🌊 Avrupa Daki Gelişmeler Ve Osmanlı Devletine Etkileri

Fransızİhtilali sonucu dünyaya hızla yayılan milliyetçilik akımı Osmanlı Devletinin parçalanmasını hızlandırdı.Avrupa'daki köklü değişme ve gelişmelerin farkına varamayan Osmanlı Devleti askeri, idari, ekonomik, toplumsal bozulmaları düzeltebilmek için , 17. ve 18. çalışmaları yaptı. 19.yy.da 18 YÜZYIL ISLAHATLARI. 18. yüzyılda uğranılan askeri başarısızlıklar yeni arayışlara yol açmıştır. Avrupa’daki teknik ve askeri alanlardaki gelişmeler örnek alınarak bir takım önemli ıslahatlara girişilmiş ve Avrupa’daki gelişmeler Osmanlı İmparatorluğu’nun bünyesine uydurulmaya çalışılmıştır. 1. Lale Osmanlı Devleti’nin devlet yönetimiyle ilgili sunu hazırlama. *Yeniçağda Avrupadaki gelişmeler ve Osmanlı Devletine etkileri *Divan-ı Hümayun’un işleyişi, görevleri ve üyelerinin yetki ve sorumlulukları ile ilgili sunu hazırlama. * Duraklama Devrinde Çıkan İç AsyaVe Avrupa’daki Devletlerin Genel Durumu. 2. II. Sanayi İnkılâbı’nın Osmanlı Devleti’ne Etkisi. C. TANZİMATTAN MEŞRUTİYETE. 6. Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839) 7. Kırım Savaşı (1853 - 1856) 8. Islahat Fermanı (1856) Avrupa devletleri ve Osmanlı Devleti’nin XVIII. yüzyıl dış politikalarındaki öncelikleri YüzyıldaOsmanlı Devleti Osmanlı Devleti 19. yüzyılda topraklarını koruma ve yenilikler yaparak devletin ömrünü uzatma politikası izledi. Bu dönemde Avrupa’da meydana gelen Fransız Ihtilalı ve Sanayi Inkılabı gibi olaylar Osmanlı Devleti’ni olumsuz yönde etkiledi. Fransız Ihtilalı’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki AVRUPADAKİ GELİŞMELER KARŞISINDA OSMANLI DEVLETİ’NİN TUTUMU. Osmanlı düşünürleri Coğrafi keşiflerin sonuçlarını görmüşler ve bu konuda dönemin yöneticilerini uyarmışlardır. Avrupa’daki gelişmelerin uzağında kalınması sonucu Osmanlı Devleti XVII. Yüzyıldan itibaren Avrupa karşısında geri kalmaya başladı. OsmanlıDevleti’nin 15. yüzyıl sonlarından itibaren nasıl duraklama dönemine girdiğini ve Avrupa güçleri karşısında zayıflamaya başladığını kavrayabilmek Ders notları ve ilave özgün kaynaklar Osmanlı’da Gerileme Dönemi ve Islahat Girişimleri Osmanlı Devleti’nin 1699 Karlofça 4jf6jS. 11. sınıf tarih dersinin Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı ünitesinin Osmanlı Devleti’nde Değişim konusunu tüm ayrıntılarıyla inceledik. Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 11. sınıf tarih dersinin 2. ünitesi olan Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı ünitesinin 2. konusu olan Osmanlı Devleti’nde Değişim konusuna yer verdik. Osmanlı Devleti’nde Değişim konusunu “Avrupa’daki gelişmelere bağlı olarak Osmanlı idari, askerî ve ekonomik yapısında meydana gelen değişimleri analiz eder.” kazanımı çerçevesinde anlattık. Bu Yazının İçindeki Başlıklar Osmanlı Devleti’nde DeğişimOsmanlı Devleti’nde Değişim NedenleriOsmanlı Devleti’nin Askeri Alanda DeğişimiOsmanlı Devleti’nin İdari ve Siyasi Alanlarda DeğişimiOsmanlı Devleti’nin Eğitim Alanında DeğişimiOsmanlı Devleti’nde Değişim Sonuçları Osmanlı Devleti’nde Değişim Ders Tarih 11 Ünite Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı Konu Osmanlı Devleti’nde Değişim Kazanım Avrupa’daki gelişmelere bağlı olarak Osmanlı idari, askerî ve ekonomik yapısında meydana gelen değişimleri analiz eder. Osmanlı Devleti’nde Değişim konusunda Coğrafi Keşifler sonrası Avrupa’daki bu para bolluğu Osmanlı Devleti’ni nasıl etkilemiştir? Enflasyonun Osmanlı Devleti’nde siyasi ve sosyal hayata etkileri neler olabilir? Osmanlı Devleti bu para akışının getirdiği ekonomik sorunlara nasıl çözümler getirmiştir? sorularını yanıtlayarak ayrıntılı bilgi