☂️ Lohusalıkta 40 Gün Nasıl Hesaplanır
Ders yükü nasıl hesaplanır? 1. 'Köyümde Üç Gün' projesiyle lise öğrencileri deneyim kazanıyor 15:17; 40; Motorine indirim geliyor 10:33;
Tahminidoğum tarihinin belirlenmesi alınacak tedavi kararlarının uygun olması için önem taşır. Tahmini doğum tarihi son adet tarihinin ilk gününden 3 ay çıkartılıp 1 yıl 7 gün eklenerek hesaplanır. Bu hesapla gebelikler 40 hafta (280 gün) dür.
KaçGündür Yaşıyorum Nasıl Hesaplanır? Doğduğumuz tarihten itibaren kaç yaşında olduğumuzu genellikle hesaplayabiliyoruz. Ancak bazen tam olarak kaç gündür kaç saattir yaşadığımızı, bu güne kadar kaç gün yaşadım diye merak edebiliyoruz.
0101/2022 tarihinden itibaren uygulamaya başlanılan ve brüt günlük 166,80.-TL Aylık 5.004,00 TL, net 4.253,40. TL olarak açıklanan asgari ücrete bağlı olarak b.. Devamını oku
Günlük ücret ise 98,10 TL olarak hesaplanır. Unutmayın ki ilk 2 gün için iş göremezlik parası verilmez. Yani en az 3 günlük için rapor parası hesaplanır. Bu da 98,10 x 3 =294,30 TL
Hanefimezhebinde 40 olarak hesaplanır. Diyelimki bu hanımın ilk bebeği ki yazılmadığı için öyle kabul ederek yazıyoruz, 60 günden 40 günü lohusalık olarak düşünülür.hayzın temizlik müddetide en az 15 gün olduğu için 40'tan sonraki 15 gün orucunu tutar namazını kılar ve diğer ibadetlerinide yapar.
ncoban. 13 günlük kira bedeli nasıl hesaplanır? İyi günler, Davalı hakkında icra dairesinde ödenmeyen kira bedelleri için icra takibi başlatılmıştır.Bu takip ile 2008 yılının son 5 ayı ile 2009 yılının ocak,şubat,mart ve nisan ayları kira bedelleri aylık 800.00TL'den olmak üzere talep edilmiştir.Borçlunun itirazı
sFnCKr. Yakın bir geçmişte yürürlüğe giren işsizlik parası hakkında tüm detayları bu makalede bulacaksınız. İlk önce işsizlik parası almanın koşullarını yazmadan önce işsizlik parasının nasıl hesaplandığını yazalım... İŞSİZLİK PARASI NASIL HESAPLANIR işsizlik maaşı hesaplama ile parası ve ödeneği hesaplama aynı anlama gelir. 2012 yılında hesaplama için son dört aylık ortalama brüt gelirinizin %40 ını alın onbinde 6 damga vergisi düşünüz . İşsizlik maaşı nasıl işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini verdiği işsizlik parasını kendiniz örnek tablodaki ücretler brüttür. İşsizlik sigortasından yararlanmak için ne yapmak lazım? Öncelikle kendi kusurunuz nedeniyle işten çıkarılmamış olmanız gerekiyor. İşverenin kusuru nedeniyle, küfür, hakaret, ücret ödememe, fazla mesai vermeme vs. gibi nedenler varsa ve bu nedenleri ispatlayabilirseniz istifa edip işten ayrılırsanız işsizlik maaşı alabilirsiniz. Ancak ispat etmeniz şart. İşveren işinize son verdiyse işsizlik maaşı alabilirsiniz. İşyeriniz kapandıysa işsizlik maaşı alabilirsiniz. Süreli bir iş akdi yapmışsanız ve süre bittiğinde işi bırakırsanız işsizlik maaşından faydalanabilirsiniz. Tüm bu