🎃 Hükmün Açiklanmasinin Geri Birakilmasi Soruları
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI HALİNDE DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DURMASI. Dr. Suat ÇALIŞKAN. 19 Temmuz 2021. Uygulamada zaman zaman hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilmesi durumunda zamanaşımı süresinin ne şekilde hesap edilmesi gerektiği, zamanaşımı süresinin hangi tarihler
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulaması ile amaçlanan sanığın cezasının infaz edilmeksizin ıslah edilmesidir. Ayrıca sanık hükümlü statüsü içinde değerlendirilmeyerek, sanığa adeta bir şans verilmektedir. Anglo Sakson kökenli bu müessese ile ilk kez suç işlemiş kimseler ve özellikle genç
Bu paylaşımımızda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına itiraz dilekçesi ve örneklerini bulabilirsiniz. Eğer şartlar gerçekleşmişse ceza mahkemesi hükmün açıklanmasının geriye bırakılması yani HAGB kararı verir. HAGB kararı verildiğinde sanık 5 yıl boyunca denetimli olarak serbest bırakılır. Yani hapis cezası almamış olur. 5 yıl boyunca
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kurumu, 5271 Sayılı Ceza Usulü Kanunu’nun 231 .maddesinde düzenlenmiştir. Hüküm ve içeriği cezalandırılmanın anlaşılması açısından önemlidir. Benli Avukatlık Bürosu olarak Denizli ilinde ceza avukatı olarak faaliyet göstermekteyiz.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6 maddesine göre; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması gerekir.”. Burada aranan sanığın kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olmasıdır. Dolayısıyla sanığın daha önce taksirli
hukmunaciklanmasinin geri birakilmasina karsi acilan tazminat davalari, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı manevi tazminat, hukmun.aciklanmasini.geri.birakilmasi.tazminat, hagb karari sonrasi tazminat davasi acilabilir mi, Hagb manevi tazminat, hagb karari sonucu tazminat, hukmun.aciklanmasinin.tazminat,
Prof. Dr. Ersan Şen isimli köşe yazarının Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Bir Mahkumiyet Değildir başlıklı yazısı. Haber 7
e15prr. HAGB diğer bir ifadeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması belli şartların varlığı halinde sanık hakkında verilen hükmün hukuken sonuç doğurmaması durumudur. HAGB Ceza Muhakemesi Kanunu üzenlenmiştir. HAGB kararının verilemeyeceği suçlar ve cezalar bulunmaktadır. Mahkemenin vermiş olduğu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itirazın ne şekilde yapılacağı ve HAGB itiraz dilekçesi kapsamında bulunması gereken hususlara da bu makalemizde yer verilmiştir. HAGB Nedir? HAGB olarak da ifade edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiştir. HAGB mahkeme tarafından sanık için verilen hükmün belli şartların gerçekleşmesine bağlı olarak herhangi bir hukuki sonuç doğurmaması durumunu ifade eder. 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 5. fıkrasına göre bir ceza yargılaması sonucunda sanığa atfedilen suçtan dolayı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası veya adli para cezasına hükmolunması halinde mahkeme tarafından HAGB yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Ceza mahkemesince HAGB kararının verilmesi durumunda sanık 5 yıllık denetim süresine tabi tutulur, 18 yaşından küçük olan çocuklar için bu süre 3 yıl olarak belirlenir. Bu süre içerisinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin takdir edeceği sürede kanunda yazılı bazı tedbirler alınabilir. Denetimli serbestlik tedbiri olarak da bilinen bu tedbirler CMK’nun 231. maddesinin 8. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre sanık hakkında; Bir meslek veya sanat sahibi değil ise bunu sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesi, Bir meslek veya sanat sahibi ise, kamu kurumu veya özel sektörde bu alanda ücretli olarak çalıştırılması, Belli yerlere gitmesinin yasaklanması ya da gitmeye devam etmesi yükümlülüğünün getirilmesi, Mahkeme tarafından takdir edilecek başkaca bir yükümlülüğün yerine getirilmesi, şeklinde denetimli serbestlik tedbirlerine hükmedilmesi mümkündür. Dava zamanaşımı süresi sanık hakkında hükmedilen denetim süresi boyunca devam etmez, durur. HAGB kararı sonucunda açıklanması geri bırakılan hükümde hapis cezası bulunuyor ise bu ceza ertelenemez, bu hapis cezasının kısa süreli olması halinde de seçenek yaptırımlara çevrilemez. Cezanın ertelenmesi ile HAGB farklı kavramlardır. Sanık için öngörülen 5 yıllık 18 yaşından küçük çocuklar için 3 yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve karar verilen denetimli serbestlik tedbirlerine uygun davranıldığı takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm kaldırılır ve davanın düşmesine karar verilir. Ancak bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya öngörülen tedbirlere uyulmaması halinde mahkeme tarafından hüküm açıklanır. Bu durumda mahkeme sanığın durumunu değerlendirerek yeni bir hüküm kurabilir. Bu hüküm; mahkeme tarafından cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi, şartları oluştuğu takdirde cezanın ertelenmesi TCK md. 51 kapsamında ya da başka bir seçenek yaptırıma çevrilmesi şeklinde olabilir. HAGB kararı bu kararlara özgü bir sisteme kaydedilir ve adli sicil kaydı ya da sabıka kayıtlarında görülmez. Bu kayıtlar ancak hakim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından bir soruşturma ya da kovuşturmayla bağlantılı olarak istendiği takdirde kullanılabilmektedir. HAGB Şartları Nelerdir? Sanığın HagbHükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan faydalanabilmesi için kanunda öngörülen bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların sağlanamaması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. HAGB kararı verilebilmesi için ilk şart olarak; sanığa şayet hapis cezası verilmiş ise bu hapis cezasının iki yıl veya daha az süreli olması gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken suçun ne olduğu ya da ne şekilde işlendiği değil hapis cezasının süresidir. Dolayısıyla taksirle işlenen suçlarda olabileceği gibi kasıtla işlenen suçlarda da HAGB kararı verilebilir. Örneğin; kasten yaralama suçunda hükmedilen ceza miktarı iki yıl veya daha az süreli ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecektir. Ancak özel kanunlarda düzenlenmiş olan HAGB kararının verilemeyeceği suçların söz konusu olduğu durumlarda cezanın miktarının bir önemi olmayacaktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecek suçlar çeşitli kanunlarda belirtilmiştir. Bunlardan biri yine CMK’nın 231. maddesinin son fıkrası olan 14. fıkrasında düzenlenmiş olup buna göre Anayasa’nın 174. maddesinde tahdidi olarak sayılmak suretiyle Anayasaya aykırı olmadığı kabul edilen inkılap kanunlarında düzenlenen suçlarda HAGB hükümleri uygulama alanı bulmaz. 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kanunundaki suçlarda ise tarihinden önce işlenmiş olması kaydıyla HAGB kararı verilebilir. Ancak bu tarihten sonra işlenmiş disiplin suçu hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. HAGB kararı verilemeyecek diğer suçlar ise 5491 sayılı Çek Kanunu m. 5/10’da düzenlenen karşılıksız çek keşide etme suçu ile TCK m. 184’de düzenlenen imar kirliliğine neden olma suçlarıdır. Bunun dışında disiplin hapsi veya tazyik hapsi gerektiren fiillerin işlenmesi halinde de HAGB hükümleri uygulanmaz. Şayet sanığa hapis cezası değil de adli para cezası verilmiş ise bu durumda adli para cezasının doğrudan verilip verilmediği önem taşımaktadır. Zira adli para cezasının doğrudan verildiği durumlarda HAGB hükümleri uygulanabilirken hapis cezasından çevrilmek suretiyle adli para cezası verildiği durumlarda HAGB hükümleri uygulanmaz. Örneğin sanığa “İftira Suçu” sebebiyle 1 yıl 3 ay hapis cezası verilip daha sonra verilen bu hapis cezası adli para cezasına çevrilmek suretiyle bir hüküm kurulursa bu hükümde hükmün açıklanmasının geri bırakılması yer bulmaz. 