🎣 Sans Souci Sarayı Ve Degirmen

KBgSr2. Almanya`da bulunan Sans Souci Sarayı. 1745 ve 1747 yılları arasında yapılmış saray, Potsdam`da bulunmaktadır… Fotoğrafcı Photographer Atila Yumuşakkaya Yazı dolaşımı SİLİVRİ'DE DE OLMALI..... “Bilinen bir hikayedir. Bu örnek olay günümüzde bütün gelişmiş ülkelerin hukuk fakültelerinde anlatılır.” Prusya Kralı II. Frederick, Potsdam ormanlarında gezinirken güzel ve yüksek bir tepeye rastlar. Bu tepeye görkemli bir saray yaptırmaya karar verir. Fakat tepede eski bir değirmen de bulunmaktadır. Kral değirmeni satın alarak saray hayalini gerçekleştirmek ister. Fakat değirmenin sahibi satışa razı değildir. Kral Büyük Frederick ihtiyar değirmenciyi satışa ikna etmek için, önce değirmene değerinin kat kat üstünde, bir bedel ödemeyi teklif eder. Değirmenci Sans-Souci, “Hayır, değirmenim satılık değil, bu benim tek geçim kaynağım. Burası bana büyük babamdan ve babamdan miras kaldı. Ben de bu değirmeni oğluma, ve torunlarıma bırakacağım ” der. Kral bu cevaba kızar ve “ Sen benim Prusya Kralı olduğumu bilmiyor musun ?” diye sorar. “ Biliyorum, biliyorum” der değirmenci Sans- Souci, “Sen de benim bu değirmenin tapulu sahibi olduğumu biliyor musun ?” diye anlamlı bir cevap verir. Kral çok öfkelenir.. ”Senin tapulu mülkün de olsa, ben burayı zorla alacağım. Bakalım o zaman ne yapacaksın?” der. Değirmenci başını kaldırır ve atının üzerinde bütün ihtişamı ile duran Kral’a, sükunet içinde “Sen kralsın ama Berlin’ de hakimler var” der. Ve kralın teklifini sert sözlerle reddeder. Neticede, ihtiyar değirmenci değirmenini satmaz ve kral da değirmeni zorla alamaz. Değirmenin hemen yanına sarayını yaptırmak zorunda kalır. Günümüzde tepenin bulunduğu yerde büyük bir saray ve değirmen hala adaletin timsali olarak yan yana durmaktadırlar. Kralın değirmene dokunmayarak hemen yanına sarayı yaptırması ile kral ve değirmenci dost olmuşlar ve kral her sabah güne sıcak ekmek kokularıyla uyanmıştır. . Bu eski değirmen ve saray “koruma altında” adalet tarihindeki yerini alır.. Bu hikayeden yıllar sonra, bir Osmanlı heyeti diplomatik ilişkileri geliştirmek için bu topraklara gelirler. Heyetteki genç bir subay bildiği bu hikayeyi arkadaşlarına anlatır ve bu adalet sembolünü görmeyi önerir. Havanın soğuk olmasından yakınan, aslında o akşamki eğlenceyi düşünen heyetten hiç kimse bu adalet simgesini gidip görmek zahmetine katlanmaz. Tek kişi hariç ! O genç subay.. Bu genç subay tek başına gider ve uzun uzun sarayı ve değirmeni seyreder.. İşte her zaman adaletin gücüne inanmış bu genç subay, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ta kendisidir. Sunay Akın’dan bu hikayeyi bir televizyon programında izlerken ekrana yansıyan Atatürk portresine özlemle baktım. SANS SOUCI SARAYI VE SANS SOUCI'NİN DEĞİRMENİ O'nu Almanya’da soğuk bir kış gecesi, kaputunun yakalarını kaldırmış, Postdam’daki sarayı ve değirmeni seyrederken hayal ettim. “Adalet, mülkün temelidir” dediğini işitir gibi oldum… Ülkesini “medeni ve adil” bir düzene kavuşturmayı hedefleyen Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyetinde, zor da olsa kurulan bağımsız ve adil yargının