verdik. Osmanlı Devleti’nde Değişim Nedenleri Öncelikle, modernizmi tanımlamak gerekirse genel olarak 19. yüzyıl ile 2. Dünya Savaşı yılları arasında özellikle sanat ve edebiyat dallarında yaşanan değişim ve gelişmelere verilen addır diyebiliriz. Toplumların bu modernleşme sürecine geçiş dönemleri farklılık göstermiştir. Osmanlı’da da durum aynı şekilde olmakla beraber Batı’da oluşan modernleşme ile birlikte bir gelişim göstermemiştir. Bu konuda Batı’nın gerisinde kalmış ve paralel gelişim göstermemiştir. Batı’daki modernleşme sürecinde halk bazen yönetimden bağımsız olarak hareket etmiştir. Böylelikle çeşitli düşünürler ve fikir akımları ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda baktığımızda Osmanlı Devleti’nin modernleşme kapsamında geri kalmasının sebebi halka Batı’daki gibi çok fazla söz hakkı tanınmaması ya da özgürlük sağlanmaması olabilir. Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform dönemlerine baktığımız zaman Osmanlı Devleti’nin yavaş yavaş yıkılmasına zemin oluşturulduğunu görebiliyoruz. Çünkü bu dönemlerde Osmanlı halkı döneme ayak uydurulmasını zorlaştıracak birçok düşünceye sahiptir. Dine ve bağnaz düşünceye yatkın olan birçok kişi bulunmakta ve bu kişiler yenilikleri kabul etmemektedir. Öyle ki bunu Osmanlı Devleti’ne matbaanın gelmesiyle beraber halkın tepkisinden anlayabiliriz. Halk, bu durumu kabul etmeyerek karşı çıkmış, matbaayı “Gavur malı” olarak tanımlamıştır ve kaldırılmasını istemiştir. Devletin ilerleyen süreçte zor durumda kalması sonucunda toplumsal yapı ve kalıplaşmış düşünceler ile birlikte Osmanlı Devleti Batı’ya göre daha farklı bir şekilde modernleşme sürecine geçmiştir. Osmanlı Devleti bir nevi modernleşmek zorunda kalmıştır. Çünkü Batı’nın gelişmesi ile ticaret gibi ekonomik faaliyetler için çeşitli güncellemeler yapılmıştır. Ölçüm aletleri bile Batı ile farklılık gösterdiği için ticaret konusunda çeşitli sıkıntılar oluşmuştur. Aynı zamanda bu gelişmelerden geri kalmasıyla siyasi anlamda da zayıflık çeken Osmanlı Devleti, bu tür sebeplerin çoğalmasıyla ve artık büyük problem haline dönüşmesiyle değişimlere ayak uydurmak istemiştir. Osmanlı Devleti’nin Askeri Alanda Değişimi Osmanlı Devleti, 18. yüzyılda Avrupa’ya karşı ilk toprağını kaybettikten sonra modernleşmesi gerektiğini anlayarak bu sürece girmiştir. Modernleşme için çeşitli ıslahatlar yapılmıştır. Bu dönemde çeşitli aydınlar kendini ön plana çıkarmıştır. Osmanlı Devleti’nin ilk yaptığı ıslahat askeri alanda gerçekleşmiştir. Toprak kaybetmeleri ile beraber askeri alan gelişen bir Avrupa’nın karşısında durabilmek için kendilerini askeri alanda geliştirmeye odaklamışlardır. Sultan II. Mahmut döneminde Alemdar Mustafa Paşa “Sekban-ı Cedit” adı altında bir ocak kurmuştur ve bu askeri alanda yapılan ilk ıslahatlardan biridir. Bu ordu modeli çok kısa süreli olmuştur ve yeniçerilerin isyanıyla kaldırılmıştır. Daha sonrasında yeniçeri ocakları kaldırılmış ve “Asakir-i Mansure-i Muhammediye Ordusu” ordusu kurulmuştur. Ancak bu düzende halk tarafından kabul görmemiştir ve isyanlara sebebiyet vermiştir. Askeri alanda yapılmak istenen yenilikler genel olarak isyanlar ve karşı koymalar ile bozulmuştur. Yeniçerilerin ve halkın bu yenilikleri kabul etmemesi ile askeri alandaki yenilikler yetersiz kalarak bir düzene oturamamış böylelikle Osmanlı Devleti Avrupa’nın gücü karşısında zayıf kalmıştır. Osmanlı Devleti’nin İdari ve Siyasi Alanlarda Değişimi Askeri alanda yapılan ıslahatların bir işe yaramaması ve yönetimsel anlamda da devletin eksik olmasından ötürü bu bağlamda da çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Bu noktada aydınlar devletin çeşitli reformlara ihtiyacı olduğunu düşünmeye başladı. Sonrasında Osmanlı Devleti sorunlarının farkına varıp harekete geçmiştir. 