nedenlerden birini taşıyorsanız işten ayrıldığınız anda işverenden talep edeceğiniz ”İşten Ayrılma Bildirgesi”ni işveren 3 nüsha halinde hazırlayıp 1 nüshası işten ayrılan kişiye, 1 nüshası kendisine ve 1 nüshasını da bildirgeye çıkış nedenini yazarak İŞKUR’a gönderiyor. İŞKUR ise işten çıkarılma nedenlerine bakarak işsizlik maaşı verilip verilmeyeceğini kararlaştırıyor. Ancak işsizlik maaşı alabilmek için işten ayrılınan tarihten itibaren en geç 30 iş günü içerisinde herhangi bir İŞKUR’a giderek başvuruda bulunması gerekiyor. 30 gün geçmiş ise geçen her geçen günün ücretini işsizlik maaşından alamıyorsunuz. Yani 2 ay sonra İŞKUR’a gidip başvurursanız işsiz kaldığınız andan itibaren başvuru tarihinize kadar olan işsizlik maaşını alamıyorsunuz. İŞKUR ise başvurunuza bakarak eğer doğru nitelikleri taşıyorsanız size maaş veriyor. Başvurunuzdan 1 ay sonra İŞKUR’a giderek işsizlik maaşı hesap cüzdanınızı alıp ilgili bankadan işsizlik maaşınızı çekebiliyorsunuz. İşsizlik maaşı için ne kadar çalışmak gerekiyor? Eğer işten çıkarıldığınız tarih içinde 3 yıl geriye dönük olarak 600 gün sigorta primi ödemişseniz 6 ay, 3 yıl geriye dönük 900 gün prim ödemişseniz 8 ay, 3 yıl geriye dönük 1080 gün prim ödemişseniz 10 ay işsizlik maaşından faydalanabiliyorsunuz. Alacağınız ücret ise son 120 günün brüt ücretinin yüzde 40′ı kadar işsizlik maaşı almaya hak kazanıyorsunuz. İşsiz kalınınca sağlıktan faydalanabilir misiniz? Sigortalı işsizler işsizlik maaşı alırken sağlık hizmetlerinden faydalanabiliyorlar. Bunun nedeni ise işsizlik maaşı aldığınız süre içerisinde İŞKUR sizin adınıza Sosyal Güvenlik Kurumu’na Genel Sağlık Sigortası primlerini ödüyor. Bu primler ödendiği için işsiz kalan kişinin kendisine, eşine ve çocuğuna sağlık hizmetlerinden faydalanması kısıtlanmıyor. Ancak 100 gün sağlık hizmetlerinden faydalanabiliyor. Bunu uzatmak için ise işsiz kişi Sosyal Güvenlik Kurumuna giderek İŞKUR’dan işsizlik maaşını aldığını ve bu nedenle sağlık hizmetlerinden faydalanması gerektiğini belirterek Sosyal Güvenlik Kurumu işsiz kişinin sağlık hizmetlerinden faydalanması için tekrardan aktifleştiriyor. Bu aktifleştirme işsizlik maaşının bağlanma süresi yani 6 ay, 8 ay ve 10 ay boyunca devam ediyor. Askerlik nedeniyle iş akdi feshedilen kişi işsizlik maaşı alabilir mi? İşyerinden ”askere gideceğim” diye ayrılmışsanız işsizlik maaşı alabilirsiniz. Ancak askerde geçen süreleri işsizlik maaşı olarak alamıyorsunuz. Askerlik bittiğinde 30 gün içerisinde İŞKUR’a müracaat ettiğinizde askerlik yaptığınızda geçen süre yokmuş gibi yani işten yeni ayrılmış gibi görünerek İŞKUR size, 3 yıl geriye dönük olarak 600 gün sigorta primi ödemişseniz 6 ay, 3 yıl geriye dönük 900 gün prim ödemişseniz 8 ay, 3 yıl geriye dönük 1080 gün prim ödemişseniz 10 ay işsizlik maaşından faydalanabiliyorsunuz.