5271 sayılı CMK uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için öncelikle sanığın daha önce kasıtlı bir suç dolayısıyla mahkum olmamış bulunması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus sanığın daha önce işlediği suçtan dolayı aldığı ceza miktarına bakılmaksızın suçun ne şekilde işlendiğinin HAGB kararının alınması için önem arz ettiğidir. Ancak daha önce kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla mahkum olmasının üzerinden tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli süreler geçmişse de HAGB kararı verilebilir. Hükümden de anlaşılacağı üzere sanığın daha önce işlemiş olduğu suçu kasten işlemiş olması halinde HAGB kararı verilemez. Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis veya adli para cezasına mahkum olması arasında da bu açıdan bir fark yoktur. Ancak sanığın daha önce işlemiş olduğu suçu taksirle işlemiş olması halinde sonraki suçtan dolayı Hagb hükümlerinin uygulanmasına kanunen engel bir durum bulunmamaktadır. Belirtmek gerekir ki; daha önce kasten işlenen bir suç olmaksızın verilen tedbir niteliğindeki denetimli serbestlik kararı veya silinme şartları oluşması halinde diğer adli sicil kayıtları hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. CMK m. 231/6,b bendi uyarınca mahkemenin, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu bir kanaate varması gerekmektedir. Mahkeme bu hususta sanığın kişisel özellikleri ve duruşma esnasındaki tutum ve davranışlarını dikkate almak suretiyle bir değerlendirme yapmalıdır. Genel olarak sanığın bu iki hususta olumsuz denebilecek bir özellik veya davranışı yok ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmelidir. Hagb kararının verilebilmesi için gereken şartlardan biri de sanığın işlediği bu suç nedeniyle mağdur veya kamu maddi bir zarara uğramış ise bu zararın tamamen giderilmesidir. Manevi zarar veya dolaylı zararlar bu giderilmesi gereken zararlara dahil değildir. Zararın giderilmesi ilk etapta aynen iade yoluyla, bu mümkün olmadığı takdirde suçtan önceki hale getirme veya tazmin etme şeklinde olur. Tazmin suretiyle zararı giderme yolunda zararın miktarının saptanması sorunu gündeme gelecektir. Zararın miktarının belirli olmadığı durumlarda hakim yaklaşık zararı gerekirse bilirkişi tayin etmek suretiyle tespit etmeli, bu hususu tarafların inisiyatifine bırakmamalıdır. Hükümden anlaşılacağı üzere zararın tamamen giderilmesi gerekmektedir. Zararın kısmi olarak giderilmesi durumunda mahkemece Hagb kararı verilebilmesi için mağdurun açık rızası aranır. CMK uyarınca sanığın mağdur ya da kamuya vermiş olduğu zararı derhal gideremediği durumlarda ise denetim süresi içerisinde ve aylık taksitler halinde ödeyerek zararı yine tamamen gidermesi istenebilir. Bu durumda da HAGB kararı verilebilir. Niteliği gereği bir zarar oluşturmayan suçların söz konusu olduğu hallerde doğal olarak zararın giderilmesi şartı da aranmaz. Belirtmek gerekir ki; ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan kararı, hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcı bir karar olmayıp tazminat davası açılması mümkündür. Son olarak sanığın HAGB kararına onay vermesi gerekmektedir. Aksi takdirde hakim hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedemez. HAGB İtiraz Ceza Muhakemesi Kanunu fıkrası uyarınca HAGB kararına itiraz edilebilmesi mümkündür. HAGB kararına itiraz kararın tebliğinden itibaren, karar duruşma esnasında yüze karşı okunduysa tefhimden itibaren 7 gün içerisinde yapılır. Hagb itiraz, hükmü kuran mahkemeye dilekçe verilmek suretiyle yapılabileceği gibi tutanağa geçirilmesi şartı ile zabıt katibine beyanda bulunarak da yapılabilir. Mahkeme itirazı değerlendirir ve bunun sonucunda kararını düzeltme yoluna gidebileceği gibi itirazı yerinde görmemesi de mümkündür. İkinci ihtimalde itiraz dilekçesi en çok üç gün içerisinde Hagb kararı veren mahkeme tarafından itirazı incelemeye yetkili olan mahkemeye gönderilmelidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 268. maddesinde itiraz usulü ve itirazı incelemeye yetkili olan merciler düzenlenmiştir. Buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hükmeden mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi ise bu karara karşı yapılan itirazı incelemeye yetkili olan mahkeme aynı adliyedeki Ağır Ceza Mahkemesidir. Aynı adliye içerisinde Ağır Ceza Mahkemesi mevcut değil ise kararı veren Asliye Ceza Mahkemesinin yargı çevresinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesi itirazı incelemeye yetkili hale gelir. HAGB kararının verildiği Çocuk Mahkemeleri ile Fikri Sınai Ceza Mahkemeleri için de aynı kural geçerlidir. Şayet hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hükmeden mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi ise numara olarak kendisinden sonra gelen sıra numaralı Ağır Ceza Dairesi; son numaralı daire ise birinci daire itirazı inceler. O yerde tek bir Ağır Ceza Mahkemesi dairesi var ise en yakın Ağır Ceza Mahkemesi yetkili olur. HAGB kararına karşı istinaf veya temyiz kanun yolu açık olmamakla beraber bu yöndeki başvurular itiraz başvurusu olarak değerlendirilip incelenmelidir. Hagb İtiraz Dilekçesi Örneği Aşağıda yer alan HAGB itiraz dilekçesi örnek nitelikte olup mevcut durumunuzla birebir uyumlu olmayabilir. Bu örnek dilekçe hukuk fakültesi öğrencileri ile mesleğe yeni başlayan Avukat ve Stajyer Avukat meslektaşlarımız için hazırlanmıştır. Lütfen hukuki durumunuzun tayini ile size en uygun itiraz dilekçesinin hazırlanması için mutlaka bir ceza avukatı yardımından faydalanınız. Web sitemizdeki veya başka internet sitelerindeki HAGB itiraz dilekçelerini kullanmayınız. İtiraz dilekçesi örneğinin kullanılması sonucunda uğrayabileceğiniz hak kayıplarından bizzat sizin sorumlu olduğunuzu önemle hatırlatmak isteriz. İSTANBUL NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE Sunulmak Üzere İSTANBUL … ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE DOSYA NO İTİRAZ EDEN SANIK MÜDAFİİ Av. Levent SAMĞAR KONU İstanbul .. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. tarihli HAGB kararının itirazen incelenerek KALDIRILMASI ve neticeten müvekkilin BERAATİNE karar verilmesi arz ve talebimizdir. AÇIKLAMALAR Müvekkil sanık hakkında İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/…E. 2021/…K. Sayılı dosyasında … tarihli duruşmada müvekkile … suçundan dolayı … yıl … ay hapis cezasına hükmedilmiş ve hakkında HAGB kararı verilmiştir. Ancak sayın mahkemenin vermiş olduğu HAGB kararı usul ve yasaya aykırı olup işbu dilekçemizde belirttiğimiz gerekçelere dayanarak kaldırılması gerekmektedir. Müvekkil sanığın üzerine atılı suçu işlemediği sabit olmasına karşın hakkında Hagb hükmü kurulması kanuna ve hukuka açıkça aykırıdır. Ayrıca 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 231. Maddesinin 6. Fıkrasının c bendi uyarınca müvekkil sanık hakkında HAGB kararına hükmedilebilmesi için müvekkilin rızasının da gözetilmesi gerekirken müvekkil HAGB’yi kabul etmemesine karşın sayın mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmü kurulması hukuka aykırıdır. Diğer Sebepler ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… TALEP VE SONUÇ Yukarda belirttiğimiz ve mahkemenizce re’sen gözetilecek hususlar ışığında itirazımızın kabulü ile hukuka aykırı olan mahkeme kararının bozularak KALDIRILMASINI ve neticeten müvekkil sanığın BERAATİNE karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. …/…/….. Sanık Müdafii Av. Levent SAMĞAR Hagb Kararına Uyulmaması Nedeniyle Açılış Nedir? Sanık için öngörülen denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya öngörülen tedbirlere uyulmaması halinde mahkeme tarafından hükmün açıklanacağını belirtmiştik. HAGB kararı sonucunda denetim süresi, verilen kararın kesinleşmesi ile beraber başlamaktadır. Sanığın yeni bir suç işlemesi üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen dosyaya yeni suç için yargılama yapan mahkeme tarafından ihbarda bulunulur. Bu ihbar üzerine dosyanın yeniden açılması HAGB kararına uyulmaması nedeniyle açılış olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda sanığın cezalandırılması genellikle Türk Ceza Kanununun 51. maddesine göre erteleme veya hapis cezası şeklinde olur. HAGB kararına uyulmaması nedeniyle açılış durumunda verilecek kararda sanığın suç işlemek suretiyle denetimi bozma gerekçeleri ifadesinin alınması esnasında özellikle sorulur. Buna göre sanığın belgelenebilir nitelikte bir mazeretinin olup olmaması durumu dikkate alınarak cezalandırılması veya cezalandırılmaması yoluna gidilebilmektedir. Bunun yanı sıra sanığın kişiliği, adli sicil kaydı ve yargılama esnasındaki tutum ve davranışları da her yönüyle değerlendirilerek bir karar tesis edilir. HAGB Yargıtay Kararları CMK 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna ilişkin olarak Yargıtay tarafından verilen güncel bazı içtihatlar şu şekildedir; …Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından, 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 11/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 15. Ceza Dairesi 2021/2812 E., 2021/2848 K. T. “…Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve mahkumiyet niteliği bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme tarihinin 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen hükmün yürürlük tarihi olan tarihinden önce olduğu da gözetilerek, 5271 sayılı CMK’nin 231/5 maddesinde öngörülen diğer şartlar açısından da bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir karar verilmesi gerekirken, “sanık hakkında daha önce HAGB kararı verilmiş olup, bu kararın gereğine uygun davranmadığı anlaşıldığından CMK’nın 231. maddesinin taktiren uygulanmasına yer olmadığına,” şeklindeki, yetersiz gerekçe ile 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi hükmünün uygulanmaması… Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, gününde oy birliğiyle karar verildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2021/983 E., 2021/1666 K. T. Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde ”Müşteki sanığın sabıkasında görülen HAGB ilamının denetim süresi içinde yeniden kasıtlı suç işlediği anlaşıldığından bir daha suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmaması sebebiyle hakkında CMK’nun 231/5 maddesinin uygulanmasına YER OLMADIĞINA,” gerekçeleriyle CMK’nin 231. maddesinin uygulanmamasına karar verildiği; sonraki paragrafında ise ”Müşteki sanığın daha önce kasıtlı suçtan 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmadığı, suçu işledikten sonra gösterdiği pişmanlık nazara alınarak cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğundan 5237 Sayılı TCK’nun 51/1 maddesi gereğince hapis cezasının ERTELENMESİNE” gerekçeleriyle TCK’nin 51. maddesinin uygulanmasına karar verilmek suretiyle hükümlerde çelişki oluşturulması, …Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, gününde oy birliğiyle karar verildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2021/1901 E., 2021/1459 K. T. … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih … sayılı yazısı ile suça sürüklenen çocuğun denetime uymaması nedeniyle ihbarda bulunulduğu, mahkemece tarihinde hükmün açıklandığı, suça sürüklenen çocuğun temyizi üzerine 17. Ceza Dairesinin tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamıyla hükmün açıklanması için gerekli şartların oluşmaması nedeniyle bozma kararı verildiği, bozma sonra mahkemece hükmün açıklanmasına yer olmadığına ve önceki HAGB kararının korunmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken suça sürüklenen çocuk hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan yeniden hüküm kurulduğu, bu hükmünde tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmakla … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamıyla suça sürüklenen çocuk hakkında yeniden kurulan mahkumiyet hükmü ile kesinleştirme şerhinin yok hükmünde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; …diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle farklı gerekçeyle istem gibi BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/21845 E., 2021/1320 K. T. 5271 sayılı CMK’nin 231/8. maddesine, tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki hükmün sanıklar aleyhine olduğu ve ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği, sanıkların suç tarihi itibarıyla adli sicil kayıtlarında yer alan ve 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce ve tarihlerinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden, CMK’nin 231/6. maddesindeki diğer koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yalnızca “Sanık hakkında daha önceden verilmiş HAGB kararı bulunduğu anlaşıldığından” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile sanıklar hakkında CMK’nin 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, …Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un ve katılan vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenden dolayı 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, gününde oy birliğiyle karar verildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/15213 E., 2021/2147 K. T. Sonuç HAGB bir ceza yargılaması sonucunda sanığa atfedilen suçtan dolayı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası veya adli para cezasına hükmolunması halinde ve belli şartların gerçekleşmesine bağlı olarak verilen hükmün herhangi bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. Özel kanunlarda düzenlenmiş olan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecek bazı suçlar dışında bu kararın verilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suç dolayısıyla mahkum olmamış bulunması, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkemenin olumlu bir kanaate varması, sanığın işlediği bu suç nedeniyle mağdur veya kamu maddi bir zarara uğramış ise bu zararın tamamen giderilmesi ve sanığın HAGB kararına onay vermesi şartlarının sağlanması gerekmektedir. Hagb kararına karşı itiraz, tebliğ veya tefhimden itibaren 7 gün içerisinde hükmü kuran mahkemeye, dilekçe vermek veya tutanağa geçirilmesi şartı ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Mahkeme itirazı yerinde görmez ise itiraz dilekçesini kanunda düzenlenmiş olan itirazı görmeye yetkili mahkemeye gönderir. Denetim süresi içerisinde sanık yeni bir suç işlerse yeni suçun yargılandığı mahkemenin ihbarı üzerine açıklanması geri bırakılan hüküm dosyası yeniden açılır. Bu durum HAGB kararına uyulmaması nedeniyle açılış olarak adlandırılmaktadır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması HAGB kurumu ; mevzuatımıza ilk kez Çocuk Koruma Kanunu ile girmiş ve 18 yaşından küçük sanıklar hakkında uygulanmıştır. Daha sonra bu kurum diğer sanıklar için de uygulanmak üzere Ceza Muhakemesi Kanunu’na alınarak uygulama alanı genişletilmiştir. Bu kurum ile yapılmak istenen sanığa ikinci bir şans vermektir. İşlediği suç belli bir ağırlığa ulaşmayan ve ilk defa suç işleyen sanığın hakkındaki mahkumiyet kararının açıklanması ertelenmektedir. HAGB Nedir , HAGB Şartları, HAGB Kararına Uyulmaması Nedeniyle Açılış, HAGB İtiraz DilekçesiHükmün açıklanmasının geri bırakılmasındaki en önemli husus hakimin sanık hakkında mahkumiyete hükmetmesidir. Mahkeme suçluluğuna karar verdiği sanığı mahkum etmemekte, sanığa birtakım mükellefiyetler yükleyerek serbest bırakmaktadır. Bu noktada hakimin takdir yetkisi bulunmakla birlikte bu takdir yetkisinin keyfi bir şekilde kullanılması söz konusu değildir. Aşağıda ayrıntılı olarak bahsedeceğimiz koşulların gerçekleşmesiyle birlikte hakim hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar Yazılar ;İçindekiler1 HAGB NEDİR TCK ?2 HAGB ŞARTLARI NELERDİR ?3 HAGB KARARI VERİLEMEYEN HALLER4 HAGB KARARINA UYULMAMASI NEDENİYLE AÇILIŞ5 HAGB MEMURİYETE ENGEL Mİ ?6 HAGB İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ7 SIK SORULAN SORULARHAGB NEDİR TCK ?HAGB nedir sorusu uygulamada sıkça sorulan sorulardan biridir. Öncelikle kelime olarak HAGB , hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun kısaltılmış hali olup ; uygulamada çoğu zaman bu şekilde kullanılmaktadır. Yukarıda da açıkladığımız üzere HAGB, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki sonuç doğurmaması anlamına gelmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte sanık belirli bir süre denetime tabi tutulmakta ancak mahkumiyet genel olarak HAGB nedir ? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması HAGB ; Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde öncelikle hükmün nasıl açıklanacağı üzerinde durulmuştur. Maddenin 5. fıkrası ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan bahsedilmeye başlanmıştır. Burada HAGB kurumunun şartlarından, uygulanma şeklinden, denetim süresinden ayrıntılı şekilde olarak belirtmemiz gerekir ki hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile cezanın ertelenmesi kurumları her ne kadar birbirine benzese de farklı ŞARTLARI NELERDİR ?Sanık için oldukça avantajlı bir kurum olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için birtakım şartların mevcut olması gerekmektedir. HAGB şartları olarak da bilinen bu şartlar aşağıda maddeler halinde ayrıntılı bir şekilde sayılmıştır. Pratikte HAGB şartları iki alt başlık halinde incelenmektedir. Bunlardan ilki suça ilişkin şartlar ikincisi ise faile ilişkin şartlardır. Aşağıda her iki başlık da ayrıntılı şekilde şartları ;Suça ilişkin şartlarDoktrinde suça ilişkin şartlara objektif şartlar da denmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için yapılan yargılama neticesinde karar verilen ceza 2 yıl ya da daha az süreli hapis cezası veya adli para cezası olmalıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile suçun işlenme saikine önem vermemiş yalnızca cezaya odaklanmıştır. Çocuklar tarafından işlenen suçlar için de yukarıda belirtilen sınırlama ilişkin şartlarDoktrinde faile ilişkin şartlar subjektif şartlar olarak da adlandırılmaktadır. HAGB kararı verilebilmesi için sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkumiyet hükmü almamış olması gerekmektedir. Sanığın daha evvelden taksirle işlemiş olduğu bir suçtan kaynaklanan mahkumiyeti HAGB kararı verilmesine engel oluşturmamaktadır. Bunun yanında daha evvel işlenen suç sebebiyle sadece güvenlik tedbirine hükmedilmişse sanık hakkında HAGB kararı verilebilir. Faile ilişkin diğer şartlar ise aşağıda sanığın şahsi özellikleri ve duruşmadaki hal ve tavırlarından, denetimli serbestlik süresince sanığın tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaate varmalıdır. Hakim bu kanaatini oluştururken sanığın şahsi özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışlarının yanında sanığın adli sicil kaydını , hakkında devam eden olan diğer dosyaların içeriği ve niteliğini de göz önünde işlenmesi sonucunda mağdurun ya da kamunun uğradığı zararın , aynen iade, suçtan önceki hale getirme ya da tazmin suretiyle tamamen giderilmesi HAGB kararını kabul etmelidir. Sanık kabul etmezse bu kurumun uygulanması söz konusu değildir. Burada kesinlikle sanığın müdafiine avukatına danışması gerekmektedir. Zira kimi hallerde kanun yoluna başvurmak suretiyle beraat kararı alınabilmesi mümkünken HAGB kurumunun uygulanması sanığın aleyhine olabilir. Bu nedenle alanında uzman bir ceza avukatından bu hususta hukuki destek şartları yukarıda sayıldığı gibidir. Bu şartların oluşması halinde sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün açıklanması geri bırakılacak KARARI VERİLEMEYEN HALLERBazı özel kanunlarda, tanımlanan suç ile alakalı HAGB kararı verilemeyeceği belirtilmiştir. Yine Ceza Muhakemesi Kanunu’nda da inkılap kanunlarında bulunan suçlarla ilgili HAGB kararı verilemeyeceği kanunlarda sayılan suçlara örnek olarak ;477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kanunu md. 63/2 gereği, bu kanun kapsamındaki disiplin suçlarının ceza miktarı ne olursa olsun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar çek keşide etme suçu,İmar kirliliğine neden olma suçu,Disiplin veya tazyik hapsi gerektiren fiiller, KARARINA UYULMAMASI NEDENİYLE AÇILIŞHükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu düzenleyen Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231. maddesi 8. fıkrası ; hakkında HAGB kararı verilen sanık beş yıllık bir denetim süresine tabi tutulacağını belirtmiştir. Bu denetim süresi sanığın çocuk olması halinde üç yıl olarak uygulanacaktır. Bu denetim süresi içerisinde hakim , sanığa çeşitli mükellefiyetler yükleyebilmektedir. Sanık bu denetim süresi içerisinde yüklenen mükellefiyetlere uygun davranmak hakkında verilen bu denetim süresine uygun davranırsa , denetim süresi sonunda davanın düşmesine karar verilecektir. Ancak sanık bu süre içinde kendisine yüklenen mükellefiyetlere uygun davranmaz veya denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlerse açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır. Bu durumda hüküm , HAGB kararına uyulamaması nedeniyle açılış duruşmasında aynen açıklanır. Burada duruşma açılmasının sebebi, değişen durumdan sanığın haberdar edilmesi ve savunma hakkının kısıtlanmasının önlenmesidir. Ancak duruşma günü usulüne uygun bir şekilde kendisine bildirilmesine rağmen duruşmaya katılmayan sanık hakkında, önceki savunmaları ile yetinerek hüküm gerekir ki HAGB kararına uyulmaması nedeniyle açılış olması için denetim süresi içinde kasten işlenen suça ilişkin mahkeme kararının kesinleşmiş olması kararına uyulmaması nedeniyle açılış halinde açıklanması geri bırakılan hüküm aynen açıklanacaktır. Hükümde bir hukuka aykırılık tespit edilirse dahi düzeltmeye yönelik herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu hukuka aykırılıklar ancak kanun yolu ile MEMURİYETE ENGEL Mİ ?Yukarıda da bahsedildiği gibi HAGB kişiye tanınan ikinci bir şanstır. Bu nedenle kişinin hukuki statüsünde herhangi bir değişiklik meydana getirmez. Kişi memursa ve hakkında HAGB kararı varsa bu memuriyete engel bir durum teşkil İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİHAGB kararı kanun yolu olarak itirazı mümkün kararlardandır. Kararın duruşmada tefhim edilmesi veya tebliğ edilmesi halinde 7 gün içinde karara itiraz edilebilmektedir. Kural olarak HAGB kararının istinaf veya temyiz edilmesi mümkün değildir. Ancak suçun vasfının değiştiğine yönelik bir istinaf veya temyiz sebebi varsa HAGB kararının da istinaf / temyiz edilmesi mümkün ceza mahkemesi tarafından verilen HAGB kararına yönelik itirazı aynı adliyedeki ağır ceza mahkemesi inceleyecektir. Ancak o adliyede ağır ceza mahkemesi bulunmuyorsa ; asliyenin bağlı olduğu yargı çevresindeki ağır ceza mahkemesi HAGB kararına yapılan itirazı ceza mahkemesi tarafından verilen HAGB kararına itirazı ; numara olarak sonra gelen ağır ceza mahkemesi inceleyecektir. Örneğin 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş HAGB kararına yönelik itirazı ; 3. Ağır Ceza Mahkemesi itiraz dilekçesi yazılırken mutlaka bir avukattan hukuki destek alınmasını öneririz. Uygulamada kişiler hiçbir hukuki bilgisi olmayan arzuhalci olarak bilinen kimselere bu dilekçeler yazdırılmaktadır. Ancak içerisinde birçok hata içeren bu dilekçeler sonrasında kişiler için telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermektedir. Bu nedenle HAGB itiraz dilekçesi yazmak isteyen kimselerin mutlaka bir ceza avukatından destek almasını yanında belirtmemiz gerekir ki ; internetten taslak metin şeklindeki dilekçelerle de HAGB itiraz dilekçesi yazılması son derece sakıncalıdır. Zira her somut olayın kendi içinde birtakım özellikleri mevcuttur. Dolayısıyla taslak metinlerden ziyade somut olaya özgü, kanuni dayanak ve yüksek mahkeme kararları içeren dilekçe ile itiraz edilmesi daha SORULAN SORULARHAGB kararı sonucunda 5 yıl içinde suç işlerse ne olur ?HAGB kararı sonucunda 5 yıl içinde suç işlerse sanık hakkındaki hüküm aynen HAGB 5 yıl doldu ne yapmalıyım ?HAGB 5 yıl dolduysa davanın düşmesine karar verilecektir. Bu kararı almak için mahkemeye bir dilekçe ile başvurmak kez HAGB kararı verilebilir mi ?Sanık denetimli serbestlik süresi içinde kasten bir suç işlemişse bu suç için ikinci kez HAGB kararı verilemez.