19. yüzyılın ortalarında Tanzimat adı altında bir reform programı başlamıştır. Bunlardan ilki Tanzimat Fermanıdır. Tanzimat Fermanı’nın ve aynı zamanda Tanzimat Dönemi’nin Osmanlı için önemli bir yeri vardır. Çünkü bu fermanda türk düşüncesi baz alınmış, aynı zamanda Avrupa’nın gelişime ayak uydurmayı amaçlamış maddeler görülmektedir. Bu fermanda askeri, hukuki ve mülki gibi alanlarda yenilikler içermektedir. Osmanlı Devleti içinde yaşayan tüm halkın can ve malının korunması gerektiği maddesini barındırmaktadır. Yani tüm osmanlı halkına hitap eden bir fermandır. Modernleşme bağlamında askeri ve yönetim alanlarında yenilikler getirilmiştir. Mesela askerlik ocak şeklinden vatandaşlık şekline getirilmiş. Batılı anlamda hukuk kuralları gözetilmiştir. Aynı zamanda bu ferman ile anayasacılık algısı oluşturulmaya başlanmıştır. Yani bu ferma ile hukuk devletine geçiş için zemin hazırlanmıştır. Uluslararası anlamda da birçok değişiklik olmuştur. Sultan III. Selim döneminde Avrupa’ya sürekli olacak şekilde elçiler atanmıştır. Bu sayede Avrupa ile diplomatik görüşmelerin sağlanabilirliği daha iyi bir hale gelmiştir ve diplomasi yönünden önemli bir adım olmuştur. Bununla beraber dış siyaset de geliştirilmeye çalışılmıştır denilebilir. Aynı zamanda devlet içerisinde yönetim değişikliğine gidilmiştir. 1. Meşrutiyet ve 2. Meşrutiyet olarak ikiye ayrılmıştır ve önemli yeniliklerdir. Birinci meşrutiyet, ikinci meşrutiyete göre daha az demokratiktir. İkinci meşrutiyette söz daha çok halka verilirken birinci meşrutiyette yine son karar padişahın olurdu. Osmanlı Devleti’nin Eğitim Alanında Değişimi Değiştirilmesi ve geliştirilmesi gerektiği düşünülen bir diğer unsur ise eğitimdir. Osmanlı Devleti eğitim alanında da birçok yenilik yapmıştır. Sultan III. Selim, Nizam-ı Cedid hareketi adı altında yapılan eylemler kapsamında medreseleri ıslah etmek istemiştir. Bunun yanında asker okullarının açılması ve tercüme okullarının kurulması olarak farklı istekleri vardır ve bu doğrultuda çalışmalarına yön vermiştir. Bu faaliyetlerin temellerini atmıştır. Daha sonrasında Sultan II. Mahmut, okuma ve yazma bilme zorunluluğu getirmiştir. Bunun yanı sıra Batılı tarzda okullar açtırılmasına ve Tıbbiye ve Harbiye mekteplerinin kurulmasına karar vermiştir. Osmanlı Devleti’nde Değişim Sonuçları Osmanlı Devleti’nin yaptığı yeniliklerin sonuçsuz kalmasının nedenlerinden biri toplum yapısı ve zihniyetidir. Halk, yapılan yenilikleri kabul etmemişlerdir. Çünkü Osmanlı Devleti yeniliklere açık bir toplum yapısına sahip değildir. Halk, yenilikleri kendi inanç ve kültürlerine uygun bulmadıkları için reddetmişlerdir. Yeniliklerin sonuçsuz kalmasının bir diğer sebebi de getirilen yeniliklerin devamının sağlanamayıp yeniliklerin padişah ömürleriyle sınırlı kalmasıdır. Tarihe baktığımızda genel olarak bir padişahın getirdiği bir yenilik diğer bir padişah tarafından devam ettirilmeyip yeni bir durum ortaya koyulmuştur. Mesela Sultan II. Mahmut’un getirdiği yenilikleri ondan sonraki padişah devam ettirmemiştir. Tam bir düzen oluşturulamamasıyla beraber yenilikler kısa vadede kalmıştır. Bunların yanında Osmanlı Devleti kendi gelişimini sağlamak ve modernleşmeyi kabul etmekte çok geç kalmışlardır. Yeniliklerin sonuçsuz kalmasında bu unsur oldukça önemlidir. Sonuç olarak, Osmanlı Devleti iyi bir şekilde modernleşme sürecini ilerletemediği için devletin yıkılması kaçınılmaz olmuştur. 