik anlayışı her yere ve her şeye yansıyor. Eski bina var ama bakımsız bina, bakımsız bir mekan yok. Halk imkanlar dahilinde düzgün ve insana yakışır bir hayat yaşamak için yoğun çaba sarf ediyor. İnsanlar birbirine karşı saygılı, kasada sıra beklerken, toplu taşıma araçlarına binip inerken, alışverişte, trafikte en ufak bir saygısızlık ve kabalıkla karşılaşmıyorum. Yalnız tam aksi davranışlarla karşılaşan arkadaşlar da var, bilemedim, her ülkenin iyisi de var kötüsü de diyelim. Trafik yok. Araçlar kurallara uyuyor. Yaya geçidinden geçen bir yaya için araçlar muhakkak duruyor, ne kadar yavaş geçseniz de bekliyor. Ülkede korna sesi duymuyorum. İstanbul’a kıyasla sokaklar, parklar kısacası çevre daha temiz. Belki nüfus azlığından, belki de çevre bilincinden… Et inanılmaz lezzetli ve bize göre ucuz. Bir kilo kıyma Türkiye’de 30 tl iken burada yarı fiyatına 15 tl. Hatta ilk geldiğimde Euro düşük olduğundan13 tl idi. Dışarıda yiyip içmek de yine bize göre ucuz, ülkedeki maaşlara göre pahalı. Süt ürünleri de bir harika. Bu kadar lezzetli kaymak yemiş miydim acaba? İbrahim hiç olmadığı kadar süt ve ayran tüketiyor. Hala denemediğimiz çok sayıda süt ürünü var. Muhteşem balların ülkesidir Bosna! Yemyeşil, eşsiz doğası sayesinde elbette güvenilir kanallara başvurarak doğal ballara çok uygun fiyata ulaşıyoruz. Ihlamur ve akasya balı gibi ilginç bal çeşitlerine de burada rastlıyoruz. Çocuklar için sık aralıklarla parklar yapılmış.Ne yazık ki belli muhitlerde imiş. Nüfus az olduğu için salıncak veya kaykay sırası beklemeksizin oğlumu oynatabiliyorum. Üstelik parklar meyve ağaçlarıyla dolu, dolayısıyla ağaçtan meyve yemenin keyfine varabiliyorum. . İçme suyuna para vermiyoruz. Gayet sık aralıklarla görülebilen çeşmelerden gönül rahatlığıyla su içebiliyoruz. Evde de musluktan akan suyu içme suyu olarak kullanıyoruz. Ancak, su borularının eski olması nedeniyle suya güvenmeyip, içme suyunu farklı yollardan temin edenler var. Hafta sonları “kalabalık, park yeri bulamama, trafiğe takılıp kalma” gibi sorunların olmadığı bu ülkede, gün içinde üç dört ayrı yeri ziyaret etme imkanı bulunmaz bir nimet. İnsanların dil öğrenme isteklerini ve yeteneklerini takdir ediyorum. İngilizce bilenler, bilmeyenlerden kesinlikle daha fazla. Savaş esnasında yurt dışında yaşamak zorunda kalan insanlar geri döndüklerinde gittikleri ülkenin dillerini de taşımışlar. Almanca da ülkede yaygın bilinen dillerden. Türkçe sevdalılarına rastlamak ise hiç sıra dışı bir durum değil. Tv programları orijinal dil ile veriliyor. İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Türkçe, Hintçe ve Arapça yapımlar yaygın. Hepsi de alt yazı ile verildiğinden halkın dil öğrenmesine katkı sağlıyor. . Ülkede iş yapan iş adamları Bosna halkının yavaş ama dürüst bir şekilde işlerini tamamladığını söylüyor. Çalışmayı çok sevmeyen bir yapıları olsa da, yaptıkları işi muhakkak hakkını vererek yaptıklarını duyuyorum. Gelelim ülkenin dezavantajlarına. Bosna’da nelere alışamadım, neleri sevmedim ve nelerden rahatsız oldum? Sigara! Bosna sigara içme konusunda şampiyonluğu kimselere bırakmayacak kadar iddialı. Kapalı