Hamilelik ve doğum doğanın kadına sunduğu inanılmaz bir deneyim. Ancak yeni bir canlının dünyaya geldiği bu dönemin her aşaması son derece önem taşıyor. Üstelik bu süreç sadece hamilelikle de sınırlı kalmıyor. Gerek anne, gerekse bebeğin sağlığı için doğumdan sonraki 6 haftayı kapsayan lohusalık dönemine de dikkat etmek gerekiyor. Bu süre, annenin vücudunun toparlanması, plasentanın çıktığı rahim içindeki yerin iyileşmesi, kanamanın giderek azalarak bitmesi ve annenin hamilelik öncesi haline daha çok yaklaşması anlamına geliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Emine Özel Taşhan, hamilelik ve doğumun ne kadar olağan ve doğal durumlar olsa da dikkat edilmezse annenin bazı sorunlar yaşayabileceğini belirtiyor. Peki bu döneme neden ayrı bir önem verilmeli? Çünkü hem doğum, hem de doğum sonrasında anne, akciğerine pıhtı gitmesinden ciddi enfeksiyonlara karşı birçok riske karşı açık oluyor. Üstelik, doğum sonrasında sütün tam olarak boşaltılamamasına bağlı sorunlar ya da emzirme hatalarına bağlı, meme ucunda yaralar ortaya çıkabiliyor. Bununla birlikte annenin enerjisinin bebek için de yeterli olması gerektiği gerçeği nedeniyle lohusalık döneminin üstesinden gelmek her zaman çok kolay olmayabiliyor. Halk arasında da “40’ının çıkması’ denilen bu 6 haftalık dönem içinde dikkat edilmesi gerekenleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Emine Özel Taşhan, şöyle sıralıyor Her fırsatta dinlenin Günlük işler ve bebeğin bakımı sırasında kendinize dinlenme fırsatları yaratmaya çalışın. Bu dönemde aile büyükleri ya da yakınlarınızdan yardım isteyin. Bebeğiniz uyuduğunda siz de uyumaya çalışın. Sağlıklı beslenmeye dikkat edin Beslenmenin hem siz hem bebek için büyük önem taşıdığını unutmayın. Kalorisi yüksek besinler yerine sağlıklı ürünleri tercih edin. Yeterli protein aldığınızdan de emin olun. Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalıkları tüketin. Tam aksine gebelikten kalan fazla kilolardan kurtulmak için acele etmeyin ve bu nedenle eksik beslenmeyin. Mümkün olduğunca egzersiz yapın Hareket etmenin kilo kontrolünden depresyondan korunmaya kadar birçok faydası bulunuyor. Ancak ağır kaldırmak, uzun süre ayakta durmak gibi zarar verecek hareketlerden ziyade, bebekle yürüyüşe çıkmak gibi hem bedeninize hem de ruhunuza iyi gelecek egzersizleri tercih edebilirsiniz. Sütünüzün yetmeyeceğinden endişe etmeyin Lohusalık döneminde çevrenin baskısıyla şerbetli kalorisi yüksek ürünlerle sütün artırılmaya çalışılmasının hala yapılan en yanlış uygulamalardan birini oluşturduğunu söyleyen Dr. Emine Özel Taşhan, “Doğumun hemen sonrasında hem annenin deneyimsizliği hem de bebeğin tam olarak emme işlemini gerçekleştirememesi nedeniyle daha az süt gelebiliyor. Ancak zaman içinde üretim artıyor. Aslında sütün artırılması suyla ve yeterli protein alımıyla ilgili, özellikle çok kalorili beslenmenin faydası bulunmuyor. Bu nedenle süt üretimi için aşırı miktarda kalori almak gerekmiyor. Günlük olarak önceki dönemlerdeki beslenme düzenine göre 500 kalorilik bir artış hem sizin hem de bebeğin sağlıklı kalmasında yeterli olur. Ayrıca bol miktarda sıvı tüketilmelidir” diyor. Sıcak oturma banyosu yapın Normal doğum sonrası perine bölgesinin bakımı, oturma banyoları, hemoroid ve kabızlık gibi sık görülen problemlerin tedavisinin sağlanması ve ağrı kesici ihtiyacının ihmal edilmemesi de önem taşıyor. Bu nedenle antiseptikli oturma banyolarıyla enfeksiyonlardan korunabileceğiniz gibi rahatlama da sağlayabilirsiniz. Emzirme eğitimi alın Emzirmenin hem bebek hem de anne için vazgeçilmez olduğunu unutmayın. Ancak doğru emzirme için mutlaka gerekli eğitimi alın. Bu sayede meme başı yaraları ya da yanlış oturmaya bağlı postür bozukluklarının da önüne geçebilirsiniz. Süt ateşine karşı önlem alın Süt kanallarında genişleme ve ilk haftalarda fazla miktarda süt üretimine bağlı bazen süt