2. Ünitenin Tüm Konuları Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz. Tarih 2 Ders Devrimi edileceği mesafedir ki orta ya da doğu anadoluda.PDF Fransız İhtilâli Ve Osmanlıya devletinin topraklarını doğu ve güney İsyanları Ve Osmanlı Devletine Etkileri – Eokul İnkilap Tari̇hi̇ Ve Atatürkçülük Son Sınıf TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi Konuları Ve Devletinde Islahat Hareketleri ve… – GELİŞMELERİ ğ dönemlerde, henüz olu… – Savaşı'nda Rus Musevilerinin Filistin'e keşfinin Avrupa’da meydana gelen Devleti Kuruluş Beylikten Devlete Geçiş Dönemi. Tarih 2 Ders Notları-Güncel. Osmanlı orduları Viyana önlerinde bozguna uğrayarak geri çekilmiştir. Osmanlıların Viyana önlerinde bozguna uğraması, Avrupa’da büyük bir sevinç meydana getirmiş ve Papa’nın gayretleriyle Türkleri Avrupa’dan atmak amacıyla Kutsal İttifak kurulmuştur 1684. Avrupa’daki Gelişmelerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri. Ücretsiz Dene İnkılap Tarihi Avrupa’daki Gelişmelerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri. Avrupa’daki gelişmelerin yansımaları bağlamında Osmanlı Devleti’nin yirminci yüzyılın başlarındaki siyasi ve sosyal durumunu kavrar. Önceki Konu. Sanayi Devrimi Nedir. Bırakmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti Ortodoks din adamlarının halk üzerinde baskı oluşturmasına izin vermemiş,böylece ruhban sınıfının siyasi güç elde etmesi engellenmiştir. Aşağıda verilen tabolada Avrupa'da meydana gelen gelişmeler ve nerede ortaya çıktığı ile ilgili eşleştirme yapılmıştır. Almanya İtalya. Osmanli ordusunda 18. ve 19. yÜzyillarda yapilan islahat ÇaliŞmalari ve bu ÇaliŞmalarda yabanci uzmanlarin rolÜ yÜksek lİsans tezİ. Kat edileceği mesafedir ki orta ya da doğu anadoluda. Yasin Gulburun. Osmanlı Devleti ve Türk Hukukunda Avrupa Etkisi İktibas Kavramı İktibas, benimseme veya kabul etme anlamına genellikle bir şey veya bir durum için kullanılan bir olay değil bir süreç için kullanılan iktibası ise yabancı hukuktan yararlanma,onu benimseme veya. Sınıf Sosyal Bilgiler 7. Ünite Ülkeler Arası Köprüler Ders Notları. 1. 20. yüzyılın başında Osmanlı Devleti ve Avrupa ülkelerinin siyasi ve ekonomik yapısıysa Savaşının sebep ve sonuçları ilişkilendiriri. 2. Küresel sorunlarla Uluslar arası kuruluşların kuruluş amaçlarını ilişkilendirir. 3. Convert documents to beautiful publications and share them worldwide. Title 8. Sınıf TC. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Yeni Nesil Soru Bankası, Author Fatih, Length 208 pages, Published 2019-06-15… Sı lll rb l n Osmanlı Devleti'nin Avrupa'da Meydana ist rista an Bulga Durumu Gelen Olay ll Osmanlı Devleti'nin değerli Yun a. PDF Fransız İhtilâli Ve Osmanlıya Etkisi. XVII. Ve XVIII. Yüzyıllarda Avrupa Devletleri karşısında alınan yenilgiler Osmanlı idarecilerinin Avrupa’da meydana gelen gelişmeleri daha yakından tanıma ihtiyacı hissetmelerine neden oldu. Bu amaçla XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti, Avrupa başkentlerinde geçici ve daimi büyükelçilikler açma yoluna gitti. Osmanlı devletinin topraklarını doğu ve güney yönünde. Anadolu'da meydana gelen isyanlarda rol alarak, isyanlarda devşirme yönetimine karşı başkaldırılarını ifade etmişlerdir…. gelen gümüşün Osmanlı Devletine girmesiyle akçenin değeri düşmüş ve fiyatlarda dalgalanmalar olmuştur. Öte yandan Devlete giren para içerde kalmayarak İpek yolunu takip ederek İran'a oradan. Celali İsyanları Ve Osmanlı Devletine Etkileri – Eokul Eğitim. 6. Macaristan’ın kaybedilmesiyle Osmanlı Devleti’nin Orta Avrupa egemenliği sona erdi. 7. Kutsal ittifakla yapılan savaşlar sırasında sefere çıkan II. Mustafa ordusunun başın-da sefere çıkan son Osmanlı Padişahıdır. 