mekanlarda dahi fosur fosur sigara içiliyor. Genç, yaşlı, kadın, erkek sigara neredeyse herkesin elinde. Soğuk! Ülke ne zaman ısınacak diye beklerken Temmuz ayı geliyor ve ben hala terleyemedim. Kuru ve dondurucu bir soğuğu var, kaldı ki henüz kışı yaşamadım! Düzeltiyorum, artık yaşadım. Ancak hiç de korktuğum gibi olmadı, alıştım mı yoksa?? İnsanlar güler yüzlü olsa da, ilişkilerde fazla mesafeli. Avrupai tavırlar ağır basıyor, komşuluk yok denecek kadar az. Ev ziyaretleri tükenmiş. Bu da benim gibi insan canlısı biri için felaket!Tabii Saraybosna için konuşuyorum Görüntüde çok sakin ve çok güvenli bir hava veren Saraybosna ne yazık ki hiç güvenli değil. Ramazan ayında evimizin önünden arabamız çalındı ve bulunamadı. Bu durum ne yazık ki, daha çok yabancıların başına geliyor. Kapı önünde ayakkabı bırakmanın tehlikeli olduğuna dair de uyarılar alıyoruz. Kapıları sıkı sıkı kilitliyoruz. Hizmet sektörü yavaş ve sorunlu. Bunu restoranda siparişinizi getirmeye gönülsüz garsonlar, isteksiz satıcılardan tutun eve internet bağlatmak veya bir tamirat işinizi halletmeye kadar çoğu durumda tecrübe ediyorsunuz. Üniversitenin bulunduğu semt Ilıca dışında yabancı nüfusa alışkın olmayan halkın yüzüme dik dik bakıp incelemesi zaman zaman rahatsız edici olabiliyor.Ama sevgiyle ve ilgiyle bakıyorlar, bunu da belirteyim. Bunu istisnasız her gün yaşıyorum. Hatta “Evet ben yabancıyım!” diye haykırasım, boynuma bir tabela asasım geliyor. Türk insanındaki dil öğretme aşkına kıyasla Bosna halkı kendi dilini öğretme konusunda pek yetenekli değil.Nitekim internet kaynakları da çok zayıf. Boşnakçayı iyi bilmediğimi söylediğim halde insanların hızlı hızlı konuşması ve anlamamı beklemesi kimi zaman güldürüyor kimi zaman sinirlendiriyor. E biraz “polahko” lütfen! Çok lezzetli olmalarına karşın meyve sebze pahalı. Bosna parası KMBam yani Konvertibl Mark Euro endeksli olunca, TL karşısında değer kazanıyor ve kimi ürünlerin fiyatı Euro arttıkça gözüme daha bir pahalı görünüyor. 1 Euro 2 KM Sevimli de olsalar saldırabilme ihtimalleri yüksek olan çok sayıda sokak köpeği var. Onlara hem acıyor, hem de korkuyorum. Kesinlikle bu konuda bir şeyler yapılmalı. İslami değerler yeterince önemsenmiyor. Tüm Müslüman coğrafyada olduğu gibi burada da Müslümanların Kur’an ile ilişkisi zayıf. İslami çalışmalar yeterli değil. Siyah ve yeşil zeytin bu ülkede akıl almaz lezzetsizlikte. İlginç bir şekilde zeytin kültürü hiç yok. Türk marketlerinde satılan zeytinler de konserve şeklinde olduğundan alışkın olduğumuz lezzeti bulamıyor, bizi ziyarete gelen herkesten birer kilo zeytin istiyoruz. Ha bir de Ezine peyniri artık rüyalarıma giriyor. Ziyaretçilerimize ipucu olmuştur umarım Ürünler naylon ambalaj yetmezmiş gibi bir de karton kutulara hapsedilerek raflardaki yerini alıyor. Bu nedenle muazzam bir kağıt tüketimi var. Her ne kadar konteynırlardan biri “papir” yani kağıt, karton vs için ayrılmış olsa da, durumu kimseler sallamıyor, ancak çingeneler için ekmek kapısı oluyor. Hastaneler ve sağlık hizmeti çok kötü. Elhamdülillah hiç işimiz düşmedi ancak namı yetti. Kulağımıza gelen yanlış tedavi sonuçları, doktor