ateşi görülebiliyor. Bu durumda gerekirse süt pompası ile göğüsler boşaltılarak rahatlamaya çalışın. Süt kanallarını boşaltın Bebeğin sık emzirilmesine karşın bu dönem içinde hem süt miktarının fazla olması, hem de bebeğin tamamını boşaltamaması nedeniyle memede sertlikler olabiliyor. Bu duruma karşı önlem alınmazsa enfeksiyon gelişme riski bulunduğu için sütü elle veya pompa yardımı ile boşaltarak depolayabilir, emzirme ya da göğüsleri boşaltma öncesinde ılık duş alabilirsiniz. Vajinal akıntı ve kanamaya dikkat edin Doğum sonrası 6-8 hafta kadar kanama devam edebiliyor ve bu süre boyunca vajinal ilaçların kullanımı ve cinsel ilişkiden kaçınmak gerekiyor. Ancak kanamanın aşırı olması ya da kokulu bir akıntı enfeksiyona işaret edebileceği için mutlaka hekime bilgi vermek gerekiyor. Doğum sonrası depresyonunu baby blues gözden kaçırmayın Aşırı yorgunluk ve tükenmeye bağlı ya da yaşanan hormonal değişime paralel olarak doğum sonrası depresyon yaşanabiliyor. İstatistiklere göre bu dönemde annelerin yüzde 70-80’inde lohusalık üzüntüsü denilen durum, yüzde 10-13’ünde ise lohusalık depresyonu görülüyor. Bu durumda annelerin kendilerini çaresiz hissedebildiğini söyleyen Dr. Emine Özel Taşhan, “Sorunun daha da ilerlemesinin ve depresyonun önüne geçmek için sosyal destek çok önem taşıyor. Özellikle bebeğin bakımı sırasında size destek olabilecek birilerinden yardım alın ve mutlaka uzman bir hekimle birlikte çözmeye çalışın” diyor. RİSKLİ GRUPTA YER ALIYORSANIZ KONTROLLERİ SIKLAŞTIRIN Yeni doğum yapmış tüm annelerin lohusalık dönemine özen göstermesi gerekirken, özellikle hamileliğinde fazla kilo almış olanların emboli riski arttığı ve doğum sonrası bakımı güçleştiği için daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor. Ayrıca kiloya bağlı varisler gelişerek dolaşım problemleri yaşanabiliyor. Bir diğer özel grubu ise diyabetli hastalar oluşturuyor. Hamilelikte ortaya çıkan diyabet ya da önceden beri diyabetli olan kişilerin özel bakıma ihtiyacı oluyor. Sezaryen sonrasını da bazı kadınlar çok rahat atlatırken bazen de iki üç hafta boyunca ağrı yaşanabiliyor. Bu durumda da yardıma ihtiyacı olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Emine Özel Taşhan, plesanta previa ve dekolman gibi sorunlar nedeniyle erken doğum yapmış ya da zamanında ama zorlu, problemli doğum geçirmiş kişilerin kanama riskinin daha fazla olabildiğini hatırlatarak, “Çok iri ya da ikiz bebekler doğduktan sonra rahim hemen kendini toparlayamayabiliyor. Böyle riskli durumlarda kadınlar özel olarak takip ediliyor. Bunun için kadınlara sık emzirmeyi öneriyoruz. Bu sayede rahim çok daha hızlı toparlanıyor. Kanamalar devam ettiği sürece de takiplerin devam etmesi gerekiyor. Bu sırada gerekli görülürse ekstra takviye gereken vitamin ya de mineraller yerine konuyor. Ayrıca özellikle kilolu anneler için de özel bir beslenme planı oluşturuluyor” diyor.
FİZİKSEL DEĞİŞİMBu dönem, lohusalığın kritik dönemlerindendir. Anne hem doğumun izleriyle hem de bebek bakımıyla uğraşmak zorundadır. Rahim, doğum sorası hala normal hacmine göre çok büyüktür. Genellikle göbek hizasında veya biraz üzerinde hissedilir. Zaman zaman özellikle süt verme esnasında kasılarak ağrılara yol açabilir. Memelerde bebek emdikçe gittikçe çoğalan süt yapımı oluşur. Bu süt bebeği beslemede mucizevi bir role sahiptir ve bebek için bundan başka hiçbir şeye gereksinim yoktur. Eger göğüsler tam olarak boşaltılmazsa süt ateşi denen ve dereceye varan ateşler oluşabilir. Zararsızdır fakat sıkıntı yaratır. Bu durumun meme abselerine de yol açabilme potansiyeli bakımı bu dönem çok önemlidir. Vaginadan kanlı akıntı gelmeye devam eder. Buna löşi denir. Normalde rahatsız edici bir kokusu yoktur. Fakat enfeksiyon etmenlerinin yerleşmesine son derece uygundur. Bu nedenle doğum sonrası bazen antibiyotik kullanımı ve vagenin özellikle epizyotomi denilen