8. Karlofça Antlaşması, Osmanlı topraklarını paylaşmayı hedef alan ilk devletlerarası antlaşmadır. PDF İnkilap Tari̇hi̇ Ve Atatürkçülük Son Tekrar. EKONOMİK GELİŞMELERE ETKİLERİ. 1. Kötü durumdaki aVrupaekonomisisiçin çıkış kapısı oldu. 2. Avrupalı ülkeler bu bölgede koloniler kurdu. 3. Avrupa’dan Amerikaya ekonomik zenginlik için göç dalgası başladı. 4. Avrupalılar Amerika’daki değerli madenlere el koydu ve bu serveti Avrupa’ya taşıdılar. Osmanlı Devleti ve Yaşanan Gelişmeler 19. yüzyılda Osmanlı Devleti hızla dağılmaya ve beraberinde parçalanmaya başladı. Bunda Fransız İhtilali'nin sonuçları, Sanayi İnkılâbı ve kapitülasyonlar gibi Osmanlı devletini derinden sarsan nedenler etkili tarafından Osmanlıya yakıştırılan "Hasta Adam" benzetmesi yine bu dönemlere ait bir. Ulus devletler mali sorunlarını çözmek için hangi politikaya yönelmiştiri bilgi90'dan bulabilirsiniz. Ulus devletler mali sorunları çözmek için hangi politikaya yöneldi. 12. Sınıf TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi Konuları Ve Müfredatı. Bu düzenlemeden Avrupa'da haberdar olan ve bulundukları yerde huzursuz olan insanlar tarafından olumlu karşılandı. Gelen mültecileri yerleştirmek amacıyla 1860'da Ticaret Bakanlığı bünyesinde, 1861'de ise bağımsız bir "Muhacirin Komisyonu" kuruldu Sha-/Shaw 2000 151-152. A- DİYARBAKIR, ARABGÎR, HARPUT, MERZİFON, HAVZA, AMASYA VE MALATYA'DA MEYDANA GELEN ERMENİ AYAKLANMALARI İLE İLGİLİ LÂYİHA. Ermeni meselesi hakkında, olayların patlak verdiği yıllarda Osmanlı hükümetince, sanki gelecek yıllarda devletin karşısına bir problem olarak çıkacağı bilinmişçesine, raporlar tutulmuştur. Osmanlı Devletinde Islahat Hareketleri ve… – Kırmızılar. 8-Lale Devrine kadar Osmanlı Devleti Avrupa'ya üstünlüğünü kabul Lale Devri ile birlikte Osmanlı Devleti'nin Avrupa'nın üstünlüğünü kabul ettiğini görmekteyiz. Bu dönem ile birlikte Avrupa'da meydana gelen sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik gelişmelerin Osmanlı topraklarına taşınmaya çalışıldığını görüyoruz. I. Osmanlı Devleti Avrupa'daki gelişmelerden olumsuz etkilenmiştir. II. Osmanlı aydınları ülkeyi kurtarmak amacıyla ça-reler aramışlardır. III. Osmanlı Devleti Fransız İhtilali'nin etkilerini ber-taraf etmiştir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A Yalnız I. B I ve II. C II ve III. D I, II ve III. 5. AVRUPA GELİŞMELERİ ğ dönemlerde, henüz olu… – Hacettepe. D Avrupa'da meydana gelen gelişmeleri önemsemişlerdir. 8. Osmanlı Devleti Fransız İhtilali sonrası başla-yan milliyetçilik ayaklanmalarına karşı Tanzimat Fermanı'nı ilan etmiş, Meşrutiyet yönetimini seçmiş, azınlıklara yönetimde söz hakkı vere-rek isyanların önüne geçmeye çalışmıştır. Savaşı'nda Rus Musevilerinin Filistin'e Göçü. Celali İsyanları Ve Osmanlı Devletine Etkileri. Anadolu’da meydana gelen isyan ve karısıklıklara “Celali İsyanları” denilmistir. Celali kelimesi Yavuz döneminde Yozgat ve çevresinde ayaklanan “Bozoklu Celal” adından gelir. Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Katırcıoğlu, Abaza Mehmet Pasa,Tavil Ahmet, Gürcü. KAZANIMLAR Avrupa'daki gelişmelerin yansımaları bağlamında Osmanlı Devleti'nin yirmin- ci yüzyılın başlarındaki siyasi ve sosyal durumunu kavrar…. Bütün ülke halkı dayalı hareketleri durdurup devletin bütünlüğünü Avrupa'da meydana için ilan edilen bu ferman; eşit haklar, mal ve can gü- sağlamayı.. Amerika’nın keşfinin Avrupa’da meydana gelen ekonomik. İnkılap Tarihi Konu Bir Kahraman Avrupa'da Meydana Gelen Gelişmeler TestiAvrupa'daki Gelişmelerin Osmanlı Devleti'ne EtkileriBir Kahraman Doğuyor Kazanım DeğerlendirmeUyanan Avrupa Ve Sarsılan OsmanlıAvrupa'daki Gelişmelerin Osmanlı Devleti'ne EtkileriMustafa. Osmanlı Devleti Kuruluş Beylikten Devlete Geçiş Dönemi. Avrupa’daki Gelişmeler ve Osmanlı’ya Etkileri XIX. yyda Osmanlı Devleti En Uzun Yüzyıl Dağılma Dönemi Osmanlı Islahatları Yenilikleri XX. yyda Osmanlı Devleti ve I. Dünya Savaşı Milli Mücadele Hazırlık Dönemi I. TBMM Dönemi Milli Mücadele Muharebeler Dönemi Atatürk Dönemi İç Politika Atatürk İlkeleri Atatürk İnkılapları. 