yetersizliği, hastaya karşı kaba ve saygısız muamele bilhassa doğum yapan arkadaşların acı tecrübelerinden biliyorum, hastanelerin bakımsızlığı bizi ailece doğal ürünlere, bitki çaylarına yöneltiyor. Üstelik Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre de Bosna yüksek risk taşıyan bir sağlık hizmetine sahip. Aynı listede Türkiye 70. Bosna 90. sırada. Ancak hiç olmazsa Türkiye’de özel hastanelerde kendinizi daha güvende hissedebiliyorsunuz, burada özel hastanelerin soygun yeri olduğunu duyuyoruz. Aylar sonra gelen edit Ne yazık ki işimiz düştü ve test ettik. Anlatıldığından çok daha kötü bir sistem olduğunu bizzat tecrübe ettiğimizi üzüntü ile belirtirim Kaynak ◊Fatih merhaba, bize kendinden bahsedebilir misin?-Merhaba, 1987 yılında Malatya’da doğdum. Daha sonra Üniversite için İstanbul’a yerleştim. Büyük şehirde bulunmanın etkisiyle; önceden de ilgi alanım olan teknoloji, spor, tarih ve girişimcilik konularında kendimi daha çok besleme fırsatım oldu. Bilgisayar Mühendisliği okuyarak bugün dünyayı da gezerek görmeme imkan tanıyan severek yaptığım çoğu zaman saç baş yolduran mesleğimi yazılım mühendisliği edindim. Yine profesyonel ve amatör olarak dağcılık, kürek, fitness gibi spor dallarıyla uğraştım. Yetmedi bu ilgimi girişimcilik ve teknoloji ile birleştirip, tüm paramı yiyip bitirdiğim yorucu ama bir o kadar da öğretici start-up macerasına atıldım. Tabii tüm bunları yaparken de herkesin hayallerini süsleyen, “30 yaşından önce dünyayı gezme” planları dahilinde olabildiğince farklı yeri görüp tecrübe etmeye çalıştım. An itibariyle 31 yaşındayım ve tabii ki daha gezilecek çok yer var hala◊Şu an nerede yaşıyorsun? Ne zamandır oradasın? Yurt dışında yaşama kararını nasıl aldın?-Şu an Tayland’ın başkenti olan Bangkok’ta yaşıyorum. Nisan ayı itibariyle tam iki yıl oldu. Taşınmam biraz ilginç oldu aslında. Girişte bahsettiğim gibi farklı yerlerde yaşama, gezme fikri hep sahip olduğum bir dürtü idi. Lakin özellikle 24’lü yaşlarımda başladığım girişimcilik macerası ile birlikte tüm enerjimi iş konularına vererek ötelediğim, başarılı olunca çok daha iyi şartlarda yapılabileceğini düşündüğüm için zaman ve maddi özgürlük, sadece yapan insanları uzaktan takip ettiğim bir sürece dönmüştü. Aslında bu süreçte bir çok farklı şeyi de ötelemiştim. Lakin 30’lu yaşlarıma geldiğimde fark ettim ki ertelemek hiç bir zaman sağlıklı bir çözüm değil. Çünkü ertelediğiniz şeyleri yapabilme imkanınızın olacağına dair hiç bir garantiniz yok. Elinizde olan tek şey sadece bugünkü kaynaklar ve imkanlar, yarını bilmiyorsunuz. Kişisel aydınlanma anım tam olarak bu nokta oldu. Tabii bir de bu işin toplumsal bölümü var. Maalesef ülkemizin içinden geçtiği dönem ben ve benim gibi olan insanlar üzerinde çok bunaltıcı, yıpratıcı bir noktaya ulaştı her geçen gün. Bu ikinci kısım aslında bambaşka uzun tartışmaları gerektirdiği için direkt pas geçiyorum 🙂 Bu iki faktörün bir araya gelmesiyle de birlikte, adım atmak için gerekli sebepler oluştu diyebilirim.