GİRİŞ Çağdaş ceza hukukunda, ceza veya cezai müeyyide yerine, daha kapsamlı bir kavram olan cezai sonuçlar kavramı kullanılmaya başlanmıştır. Cezanın yine temel kavram olarak korunduğu bu yeni sistem, faillerin farklı kişilik özelliklerine göre ödetici, tedavi veya ıslah edici yahut etkisiz hale getirici bir görevi yerine getirmeye daha elverişli olarak görülmektedir.[1] Zamanla verilen ceza, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan ultima ratio ilkesi gereği son çare olarak uygulanmaya başlanmıştır. Cezanın elem ve ızdırap verici olma niteliği, yerini, daha faydacı ve rehabilite edici amaçlara bırakmaya başlamıştır. Günümüz modern ceza kanunlarında birkaç istisna hariç ceza müeyyidesinin en ağır uygulama biçimlerinden birisi olan hapis cezası da, bu yaklaşım kapsamında, tamamıyla ortadan kaldırılmaksızın, bazı şartların sağlanması halinde tutukevinde çektirilmekten sakınılmakta ve yerine; erteleme, şartla salıverilme, denetimli serbestlik, para cezalarına ve diğer seçenek yaptırımlara çevirme gibi yollara gidilmektedir.[2] I. BÖLÜM HAGB’NİN GENEL ÖZELLİKLERİ A. CEZA MUHAKEMESİ SİSTEMİMİZDE HAGB KURUMUNUN, DÜZENLENİŞİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kurumu, hukukumuza tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile sadece 18 yaşından küçük sanıklar için uygulanabilirliği olan bir kurum olarak girmiştir. Sonrasında, 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklik ile 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen kurumun, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi suçlarla sınırlı olmak üzere yetişkin sanıklar için de uygulanabileceği kabul edilmiş, ancak aynı kanun ile Çocuk Koruma Kanunun 23. maddesinde yapılan değişiklik ile CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen kurumun uygulanma şartlarına atıf yapılmak suretiyle çocuk suçlular bakımından kurumun uygulanabilirlik alanı daraltılmıştır. tarih ve 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında ise, kurumun uygulanma alanı hem hükmolunacak hapis cezasının süresi artırılmak hem de takibi şikayete tabi olmayan suçlar da kapsama dahil edilmek suretiyle genişletilmiştir. B. HAGB KAVRAMININ TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, bir suça ilişkin yapılan ceza yargılaması sonucunda sanığın suçlu bulunarak hakkında cezaya hükmedilmesi ancak hükmolunan cezanın açıklanmasının, belli koşulların gerçekleşmesine bağlı olarak belli bir süre ertelenmesi anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle, mahkemece hükmedilen mahkûmiyet hükmünün sanık hakkında belli koşulların sağlanması halinde sonuç doğurmamasını ifade eder. Sanık hakkında yargılama tamamlanmakta, sanığın suçlu olduğu hakkında mahkemece kanaat hâsıl olmakla birlikte sanığa bir olanak daha tanınmakta, sanığın kanunda belirli şartlara uyması halinde tabiri caizse ona bir şans daha verilmektedir. Hukuki niteliğine gelecek olursak HAGB kurumu, CMK’da düzenlenmiş olmasına rağmen salt bir usul hukuku kurumu olduğu söylenemez. Doğurduğu sonuçlar itibariyle maddi ceza hukuku kapsamına girdiğinden aynı zamanda maddi ceza hukuku kurumu olduğu da söylenebilir. Zira, açıklanması geri bırakılan hüküm, sanığın yükümlülüklerine uygun davranmasıyla, denetim süresi sonunda düşmekte, bu suretle sanık ile ceza davası veya mahkumiyet kararı arasındaki ilişki tamamen kesilmektedir.[3] Dolayısıyla maddi hukuka ilişkin sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Kurumun yasalaşma aşamasında, örtülü af niteliği taşıdığı yönünde tartışmalar doğmuştur. Ancak, af kurumu, düzenlenme şekli ve yarattığı sonuçlar itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan farklı mahiyettedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması genel veya özel af niteliğini taşımaz. Zira af müessesesi, kendisine tatbik edilecek kimseler bakımından hak doğurmaktadır. Affın kapsam ve niteliğine göre kurumun uygulama alanı içerisinde kalan herkes istisnasız bu haktan faydalanmaktadır. Affın sanığa tatbiki hususunda hakimin takdir yetkisi bulunmamaktadır[4] HAGB KURUMUNUN ŞARTLARI 1. Sanık Hakkında Hükmolunan Cezanın 2 Yıl Veya Daha Az Süreli Hapis Cezası Veya Adli Para Cezası Olması Mahkemece uyuşmazlığın esasını neticelendiren kararlara hüküm denir. Ceza Muhakemesi Kanunumuzda beraat, davanın reddi ve düşmesi, ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, mahkumiyet ve görevsizlik kararları hükümdür. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için de ceza yargılaması neticesinde öncelikle sanık aleyhine isnat edilen suçun sübuta ermesi ve bu nedenle sanık hakkında bir mahkumiyet hükmünün kurulmuş bulunması gerekmektedir. Eğer sanık hakkında mahkumiyet kararı dışında başkaca bir hüküm kurmak gerekmekteyse bu hallerde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir. Sanığın üzerine atılı suç nedeniyle mahkemece yapılacak yargılama sonunda, 5237 sayılı TCK’nın 61. Maddesi dikkate alınarak sonuç ceza belirlenecektir. 5271 sayılı CMK’nın 231/5. Maddesinde düzenlendiği üzere hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası veya doğrudan hükmedilen adli para cezası ise, 231. maddesinin 6. fıkrasında belirlenen şartların gerçekleşmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. 2. Sanığın Daha Önce Kasıtlı Bir Suçtan Mahkum Olmaması Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum edilmemiş olması gerekmektedir CMK 236/6-a. Kanunda açıkça kasıtlı suçtan bahsedildiği için taksirle işlenmiş olan suçlar, kurumun uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir. Ayrıca sanığın daha önce işlemiş olduğu kasıtlı suçla ilgili olarak dava zamanaşımı süresinin dolması, suçun uzlaşmaya tabi olup sanığın uzlaşma gereklerini yerine getirmesi, kovuşturma aşamasında fiilin hukuki niteliğinin değişmesi ya da ön ödemeye tabi suçta ön ödeme tebliğine sanığın uyması halinde sanık hakkında düşme kararı verilmesi durumlarında da HAGB kararı verilebilir. Bunun sebebi ise sanık hakkında kasıtlı suçtan verilmiş bir mahkumiyet kararı olmamasıdır. Aynı husus genel affa uğrayan suçlar bakımından da geçerlidir. Ancak aynı durum özel affa uğrayan önceki mahkumiyet hükmü bakımından söylenemez zira genel af mahkumiyeti tüm sonuçları ile ortadan kaldırırken, özel af mahkumiyetin hukuki sonuçlarını etkilemeyecektir. Adli sicil kaydında yer alan mahkumiyet hükmünün, adli sicil kaydından silinebilme şartları oluşmuş olması halinde ise HAGB kararı verilebilmesi mümkündür. Ancak bu hususta Yargıtay CGK; mahkemenin sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda bir kanaat edinmiş olması ve diğer şartların da gerçekleşmiş olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilmesinin mümkün olduğu ve fakat mahkeme aksi kanaatte ise gerekçesini belirtmek kaydıyla kurumun uygulanmasına yer olmadığına dair hüküm kurması gerektiğine ilişkin karar vermiştir.