2. ÜNİTE DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI​ AVRUPA’DA DEĞİŞİM ÇAĞI -XVI. yüzyılın başlarına kadar Avrupa’da siyasi, sosyal ve ekonomik alanda en yetkili kurum Roma Katolik Kilisesi ve bu kiliseyi temsil eden Papalık’tır. -Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden kilise, her alanda yetkilerini genişletmeye ve Orta Çağ Avrupası’nı şekillendirmeye başlamıştır. -Papalık, XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde uyguladığı etkin politikalarla özellikle eğitim ve öğretim alanında etkinliğini artırmıştır. -Aristo ve Batlamyus’un öğretilerini okutmuş, bu öğretilere karşı çıkanlar ise Engizisyon mahkemelerinde yargılanmıştır. -Hristiyanlıktan uzaklaşan insanları cezalandırmak amacıyla kurulan Engizisyon mahkemeleri ile kilise Bilimsel çalışmalar durağanlaşmıştır. -Kilise zamanla zenginleşerek güç kazanmıştır. -Avrupa’da burjuvazinin aristokrat sınıfa karşı yükselişi hızlandı. -Burjuvazi sınıfının yükselişe geçtiği dönemde Avrupa, İslam kültür ve medeniyeti ile sistemli bir temasa geçti. -Arapça ilim ve felsefe eserler Latinceye tercüme edildi. -XI. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar geçen süreçte Batı, İslam dünyasından yaptığı çevirilerle skolastik düşünce yüzünden yitirdiği Eski Yunan felsefesini yeniden keşfetti. Rönesans ve Reform -“Yeniden doğuş” anlamına gelen Rönesans, XV. yüzyılın sonunda İtalya’da başlamıştır. -Rönesans, Avrupa ülkelerinde görülen bilim, güzel sanatlar ve edebiyat alanındaki gelişmeleri ifade eder. -Avrupa’da radikal değişimler yaşanmıştır. -Avrupalılar Yunan ve Roma dönemi eserlerini İslâm dünyası aracılığıyla yeniden hatırlamışlardır. -Roma, Venedik ve Floransa’da ilk akademiler ve halk kütüphaneleri açılmıştır. -Hümanizm akımı gelişmeye başlamıştır. Reform’u Hazırlayan Koşullar -Hümanizm sayesinde, Hristiyanlığın kaynaklarına inilmesi ve serbest düşüncenin yayılması, -Matbaanın yeni fikirleri geniş halk kitlelerine yayması, -Papalık’ta çöküşün hızlanması ve ıslahat düşüncesinin yayılmasıdır. -Hümanistlerin Yunan-Roma dünyasına olan ilgisi, kilise için tehlike oluşturmuştur. -Antik dünya anlayışı, hümanistlerin dünya anlayışını oluşturmuştur. Bu anlayışa göre insan, yeryüzündeki yaşantısında mutlu olmalıdır. Hristiyanlık anlayışında ise gerçek hayat, ölümden sonra başlamaktadır -Hümanistlerin inançla ilgili düşünceleri, Reform hareketinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Reform -XVI. yüzyılda Katolik Kilisesi’ne bağlı bir kısım hümanist din adamının kiliseye karşı yapmış olduğu dinsel harekettir. -Reform hareketi Almanya’da başlamış daha sonra Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde etkili olmuştur. -Ruhban sınıfında reform yapılması gerektiğini savunan hümanistler, İncil’in ve Hristiyanlık inancını içeren metinlerin orijinal şekillerine dönüştürülmesini istemiştir. -Reform hareketlerinin sonucunda “Dinin esas kaynağı Tanrı’nın sözlerinden ibarettir. Buna havarilerin ve ilk Hristiyan azizlerin yorumundan başka bir şey katılamaz. -Din ve ibadet herkesin vicdanına ait bir iştir.” esasları benimsenmiştir. -Reform hareketi, Protestanlık mezhebinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. -Protestanlığın ortaya çıkması ile Papalık, Hristiyanların üzerindeki dinî, politik