◊Yurt dışına taşınmadan önce nasıl bir hayatın vardı? Nerede yaşıyordun, işinden, sosyal hayatından memnun muydun? -Aslında biraz bu soruyu cevapladım diğer sorularda. İstanbul’da Anadolu Yakası’nda yaşıyordum. Hayatım çok yoğun çalıştığım rutin bir sürece dönmüştü. Genel itibariyle mesleki olarak tatmin olsam da ertelediğim şeylerden ötürü mutsuzluklarım vardı. Sosyal hayat zaten İstanbul’da yoğun çalışan insanlar için trafiği ve diğer faktörleri de düşünürsek pekte mümkün olmuyor maalesef. Denk getirebildiğimiz arkadaşlarla arada sahilde kahve içtiğimiz, Kadıköy’de meyhane yaptığımız bir süreç diyebiliriz özledim ◊Yurt dışına taşınmadan önce de sık sık diğer ülkelere seyahat eder miydin?-Bir dönem çok ediyordum, sonra gerek işlerin yoğunluğundan gerekse de maddi sebeplerden ötürü azaldı. Bu süreçte daha çok Türkiye’nin farklı bölgelerini gezerek keşfetmeye çalıştım. Hem zaman hem de maddi açıdan daha makul olduğu için.◊Yurt dışına taşınma sürecinde neler yaşadın? Zorlandığın noktalar oldu mu?-Zorlandığım nokta geride sevdiğim insanları bırakma kısmında oldu. 17 yaşında üniversite için doğduğu şehirden ayrılmış biri olarak bu tarz konularda becerikliyimdir. Lakin son seferde özellikle kız arkadaşım ve kardeşimden ayrılmak bayağı zorladı. Ailem zaten Malatya’da olduğu için İstanbul veya Bangkok nereden bakarsanız zaten uzak o noktada bir sıkıntı olmadı. Ayrılmadan önceki 2 aylık süreç oldukça duygusal geçti diyebilirim. Kardeşim, kız arkadaşım, diğer dostlar sürekli bir vedalaşma modunda sevdiğin insanlarla görüşmek, gözlerinde üzüntüyü görmek, seslerindeki burukluğu hissetmek yıpratıcı. Çok şanslıyım ki sevdiğim insanlar bu süreç boyunca sürekli destek olup, kolaylaştırdılar. Tayland’a yerleşme konusunda pek bir zorluk yaşamadım, kolay adapte olan bir insanımdır. Yeni kültür, yeni iş, lezzetler, keşfedilecek yerler derken insanın zorlanmaya pek vakti de olmuyor zaten◊Tayland’ın pozitif tarafları ve orada yaşıyor olmanın avantajları neler?-Thailand’ın en güzel tarafı insanların rahat ve mutlu olması. Zaten land of smiles’ gülen insanların ülkesi diyorlar. Benim için çok daha değerli çünkü insan buraya Türkiye’den gelince aşırı rahatlatıyor. Maalesef bizim insanlarımız mutlu değiller, sürekli bir hengame ve agresiflik var. Herkes patlamaya hazır bir bomba. Dolayısı ile sürekli gülümseyen, teşekkür eden insanların nasıl mutlu ettiğini anlatamam 🙂 Diğer nokta ise tabii ki doğal güzellikleri ve bulunduğu coğrafya. Güneydoğu Asya’nın kalbinde olması itibariyle kısa mesafe uçuşlarla, ucuz bir şekilde bir çok Asya ülkesini gezmeye de imkan tanıyor. Özellikle benim gibi Asya’ya hayran bir insansanız, müthiş bir şans. Yemek ve gece hayatından bahsetmiyorum, çünkü zaten bunlar çok bilinen şeyler, gelin, görün, deneyin◊Yurt dışında yaşamanın zorlukları neler? Tayland’da sana uymayan, sevmediğin şeyler var mı?