[5] 3. Mahkemece, Sanığın Kişilik Özellikleri İle Duruşmadaki Tutum Ve Davranışları Göz Önünde Bulundurularak Yeniden Suç İşlemeyeceği Hususunda Kanaate Varılması HAGB kararının verilebilmesi için kanunda düzenlenen ve şimdiye kadar incelediğimiz diğer şartlar objektif nitelikte iken mezkûr üçüncü şart sübjektif nitelik taşımaktadır. Bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğini değerlendirmek yargıcın takdirindedir. Hâkim bu değerlendirmeyi yaparken failin kişilik özelliklerini dikkate almalıdır. Ancak hâkime verilen takdir yetkisi, onun bu yetkiyi keyfi ve takdir hakkı sınırlarını aşar şekilde kullanmasına imkân vermemektedir. Hâkim, sanık hakkındaki kanaatini oluştururken dosyada mevcut olan bilgi ve belgelerden, varsa sanık hakkında derdest olan diğer soruşturma ve kovuşturma dosyalarının içeriğinden, adli sicil ve arşiv kayıtlarına esas ilamların içeriklerinden, sanık hakkında kolluk aracılığı ile düzenlenecek ekonomik ve sosyal durum araştırma raporundan ve duruşmadaki hal ve tavırlarından yararlanmalıdır. Hâkim bahsi geçen bu vasıtalar ile öncelikle “sanığın kişiliğini” saptayacak ardından vereceği kararın gerekçesinde HAGB kurumunu neden uygulamadığını veya neden uyguladığını belirtecektir. 4. Suçun İşlenmesiyle Mağdurun Veya Kamunun Uğradığı Zararın, Aynen İade, Suçtan Önceki Hale Getirme Veya Tazmin Suretiyle Tamamen Giderilmesi CMK’nın 231/6-c maddesinde Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinde aranan koşullardan biri olarak suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi hükmü düzenlenmiştir. Madde metninde “zarar” kavramından bahsedildiğinden ceza muhakemesi sistemimizde zarar kavramından ne anlaşılması ve bu kavramın içerisine ne tür zararların dahil olduğu hususlarının aydınlatılması gerekmektedir. Zarar kavramı iki ayrımda ele alınabilir. Bunlardan birincisi maddi zarar iken ikincisi ise manevi zarardır. Maddi zarar; vuku bulan fiil neticesinde mağdurun ekonomik durumunda yaşanan gerileme veya azalmadır. Manevi zarar ise; mağdurun şahsına yönelmiş olan fiil neticesinde duyduğu elem ve ıstıraptır. Netice olarak manevi zararda, kişinin malvarlığında bir eksilme meydana gelmemekte, ancak kişilik haklarına iradesi dışında bir saldırı yönelmektedir. CMK’nın 231. Maddesinde kanun koyucu sadece zarar kavramından bahsetmiş, maddi veya manevi zarar ayrımı yapmamıştır. Maddi zararın mezkur madde kapsamında istenebileceği hususu tartışmasız iken manevi zararın ise hukuk mahkemeleri aracılığı istenmesi gerekmektedir. Manevi zararın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında talep edilebileceği hususu kabul edilirse bu durumda mağdurun uğradığı zararın tazminine dair ölçütün ne olacağı konusunda belirsizlik meydana gelecektir. Binaenaleyh mağdurun uğradığı manevi zararın tespiti için ayrıca bir yargı kararına ihtiyaç duyulacaktır. Eski 765 sayılı TCK’nın yürürlükte bulunduğu dönemde manevi zararlar ceza mahkemesince tazmin edilebilmekteyken[6], yeni 5237 sayılı TCK ve ayrıca CMK uygulaması ile birlikte ceza yargılamasında, manevi zararın tazminine ilişkin bir zarar belirleme yoluna gidilmesi ya da buna hükmedilmesi olanağı bulunmamaktadır. Dolayısıyla manevi zararın tazmini HAGB kurumun kapsamına dahil olmadığından mağdur tarafından hukuk mahkemelerinden ayrıca istemde bulunulması gerekmektedir. Zarar kavramı ile ilgili değinilmesi gereken bir hususta CMK m. 231/9’dur. Buna göre “Suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle giderilmesine ilişkin koşulun, sanık tarafından derhal yerine getirilememesi halinde, mahkemece sanık hakkında, mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecektir.” İşlemiş olduğu suç dolayısıyla meydana gelen zararı gidermek niyetinde olan sanığın yeterli ekonomik gücünün olmaması veya zararın fazla olması sebebiyle tek seferde karşılamasının güç olması durumlarında hâkimin belirleyeceği taksit sayısınca denetim süresi içerisinde ödenmesine karar verilebilecektir. 5. Sanığın Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Karar Verilmesini Kabul Etmesi Sanığın HAGB kararını kabul şartı, tarihinde 6008 sayılı kanun ile Ceza Muhakemesi Kanunun 231. maddesinde yapılan değişiklikle hukukumuza girmiştir. Bu düzenleme uyarınca mahkemede sanık hakkında her ne kadar üzerine atılı suçu işlediği kanaati hâsıl olsa da HAGBnin sanık tarafından kabul edilmemesi durumunda HAGB kararı verilemeyecektir. III. BÖLÜM HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA BAĞLI TEDBİRLER 1. Genel Olarak Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi ile birlikte kurulan hüküm, sanık hakkında hukuk âleminde bir sonuç doğurmaz. CMK. m. 231, f. Ancak kanun gereği sanığın beş yıl süreyle denetime tabi tutulmasını gerektirir. CMK. m. 231, f. 8 Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. Maddesine göre denetim süresi çocuklar bakımından 3 yıl olarak uygulanmaktadır. Sanığın kanunda belirtilen denetim süresine tabi tutulmasının yanı sıra mahkemece, gerekli görülmesi halinde bir yıldan fazla olmamak üzere belirleyeceği süreyle sanığın CMK’nın 231/8 maddesinin “a” ,”b “ ve “c “ bentlerinde düzenlenen denetimli serbestlik tedbirlerinden birine tabi kılınmasına da hükmedebilecektir. Sanık hakkında Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına bağlı olarak mahkemece uygulanmasına karar verilecek bu tedbirler, suç işleyenleri topluma yeniden kazandırmak, ıslah etmek maksadı taşıdıklarından güvenlik tedbirleri ile benzerlik göstermektedirler. Ancak güvenlik tedbirlerinin düzenlendikleri kanunlarda belirtilen şartların varlığı halinde uygulanmalarının zorunlu olması niteliğinden ötürü bu tedbirlerden farklılık arz etmektedirler. 2. Sanık Hakkında Uygulanabilecek Denetimli Serbestlik Tedbirleri A. Sanığın Bir Meslek Veya Sanat Sahibi Olmaması Halinde, Meslek veya Sanat Sahibi Olmasını Sağlamak Amacıyla Bir Eğitim Programına Devam Etmesinin Sağlanması Hâkim, sanığın, işlediği suçun sonuçlarını kavrayabilmesini, bu suçtan pişmanlık duyup ıslah olmasını, cezaevinin olumsuz etkilerinden uzakta sosyalleşerek yeniden topluma kazandırılmasını, aynı zamanda sanığın bir meslek ve sanat sahibi olarak toplumda kendine yeniden yer bulmasını sağlamak amacıyla sanık hakkında bu yükümlülüğün uygulanmasına karar verebilecektir. B. Sanığın Bir Meslek Veya Sanat Sahibi Olması Halinde, Bir Kamu Kurumunda Veya Özel Olarak Aynı Meslek Veya Sanatı İcra Eden Bir Başkasının Gözetimi Altında Ücret Karşılığında Çalıştırılması Sanığın cezaevinde olması halinde ekonomik olarak başkalarına tabi ve darboğaz içinde yaşaması engellenerek kendi geçimini kendisinin sağlaması ve aynı zamanda cezaevinin sosyal ve ekonomik hayatı üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerinden de korunması amacı ile bu tedbir öngörülmüştür. Özellikle genç suçlular açısından kamu hizmetinde çalıştırma denetimli serbestlik tedbiri, rehabilite edici özelliğinin yanında toplum zararının giderilmesine yönelik aktif olarak katılma amacına hizmet eder. C. Sanığın Belli Yerlere Gitmekten Yasaklanmasına, Belli Yerlere Devam Etmek Hususunda Yükümlü Kılınmasına Ya Da Takdir Edilecek Başka Yükümlülüğü Yerine Getirmesine Hükmedilmesi Bu tedbir uyarınca hâkim, sanığın, suç işlemesini tetikleyecek, suça azmettirecek veya teşvik edecek yerlerden gitmesini alıkoyabilir. Tedbir ile birlikte sanığın zararlı alışkanlıkları edinebileceği yerlere gitmesi önlenebileceği gibi onu suça iten çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan yerlere gitmesi de yasaklanarak sanığın ıslah olmasına ve suça meyli varsa onun ortadan kaldırması amacına da hizmet eder. Ayrıca sanığın sosyal gelişimi üzerinde olumlu etki yaratan yerlere gitmesine devam edilmesi kararı da alınabilir. 