ve ekonomik üstünlüğünü kaybetmiştir. -Hristiyanlığın devlet ve toplum hayatındaki etkisi azalmış ve sekülerleşme adı verilen kavram ortaya çıkmıştır. -Antik Roma’da kullanılan hâliyle kutsal olanın dışını yani dünyevî olanı, dinî olmayanı anlatan bir kavram olan sekülarizm, XVII. yüzyıl sonrasında giderek devlet ve kilise hukukunun ayrımı anlamında kullanılmıştır. -Avrupa’da sekülerleşmenin uygulanarak dinî kurumlar ile sembollerin egemenliğinin kaldırılması, uzun bir süreçte gerçekleşmiştir. Bilim Devrimi -Rönesans hareketine öncülük eden diğer bir felsefe de akılcılık yani rasyonalizmdir. Rasyonalizm, insan aklının her türlü rehberliği yapacak güçte olduğunu ve başka hiçbir kaynağa gerek olmadığını dile getirir. -Rasyonalistlere göre akıl, işleyişini engelleyen dış faktörler olmadığı takdirde doğru düşünmeyi sağlayacak tek kaynaktır. -Aklın doğruya ulaşmasını engelleyen en önemli unsurlar; kilise, hukuka dayanmayan devlet, batıl inançlar, bilgisizlik, yöntemsizlik ve ön yargılardır. -Akla karşı olan unsurları gidermek, bilimsel bir çevre hazırlamak ve aklın aydınlanmasını sağlamak esastır. -Rönesans ve Reform’un ortaya çıkardığı fikir hareketleriyle birlikte filozoflar, kurallar ve kanunlar geliştirmiş ve doğal dünyayı nasıl anlayabileceklerini filozofların “İnsanlık, yaşamı bilimin kurallarıyla anlayabilir.” düşüncesi, bilimde büyük değişimleri ortaya çıkarmıştır. -Bilimin yeni kanunlar ortaya koymak için kullanılması, bu dönemin Akıl Çağı olarak adlandırılmasını sağlamıştır. -Akıl Çağı’nda Galileo Galile, Kepler Keplır, Copernicus Kopernik ve Newton Nivtın gibi bilim insanları sayesinde Avrupa’da, Bilim Devrimi gerçekleşmiştir. Ulus Devletlerin Ortaya Çıkışı -Yeni Çağ Avrupası’ndaki fikrî-manevi dönüşüm siyasi, sosyal, ekonomik ve askerî alanlarda da etkisini göstermiştir. -Krallar ve asiller, Rönesans’la siyasi güç kazanmış ve devletin kiliseden ayrı olabileceği fikri gelişmiştir. -Orta Çağ’daki derebeylerin yerine devleti bir merkezden yöneten krallar ortaya çıkmış ve merkezî yönetim güç kazanmıştır. Bu kralların yönetimi altındaki halklar, ulus olarak tanımlanmaya başlamış ve kral, otoritesini ulusun varlığına dayandırmıştır. -Krallar güç ve yetkilerini artırarak bu ulus-devletlere mutlakiyetçi bir karakter kazandırmıştır. -Sekülerleşmenin etkisiyle her ulus-devletin kendi çıkarları için yaptığı ulusal savaşlar gündeme gelmiştir. -Bu süreçte devletin içeride ve dışarıda görevlerini yerine getirebilmesi için güçlü olması gerektiği ortaya çıkmıştır. -Ulus-devletlerin kurulma sürecinde yaşanan mali sorunları çözmek için devletlerin sömürgeciliğe yönelmesi, daimî ve merkezî bir ordu bulundurma zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. -Bu durum kralların hazinede sürekli altın bulundurmasını gerekli kılmış ve bu gereklilik merkantilizmin doğmasına neden olmuştur. -Avrupalı devletlerin üretim ve ihracatı artırabilmek için kurdukları atölyeler, şehirleri büyük merkezler hâline getirmiştir. -Bu merkezlerin ihtiyacı olan iş gücü, Avrupa’da kırsaldan kente göçlerin yaşanmasına sebep olmuştur. -Feodalizmden merkantilizme uzanan dönemde, Avrupa’da yaşanan askerî ve teknolojik dönüşüm savaş teçhizatlarının üretiminde de büyük gelişmelere neden olmuştur. -XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren barutlu silahlar, savaşın zorunlu araçları hâline gelmiştir. -Ateşli silahların etkin bir şekilde kullanılmaya başlanması, Avrupa’da Askerî Devrim’in başlangıcı kabul edilmiştir. XVII-XVIII. Yüzyıllarda Avrupa Düşünürleri -Rönesans Dönemi’nde yaşanan bilimsel ve kültürel gelişmeler sayesinde Batı dünyası, XVIII. yüzyılda Aydınlanma