-En büyük zorluk sanırım iletişim. İletişimden kastım ingilizce konuşmak değil. Bazen ana dilinde deli gibi bir şeyi paylaşmak istiyor insan ve genelde kültürel bir arka planı olan bu paylaşımları maalesef farklı kültürden birine iletemiyorsunuz. İnsan o noktada yalnız hissediyor kendini. Dönem dönem gelen ya ben burada ne yapıyorum’ hissi de sanırım bir diğer zorluk olabilir. Özellikle canınızı sıkan bir konu olduğunda, ya da uzaktaki bir sevdiğinizin size ihtiyacı olduğunda gerçekten yurtdışında yaşamak zorlayabiliyor. Bana uymayan en önemli şey yemeklerin sürekli kızartma olması ve içine şeker, msg vb şeylerin konulması. Yanlış anlaşılmasın sevmiyor değilim, aksine bayılıyorum lakin sağlıklı beslenmeye çalıştığım için zorluyor. Bir dönem sürekli diyet yaptığım halde neden gelişmediğimi merak ederken, food-court’ta ustanın pilava kaşıkla şeker koyduğunu fark etmem dönüm noktası olmuştu 🙂◊Tayland’da Türk olduğun için sana farklı davranıldığını hissettiğin oluyor mu? Sosyal hayatından memnun musun?-Hayır olmadı aksine Asya’da genel itibariyle Türklere dair pozitif bir intiba bile var. Sanırım uzak olması ve insanlarımızın henüz buralarda kötü stereotipler kalıp yargılar bırakamamış olması en güzel avantaj. Ayrıca ırkçılık, white supremacy’ beyaz üstünlüğü falan batının kavramları olduğu için uzak doğu toplumlarında pek yok henüz.◊Türkiye’ye dair en çok neleri özlüyorsun?-Tabii ki yemek. Şöyle bir lahmacun, çiğköfte, rakı meze◊Türkiyeyi ne sıklıkla ziyaret ediyorsun? Ziyaretlerinde en çok nerelere gitmeyi tercih ediyorsun?-En son ziyaretimi düşünürsem sanırım bir yıldan fazla oldu. Sevdiğim insanlar neredeyse oraya gidiyorum. Tüm sosyal çevrem İstanbul’da, ailem ise Malatya’da dolayısı ile dengeli bir şekilde iki şehirde birden zaman harcamaya çalışıyorum. İstanbul’da daha çok eski rutinlerim, Caddebostan, Moda, Bostancı, Kadıköy falan◊Tayland’ı ve Türkiyeyi birer cümle ile anlatmanı istesek nasıl tanımlardın?-Türkiye tabii ki uzaktaki vatan. Tayland’ı bilemedim, henüz tek cümlelik bir tespitim yok. Seneye tekrar soralım bu soruyu◊Yurt dışında başına gelen en ilginç/komik olay neydi?-Bangkok’taki ulaşım yöntemlerinden biri de tuktuklar. Tuktukları bizim Gebze-Harem minibüsleri gibi düşünebilirsiniz, aynı rezillik. Yeni olduğum dönemlerde bir gün acele ofise yetişmem gereken noktada tuktuğa bindim. Genelde önden pazarlık yapılır, herkes anlaşır yapılacak ödeme noktasında. İşte 50 bahta anlaştık 6-7tl. Vardığımızda 100 baht verdim, sürücü para üstünün olmadığını söyledi, acelem de olduğu için diretemedim öyle bir kazıklandım. Ertesi gün yine aynı noktadan geçerken yine aynı tuktuk’u gördüm. Eleman beni görünce gülmeye başladı, yaklaşıp aynı destinasyona gideceğimi kaç baht olduğunu sordum, yine 50baht dedi. Anlaştık, eleman bana bakıp gülüyor ama ara ara. Neyse gideceğim yere vardık indim, yürümeye başladım adam seslendi arkadan para diye. Dedim dün 50baht kalmıştı oradan alırsın gülerek tartışmaya hazırlanıyorum, bu adam kahkahayı bastı. Very well play my man, well done iyi oyundu adamım, helal sana diye. Sarıldı selfie çekti benimle bir tane teşekkürleştik ayrıldık fairplay – adil oyun. Sonra bir kaç defa daha gördüm diğer tuktukçularla beni onlarla falan tanıştırdı, very smart çok akıllı diye. Sanırım en az 6-7 tuktukçu tanıyorum bu vesileyle, bir ihtiyacınız olursa sorabilirsiniz.◊Son olarak yurt dışına taşınmak isteyenlere ve özellikle Tayland’a yerleşmek isteyeceklere tavsiyelerin nelerdir?