dikiş de varsa antiseptiklerle temizlenmesi önemlidir. Enfeksiyon oluşursa bu çok ciddi sorunlara yol açabilir. Özellikle kırsal kesimde ebe doğumu ile evde yapılan doğumlarda enfeksiyon çok ciddi bir sorundur. Halk arasında al basması denen durum, aslında doğum sonrası enfeksiyonu olan bu durumda ateş 40 dereceleri bulabilir ve ölümler hastane doğumlarında bu sorunla çok ender karşılaşılmaktadır. Sezeryan doğumundan sonraki ilk hafta dikiş yerlerine özellikle dikkat etmek gerekir. Ameliyatı yapan doktorun tavsiyelerine uyulmalı ve ilk haftanın sonunda mutlaka kontol edilmelidir. Bu haftanın sonuna doğru rahim göbek hizasının altına doğru inmiş olur. Sezeryan doğum yapanlar 3-4 gün, normal doğum yapanlar ise 1-2 gün sonra duş alabilir. Duş aşırı sıcak olmamalı ve mutlaka yanınızda biri olmak şartıyla alınmalıdır. Sezeryanlar için dikiş yerleri korunmalı ve enfekte olmamasına dikkat DEĞİŞİMYeni anne, normal doğum ya da sezaryen ile dünyaya getirdiği, bedeninin içindeyken tanışmaya çabaladığı o canlı ile ilk kez yüz yüze gelir. Hiçbir duygunun tarif edemeyeceğini sandığı o aşırı ve taşan mutluluk bebeği kucağına aldığında ilk defa hissedilir. Ancak, annenin bedeni yorgundur. Bu da ruh haline ve günlük rutinlerine olarak yaşanılan sıkıntıların ne olduklarını ve nedenlerini doktora danışmak anneleri rahatlatacaktır. Beden eski yapısına dönmeye çabalarken kasılmalar ve sancılar olması hareket eden ve bebeğin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanabilen anne, özellikle bu ilk haftada anneliğini sorgulamamaya özen göstermelidir. Annenin kendisine, 9 aylık ağır bir yolculuk ve doğum gibi tüm bedenin kasıldığı ve zorlandığı bir olay yaşadığını hatırlatması gerekir. Hiç kimse ilk haftadan bebek ile nasıl bir yaşam sürmeye başlayacağını kestiremez. Bu hafta annenin sağlığına, dinlenmeye ve toparlanmaya odaklanacağı bir hafta olmalıdır. Bu sebeple, yeni annelere özellikle ilk haftalarda destek vermek çok önemlidir. Anneler, çekinmeden yakınlarından destek talep zamanda bu ilk hafta, bebek ve anne arasındaki bağın oluşumu ve pekişmesi anlamında çok kıymetlidir. Annenin bebeği sık sık görmeyi arzu etmesi, bir yandan nasıl tutacağını doğru bildiğinden emin olamayıp diğer yandan sürekli sarılıp öpmek istemesi çok doğaldır. Bebek de anne de bu ilk hafta süresince duygusal bağlarını fiziksel dokunuşlarda arar ve geliştirirler. Aynı şekilde, anne emzirme psikolojisine alışır ve emzirmenin hazzını itibaren bebeğin tek ihtiyacı olan anne sütü salgılanmaya başlar. Bu yüzden ilk hafta sıvı alımına çok dikkat edilmelidir. Günde 3 lt su ve bunun yanında şekersiz kompostolar, meyve suları , çorbalar tüketilmelidir. Bu haftadan itibaren 3. haftaya kadaranne ve bebekte çok fazla gaz şikayeti olmaktadır. Bu yüzden ilk hafta gaz yapacak besinleri tüketmemeye özen göstermeli ve 3 hafta sonra doktorunuza sorarak başlamalısınız. Süt, yoğurt, ayran, yaprak sarması, biber, kurubaklagiller, portakal, mandalina tarzı meyveler gaz yaparlar. Bu yüzden bu besinleri deneyerek beslenmenize ekleyiniz. Süt gaz yapıyorsa yerine 1 bardak laktozsuz süt, yoğurt yerine ise 1 kase probiyotik yoğurtlar veya kefir tüketebilirsiniz. Gaz probleminiz çok fazla varsa gün içinde çiğ sebze – meyve yerine pişmiş meyve kompostoları ve haşlanmış sebzeler iyi pişmiş olmasına özen gösteriniz. Her gün mutlaka 1 yumurta tüketiniz. Kalsiyumdan zengin peynir, ceviz, badem, kuru üzüm, koyu yeşil yapraklı besinleri düzenli içinde protein tüketmelisiniz. Balık, tavuk, kırmızı et ve peyniri düzenli olarak tüketiniz. Az az ama sık sık 2 saatte bir ara öğünler yapınız. Sürekli süt salgılandığı için aç kalmanız sütün kalitesini İÇERİK, JİNEKOLOG OP. DR. TURGAY KARAKAYA, UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ŞEYMA ÇAVUŞOĞLU ITRİ VE DİYETİSYEN SEÇİL KENAR TARAFINDAN AY BEBEK GELİŞİMİ
lohusalıkta 40 gün nasıl hesaplanır