bu günkü halini, herhalde tahmin bile edemezdi.... Keşke Silivri’ de ve Ankara’da da hakimler olsa …. SANS SOUCI SARAYI'NDA BİR GEZİNTİ... . Potsdam harika huzur verici güzelliklerle betimlenmiş bir kasaba. Sanssouci Sarayı ise sanki bambaşka bir diyar. Brandenburg eyaletinin başkenti olan Potsdam özellikle sayısız ve benzersiz saray ve parklarıyla bir zamanlar Prusya'nın konut şehri olarak tarihi vasiyeti ile tanınmaktadır. Prusya Kralları I. Friedrich ve II. Friedrich'in mirası olan, Prusya'nın zaferi ve şanı olarak adlandırılan şehir geleneksel olarak bilimin ve sanatın şehri olarak tanımlanır Potsdam, kültür ve tarihi nefes kesici bir boyutta sunar. Sanssouci Sarayı / POTSDAM Adını Fransızca Sans Souci'den alan saray Almanca Ohne Sorge diye anılır. Ohne Sorge ya da Sans Souci, dertsiz, tasasız, sorunsuz anlamına gelir. Gerçekten de sorunlardan dertlerden uzak bir şekilde yaşayabileceği bir mekan isteyen Büyük Friedrich Friedrich der Große böyle bir sarayın yaptırılmasını dilemiş ve içinde botanik dahi olan bir saray, büyük bir kampüs ortaya çıkmış. Sanssouci Sarayı Koleksiyon 'En Harika Kaleler ve Saraylar' Berlin seyahatimizin bir gününü minivan kiralayarak tarihi ve görülecek yerleri gezmeye Potsdam’dan başladık. Berlin merkezden yaklaşık 40 dakika uzaklıkta. Tabii trafiğe göre değişmekte… Sanssouci’de Karlı Bir Gün Fotoğraf Fethi Denizmen Vaktimiz az ve havanın da kar yağışlı olduğu kısa zaman diliminde çok az yeri gezebildik. Bu huzur verici bahçe sarayı gezmek için sanırım gün ışığının uzun süreli olduğu bir mevsimde gitmek gerek. Sans Souci Palace Park Fotoğraf Fethi Denizmen Frederick The Grate 1744 yılında teraslı bir bahçe yaptırdı. Manzaranın güzelliği karşısında terasların üzerinde büyük bir yazlık konut yaptırma fikri geçmiş. Sonraki yıllarda Yeni Saray ve Resim Galerisi inşa edilirken kalenin yamaçları çiçek ve sebze bahçesi olarak kullanılmış. Konserler ve müzik festivalleri içim harika bir zemin mevcut. Sans Souci Palace Potsdam Bu sarayla ilgili efsane olmuş çok bilinen masal tadında bir de hikaye anlatılır Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam’dan geçiyor. Orayı çok beğeniyor ve Bana şuraya bir saray yapın” diyor. Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar. Kral’ın beğendiği yerde bir değirmen var. Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor. – Buyrun? – Bizi Kral gönderdi. Burayı görüp çok beğendi, satın alacak. Kaç para? – Satmıyorum ki ne parası? – Saçmalama Kral istedi. – Bana ne. Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki. Adamları gelip Kral’a diyorlar ki; – Efendim beğendiğiniz yerdeki değirmenci deli. Satmıyorum dedi. – Çağırın bakalım bana şu adamı. Berlin’de Noel Pazarı FotoğrafFethi Denizmen Değirmenci gelip, Kral’ın karşısında duruyor. II. Frederick; – Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaç para? – Yoo yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum! – Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim. – Sen koskoca kralsın, paran çok. Git Almanya’nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum! II. Frederick ayağa kalkıyor; – Unutma