3. Denetim Süresi İçinde Kasten Suç İşlenmesi Veya Tedbirlere İlişkin Yükümlülüklere Uyulmaması Sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. CMK m. 231/11 HAGB KARARI VERİLEMEYEN HALLER 1. Uzlaştırmaya Tabi Suçlar Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kurumunun koşullarını oluştuğu hallerde aynı suç bakımından uzlaştırma uygulanması mümkün ise de uzlaştırmanın önceliği vardır CMK Taraflar kovuşturma evresinde dosyanın gönderildiği uzlaştırma bürosunca uzlaştıkları takdirde CMK m. 254/1 edimin yerine getirilmesi ileri tarihe bırakılır, takside bağlanır veya süreklilik arz ederse sanık hakkında CMK m. 231’deki koşullar aranmaksızın HAGB kararı verilir. Bu durumda sanık uzlaştırmanın gereklerini yerine getirmezse, mahkeme CMK m. 231/11’deki şartları aramaksızın hükmü açıklarCMK [7]. 2. Devrim Kanunları Ve Çek Kanunu Anayasanın 174. Maddesi uyarınca koruma altına alınan İnkılap Kanunlarında yer alan suçlara ilişkin HAGB uygulanamaz. CMK Ayrıca 678 sayılı kanunla değişik Çek Kanunu’nun 5/10. Maddesi uyarınca karşılıksız çek keşide etme suçunda da HAGB uygulanmayacaktır. V. BÖLÜM Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararın Verilmesi Usulü Ve Karara Uymanın ve Uymamanın Sonuçları Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, sanığın suçlu olduğunun saptanması halinde, hâkim, sanığın işlediği suçu tespit edip TCK.’nun 61. maddesinde belirtilen nedenleri göz önünde bulundurarak sonuç cezayı belirleyerek CMK’nun 232. maddesinde belirtilen hususları da kapsar şekilde bir karar oluşturacaktır. Karardan bir suret ise, gereğinin ifası için Cumhuriyet başsavcılıklarına, oradan da ilgili denetimli serbestlik şube müdürlüğüne gönderilecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, bu kararlara mahsus sisteme kaydedilir ve bu kayıtlar ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde görülebilirler. CMK. M. 231/13 Sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı herhangi bir suç işlememiş olması ve belirlenmiş denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin yükümlülüklere uygun davranması halinde açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hüküm kaldırılarak davanın düşmesine karar verilecektir.CMK. m. 231/10 Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlerse, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hüküm açıklanacaktır. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir CMK. m. 231/11. İşlenecek olan suçun kasıtlı bir suç olması kanunda açıkça düzenlenmiş olduğundan taksirle bir suçun işlenmesi halinde kanun gereği hükmün açıklanması kararı verilemeyecektir. VI. BÖLÜM HAGB KARARINA KARŞI KANUN YOLU DENETİMİ Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına itiraz edilebilir CMK . Ancak sanık yeniden kasıtlı bir suç işlerse, açıklanan hükme karşı veya suç işlemediği için verilen düşme kararına karşı, genel hükümler uyarınca istinaf/temyiz yoluna da başvurulabilir. İtirazı inceleyen merci hem maddi meseleyi hem de hukuki meseleyi inceler bunlardan birinde hata olduğunu görürse ilk verilen kararı kaldırır ve yerine kendisi karar verir CMK .[8] SONUÇ Hukukumuza yakın tarihte girmiş olan ve girmesiyle beraber kamuoyu ve hukuk camiasında dolaylı af etkisi taşıdığı iddia edilerek önemli tartışmalara yol açan HAGB kurumu, çoğu ülkenin ceza kanunundan daha sert düzenlemeler içeren ceza kanunumuzun, bu sert etkilerini sanık lehine olumlu olarak değiştirmiştir. Önceki bölümlerde ifade edildiği üzere modern ceza hukukunda artık cezai sonuçlar kavramı önem kazanmış ve cezai müeyyidelerin elem - ıstırap verici olmasının yanı sıra ıslah edici nitelik taşıması hususu önem kazanmıştır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile de öngörülen denetimde hem cezanın bireyselleştirilmesi sağlanmakta hem de sanığın ıslahı söz konusu olmaktadır. Kanaatimizce kurum tüm yönleriyle değerlendirildiğinde ceza adaletini, sanığın ıslahını ve toplum barışını tesis eder nitelikte faydalı bir düzenlemedir. Stj. Av. Fatih YILDIRIM KAYNAKÇA Alçiçek, Mehtap, “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması’’, Ankara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2011 Aras Bahattin, “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kurumu ve Uygulamadaki Sorunlar”, Terazi Hukuk Dergisi, Haziran 2008. Artuç Mustafa, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Adalet Yayınevi, Ankara, Eylül 2015. Centel, Nur – Zafer, Hamide – Çakmut, Özlem Türk Ceza Hukukuna Giriş, 5. Bası, Ankara 2008 Doğan Koray, “Ceza Muhakemesinde Hüküm”, Ceza Hukuku Dergisi, Ağustos 2008. Horozgil, Denizhan, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Ankara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2016 Kırmızı Dağ, Yüksel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Dokuz Eylül Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi Çalışması, 2009 Koca Mahmut/Üzülmez İlhan, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Ankara, Nisan 2008. Toroslu, Nevzat - Toroslu, Haluk, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savaş Yay., Ocak 2015 Töngür Ali Rıza, Ceza Hukukunda Yeni Boyutlarıyla Erteleme, Adalet Yayınevi, Ankara, Nisan 2009 Öztürk, Bahri – Erdem, Mustafa Ruhan Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, Seçkin Yay., 11. Baskı, Ankara 2011. Yenisey & Nuhoğlu Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara, Ağustos 2019 - [1] TOROSLU, Nevzat - TOROSLU, Haluk, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savaş Yay., Ocak 2015, s. 17. [2] DÖNMEZER, Sulhi - ERMAN, Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, C. II, Beta Yay., İstanbul [3] Töngür Ali Rıza, Özsoy, [4] Erem Faruk/Danışman Ahmet/Artuk Mehmet Emin, [5]“Adli sicilde silinme koşulları oluşmuş bir mahkûmiyet ister adli sicilden silinmiş olsun, isterse silinmemiş bulunsun, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal engel oluşturmayacaktır. Ancak bu husus, sanığın suç işleme hususundaki eğilimini belirlemek yönünden yargı makamlarınca değerlendirmeye tabi tutulabilecektir. 3682 sayılı Adli Sicil Yasası döneminde oluşan adli sicil kayıtlarında, silinme koşullarının oluşup oluşmadığı ve sanığın adli sicil kaydının bulunup bulunmadığı adli sicil kaydının incelenmesi suretiyle saptanabilmekte ise de, 5352 sayılı Adli Sicil Yasasının 9. maddesi uyarınca oluşturulan adli sicil kayıtları ceza veya güvenlik tedbirlerinin infazının tamamlanması ile Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek bu kayıtlar arşiv kaydına alınacağından, sanığın daha önce suç işleyip işlemediğinin saptanabilmesi için adli sicil kaydının getirilmesi yeterli olmayıp, anılan Yasanın 9. maddesi uyarınca arşiv bilgilerinin de istenmesi gerekmektedir.” Y. CGK. 2006/ E., 2008/25 K., [6] 765 sayılı TCK “Emvalin istirdadından ve uğranılan zararların tazmininden başka bir şahsın veya bir ailenin şeref ve haysiyetini ihlal eden her nevi cürüm ve kabahatlerde bir güna maddi zarar vukua gelmese bile mahkeme mağdurun talebine mebni manevi zarar mukabili olarak muayyen tazminat ifasında hüküm edilebilir.” [7] Yenisey & Nuhoğlu Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara, Ağustos 2019, [8] Yenisey & Nuhoğlu Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara, Ağustos 2019,
Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir. 22-03-2014 043012 Hukuk Kitapçısı HÜkmÜn aÇiklanmasinin gerİ birakilmasi ve uygulamasi HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI VE UYGULAMASI - Hüseyin TURAN - Mart 2014 - 2. Bası - Yeni - 978-605-1463-421 Bu kitap Adalet Yayıncılık tarafından basılmış olup, HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI VE UYGULAMASI kitabı hakkındaki tanıtım, yayıncının kendi sitesinden otomatik olarak alınmaktadır. Hukuk Sitesi Krediler Tanıtım yazısı 💭 ™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir. Davalar Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat, emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir. Avukatlar 📝 Hukukçular için mesleki danışma, dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris kendine özgü hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir bilgi dağarcığıdır. Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya kurum veyahut herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir. HUKUK © Hukuki Net hukuk sitesi; içlerinde Akademisyenler, Avukatlar, Hakimler, Savcılar, Noterler ve Hukuk fakültesi öğrencilerinden oluşan Türk hukukçular ile üstün nitelikli meslek ve hukuksal bilgisi olan halk arasından seçilmiş hukuksever uzman bilirkişi ekibi tarafından hazırlanmakta ve idare edilmektedir. 🆓 ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. © Sayfalar demokrasi sınırları kapsamında ölçülü siyaset ve politika içeren video veya yazılar içerebilir. Din, Dil, Irk ve cinsiyet ayrımı yapmaya izin verilmeyen site, her yaş grubuna uygundur. Siteye katılım için Üye olmak kişinin kendi seçimi olup, üye olmayanların da inceleme ve araştırma yapmasına izin verilmektedir. Üyelerin yazdığı yazılardan veya eklediği görsellerden kendisi sorumlu olup, sitemizin garanti sorumluluğu bulunmamaktadır. © İçeriklerde gerek site ve gerekse 3. taraflarca yerleştirilmiş bulunan, iş, finans, pazarlama tanıtım, performans ve işlevsellik yönünden gerekli ÇEREZLER COOKIES kullanılmakta olup, AB Çerez Politikası EU Cookies Policy gereğince işbu çerezleri kabul veya reddetme seçimi kullanıcıya aittir. 📖 Siteden yararlanmakla kullanım sözleşmesini ve site politikasını kabul etmiş ve tüm yönergelere vakıf olmuş sayılmaktasınız. 2022 © Hukuki NET - Turkish Legal NetWork and Law Resources. ™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor? Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır. ♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir? olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server sanal sunucu, Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management içerik yönetimi büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır. Hangi Diller kullanılıyor? Anadil 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir. Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir? 👨💻 Feyz Pazarbaşı vd. Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor? Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak Re'sen yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. ‼️ İtirazi kayıt çekince hususları nelerdir? Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz. 📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede? ☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur. Hukuki NET Türkiye Turkey Türkiye This work is licensed under a Creative Commons Attribution International License.
MakalelerGüncel Makaleler Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza kovuşturmaları neticesinde ortaya çıkan, uygulamada birçok defa karşılaşılan karar olup birçok defa bu konu hakkında avukatlara sorular gelmektedir. Peki nedir bu hükmün açıklanmasının geri bırakılması? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre sanık hakkında yapılan kovuşturma ve toplanan deliller neticesinde iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezasına karar verilmesi halinde, sanığın daha önce herhangi bir kasti suç işlememiş olması, geçmiş adli sicil kayıtlarının temiz olması ve yargılama esnasında hal ve hareketleri neticesinde hakim tarafından takdir yetkisi kullanılarak 5 yıllık denetimli serbestlik verilmesine hükmün açıklanmamasının geri bırakılması olduğum tanımdan da anlaşılacağı üzere HAGB kararı verilebilmesi için bazı şartlar aranmaktadır. Bu şartlar kanun metninde açıkça sayılmıştır. CMK 231/5’e göre; Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.’’ Madde metninden anlaşılacağı üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması halinde söz konusu olacaktır. Ayrıca HAGB kararı verilebilmesi için başka şartlarda aranmaktadır. Bunlar CMK 231/6. Bendinde açıkça sayılmıştır; a Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, b Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Görüleceği üzere HAGB kararı verilebilmesi açısından yukarıda sayılan şartların sanıkta var olması gerekmektedir. Ayrıca HAGB kararı verilebilmesi için yargılama esnası sanığın açıkça kabul etmemesi halinde sanık hakkında HAGB kararı verilemeyeceği kanunda açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca aynı kanunun 231. Maddenin 7. Bendine göre ise açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez. Çünkü HAGB’nin niteliği karar değildir. Sanık hakkında verilecek olan kararın açıklanmamasıdır. Bu sebeple herhangi bir hüküm açıklanmadığından kaynaklı ertelemenin veya seçenek yaptırımlara çevrilmesi söz konusu olamayacaktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetime tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak; a Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, b Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, c Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar denetim süresi içinde dava zamanaşımı durmaktadır. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen ve derhal yerine getirme yükümlülüğü sanık derhal yerine getirmezse mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Eğer sanık 5 yıllık denetim süresi içinde yükümlülüklere uyması ve kasten yeni bir suç işlememesi halinde hakkında verilmiş olan HAGB kararı hükmü kalkarak, davanın düşürülmesine karar verilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir. Bu itirazın avukatınız vasıtasıyla yapılması önem arz etmektedir. Adli Para Cezasında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Uygulamada çoğunlukla HAGB kararının adli para cezalarını kapsayıp kapsamadığıyla alakalı çok sorular gelmektedir. Bu hususa açıklık getirmek gerekirse; Yargılama sonucunda sanık hakkında hapis ceza veya hapis cezasıyla beraber adli para cezasına hükmedildiği hallerde HAGB kararı verilmiş ise HAGB kararı adli para cezasını kapsayacaktır. Fakat yargılama sonucu hapis cezası verilip adli para cezasına çevrilmesi halinde o zaman HAGB kararı verilemeyecektir. Burada en önemli nokta adli para cezasının doğrudan verilen bir karar olmasıdır. Yukarıda detaylarıyla bahsettiğimiz hususlar göz önüne alındığı yargılama sonucu sanık hakkında HAGB kararının verilmesi çoğu zaman lehine olmaktadır. Bu sebeple yapılacak herhangi bir yanlışlık halinde ağır sonuçlar doğuracağından ceza yargılamalarını açısından mutlaka bir ceza avukatından destek alınmasında çok büyük fayda vardır. 2011 – 2015 eğitim öğretim yılı Konya Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra serbest avukatlığa başladı. Bu zamana kadar özellikle Ceza Hukuku alanlarında kendini geliştirmekte olup hukuk davalarında da diğer avukat ortakları hizmet vermektedir. Ayrıca ekibiyle beraber şirketlere hukuki danışmanlık yapmakta olup şirketlerin her türlü hukuki sorunlarına çözüm bulma ve ihracat yapan şirketlere KOSGEB destekleri ve Gümrük konularında yol haritası hizmeti de vermektedir.
hükmün açiklanmasinin geri birakilmasi soruları