-Dönerci ve backpacker olarak gelmeyin lütfen. Bu ikisinden yeterince var burada 🙂 Şaka bir yana Asya herkesin yapabildiği bir coğrafya değil, yerleşmeden önce gelin, gezin, görün. Kültürü anlamaya çalışın, eğer hala istiyorsanız gelme yollarını zorlayabilirsiniz. Çünkü Asya’ya gelip de yapamayan bir çok kişi var. Gerek kültür şoku, gerek damak tadı farkı vb. diğer faktörlerle de birleşince eziyete dönebiliyor bu süreç.Visited 4,283 times, 1 visits today Avrupa’nın olarak bağımsızlığını ilan eden Kosova, yaşam şekli, kültürel ve etnik yapısı olarak tercih edilen ülkelerdendir. Kosova’nın başkenti Priştine’dir. Şehirde Arnavutlar, Türkler, Boşnaklar, Sırplar, Romalılar yaşamaktadır. Şehir başkent olması nedeniyle içinde birçok kültürü ve etnik yapıyı barındırmaktadır. Kosova’nın geneli de çok etniklidir. Burası tipik bir Balkan ve Müslüman şehri olmasının yanında Avrupa tarzı batı kültürünü de eklemiş bir yaşam arz eder. Günlük hayat oldukça hareketlidir. Büyük alışveriş merkezleri ve kafeler özellikle genç nüfusun buluşma yerleri arasındadır. Kosova’nın eğlence ve gece hayatı bakımından en hareketli şehri Prizen’dir. Özellikle Şadırvan bölgesinde gece klüpleri ve barlar bulunmaktadır. Genç nüfusun ağırlıkta olduğu Kosova Cumhuriyeti için Prizen şehrinde yazları eğlence meydanlara taşmakta ve sabaha kadar sürmektedir. Kosova da Yaşam Kolaylığı Ayrıca Priştina meydanında özel günlerde halk oyunları gösterime sunulmaktadır. Kosova’nınbüyük alışveriş merkezlerinin yanı sıra pazarlarda kurulmaktadır. Halkın ihtiyaçlarını gördüğü pazarlarda yerel eşyalar bulunmaktadır. Bunlar genellikle kahve ve yiyecek türleri olacaktır. Bu pazarlarda Balkanlara özgü el işi eşyalarda bulunmaktadır. Kahve kültürü tüm balkanlarda olduğu gibi Kosova’da da oldukça gelişmiştir. Tüm sohbetler, yemekler kahve ile tamamlanıyor. Kosova’da yaşam doğayla buluşmuş, tarihin kalıntılarından bir şey kaybetmemiştir. Gezdiğiniz yerde attığınız adımda tarihin izlerinden bir parça ile karşılaşırsınız. Bunun yanında doğanın güzelliğinden bir şeyler kaybetmemiş olması da Kosova’da yaşam için bir lütuftur. Kosova Kahvaltı TakımıKosova Kahvaltı Takımı fiyatlarını ve özelliklerini cimri filtrelerini kullanarak en popüler, en ucuz, en yeni ürünler olarak işaretleyip aradığınız ürünler arasında en uygun sonuca erişebilirsiniz. Kosova Kahvaltı Takımı ne kadar?Günümüz de evimizin ve ofisimizin vazgeçilmezi yeni bir ürün alırken marka ve model seçiminde fiyat avantajı satın almak için yeterli değil. Ürün servisi, kullanıcı yorumları satın almadan önce kararlarımızı Kahvaltı Takımı Fiyatı Uygun mu?Fiyat uygunluğu için öncelikle araştırma Kahvaltı Takımı incelemeden önce müşteri adayları çeşitli markalarıda inceleyip karşılaştırmalar yapıyorlar, sitemizin karşılaştırma servisini kullanabilir ve tüm teknik özellikleri daha detaylı analiz ilginizi çekebilir Kingmaster Kol Saatleri Guzini Portföy Çanta Odalight Led Aydınlatmalar Blackman Erkek Klasik Ayakkabılar Yonex Erkek cebine uygun fiyat aralığını ve ürün özelliğini tercih ederek ihtiyacına uygun Kosova Kahvaltı Takımı fiyatlarını incele! Alışverişin keyfini çıkart

kosova da yaşam ucuz mu