ki ben Kralım! Değirmenci bakıyor ve diyor ki; – Asıl sen unutma ki Berlin’de hakimler var! Yel Değirmeni Historic Mill State Capital Potsdam Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor; – Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi? II. Frederick diyor ki; – Adalet her sabah bana, sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi. Sanssouci Sarayı’nın yanında bugün hala rüzgar gücüyle mısır öğütüldüğü bir Hollanda Yel Değirmeni bulunmakta. 1738’den beri burada bir yel değirmeni var. Komşu Bornstedt’ten gelen ziyaretçiler mısırlarını öğütmek için buraya gelirlerdi. II. Frederick bir zamanlar şöyle dediği bilinmektedir ’Değirmen sarayın süsüdür.” Değirmenin üne kavuşması II. Fredereick’in değirmenin gürültüsünden rahatsız olduğu ve değirmenciyi değirmeni başa bir yerde inşa etmeye çağırdığı söylenir. Ancak Berlin Temyiz Mahkemesi nezdinde dava açılması söz konusu olması Kralı vazgeçirdi. 1861 Yılında Hollanda Yel Değirmeni tarihi bir anıt olarak ilan edildi. 1945 yılında savaş kurbanı olan yel değirmeni yeniden yapıldı. Değirmenin kulesinde tarihi hakkında bir de sergi bulunmaktadır. 31 Ocak 2021 Heybeliada Fethi Denizmen HAYATIN İÇİNDEN 1877 engraving ~ MILL OF SANS SOUCI Prussia KRAL – DEĞİRMENCİ SANS SOUCİ VE ADALET Aşağıdaki gerçek öyküyü günümüzde hak hukuk tanımaz kirlenmiş siyasetçilere armağan ediyorum. Naci Kaptan *** Aslında aşağıdaki öykü muhteşem, KONFÜÇYUS’un sözü ise daha muhteşem bence, Sanatın erdemini bilmeyenler devlet yönetemezler. Türker “Memleketin nasıl yönetildiğini anlamak mı istiyorsunuz; onun müziğine kulak veriniz. Nerede güzel eserlerden oluşmuş uyum vardır,orada adalet ve erdem hüküm sürer.” Konfüçyus Alttaki sarayın arkasında duran değirmenin adalet ile çok büyük bir ilgisi fotoğrafın altındadır… KRAL – DEĞİRMENCİ SANS SOUCİ VE ADALET Adalet deyince akla ilk gelen, herkesin hemen hemen bildiği bir deyim vardır “Berlin’de hâkimler var!.. Deyim nerden geliyor, hikayesine bakalım Prusya Kralı büyük Frederik, Postdam ormanlarında gezinirken bir değirmenin bulunduğu tepenin yanındaki alçak bir tepe üstünde durur ve değirmeni satın alarak yerine bir saray yaptırmak ister. Fakat değirmenciyi bu satışa bir türlü razı edemez. Kral değirmenciyi ikna etmek için önce değirmene değerinin kat kat üstünde bir meblağ ödemeyi teklif etse de Sans-Souci, “Olmaz ! satılık değil bu değirmen.” der. Kral bu cevaba kızar ve ; “ Sen benim Prusya Kralı olduğumu bilmiyor musun yoksa?” diye sorunca“ Biliyorum, biliyorum” der Sans- Souci ; “Sen de benim bu değirmenin tapusu ile sahibi olduğumu bil.” diye cevabı yapıştırır. Kral iyice köpürür ve “ Zorla alırım o o zaman ne yapacaksın?” der. Değirmenci bu söz üzerine hiç telaşa düşmeden “Berlin’de hakimler var.” cevabını verir. Kral bu cevap üzerine ıslah ettiği mahkemelerin adaletine kendi aleyhinde de güvenildiğini anlar ve bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve onun daha altında olan tepeye sarayını diker ve adını da Sans-Souci Sarayı koyar. This entry was posted in HAYATIN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

sans souci sarayı ve degirmen