Dönemi’ne girmiştir. -Bu dönemde ortaya çıkan Aydınlanma düşüncesi, bireyin özgürlüğünü esas alan bir felsefe hareketidir. - Aydınlanma; Avrupa’da ilk olarak İngiltere’de toplumsal değişimle başlamış, Fransa’da özgürlük hareketine dönüşmüş ve Almanya’da da felsefi temelleri atılmıştır. -Aydınlanma düşüncesinin ortaya çıkışında; Copernicus Kopernik, Machiavelli Makyavel, Thomas Moore Tamıs Mur, Immanuel Kant İmanuel Kant ve Jean Jacques Rousseau Jan Jak Russo gibi düşünür ve bilim insanlarının fikir ve eserleri önemli rol oynamıştır. -Copernicus, Güneş Sistemi’ni keşfetmiş, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Güneş’in etrafında döndüğünü ispatlamış ve teorisini 1543’te yayımlamıştır. -Machiavelli, Aydınlanma Dönemi’nde yeni toplumun ve yeni devletin şekillenmesine yardımcı olmuştur. “Hükümdar” adlı kitabında Machiavelli, İtalya’da siyasi birliğin ancak güçlü bir hükümdarla sağlanabileceği fikrini ortaya atmıştır. -Thomas Moore, İngiltere’de sanayileşmenin getirdiği sorunlardan etkilenerek “Ütopya” adlı eserini kaleme almıştır. Eserinde özel mülkiyetin bulunmadığı bir devleti hayal eden ve anlatan Moore , İngiltere’deki toplum düzenini ve adalet sistemini eleştirmiştir -Immanuel Kant, XVIII. yüzyılda “Aklını kendin kullanma cesaretini göster.” diyen Alman Filozof Kant, aydınlanmanın parolası olan bu sözüyle insanın aklını başkasının kılavuzluğuna bırakmaması gerektiği üzerinde durmuştur. Ön yargılarından, dinsel inançlarından ve skolastik düşünceden kurtulan insan, aklını kullanarak yeni bir toplum inşa etme sürecine girmiştir. -Jean Jacques Rousseau da halkın iktidarını, her alanda eşitliğini ve mutlak demokrasiyi savunan bir düşünürdü. Rousseau’ya göre doğal yaşamında bir birey olarak özgür ve eşit olan insan, toplumsal yaşamda eşitlik ve özgürlüğü kaybedebilirdi. Bu sebeple Rousseau, insanların toplum içinde de özgür ve eşit yaşamaları için bir sistem geliştirdi. Bu sistemde toplumun bir araya gelerek düzen içinde yaşaması için bir “sözleşme” oluşturacağını böylece devletin halkın egemenliği ile yükseldiğinde meşru olacağını ifade eder. 10. Sınıf Tarih Avrupadaki Gelişmeler ve Osmanlıya Etkileri TEST - 11. I. Pusula’nın bulunmasıII. Kağıt ve matbaa’nın kullanılmasıIII. Barut’un ateşli silahlarda kullanılmasıYukarıda verilen gelişmelerden hangileri Avrupa’da öncelikle siyasi yapının değişmesinde etkili olmuştur? A. yalnız I B. yalnız III C. I ve II D. II ve III E. I, II ve III Doğru Cevap "B" yalnız III Doğru Cevap "B" yalnız III Soru Açıklaması 2. Aşağıdakilerden hangisi Yeni Çağ Avrupası’nın genel özelliklerinden biri değildir? A. Feodalitenin etkisi giderek azalmıştır. B. Hümanizma akımı ortaya çıkmıştır. C. Katolik kilisesi sorgulanmaya başlamıştır. D. Rönesans’ın etkisiyle skolastik düşünce yıkılmıştır. E. Sanayileşme tamamlanmıştır. Doğru Cevap "E" Sanayileşme tamamlanmıştır. Doğru Cevap "E" Sanayileşme tamamlanmıştır. Soru Açıklaması 3. XV. yüzyılda gerçekleşen Coğrafi Keşifler’i hangi devletler başlatmıştır? A. Almanya İtalya B. Ceneviz -Venedik C. İngiltere ransa D. İtalya usya E. İspanya-Portekiz Doğru Cevap "E" İspanya-Portekiz Doğru Cevap "E" İspanya-Portekiz Soru Açıklaması 4. Rönesans’ın İtalya’da başlamasında;I. İtalya’nın coğrafi konumu,II. İslam medeniyetinden etkilenmesi,III. İtalya’da siyasi birliğin olmamasıdurumlarından hangileri etkili olmuştur? A. yalnız I B. yalnız III C. I ve II D. II ve III E. I, II ve III Doğru Cevap "E" I, II ve III Doğru Cevap "E" I, II ve III Soru Açıklaması 5. Osmanlı Devleti’nin, önemli ticaret yollarını elinde bulundurmasına rağmen, Coğrafi Keşifleri sonucu yolların değişmesiyle ekonomisi olumsuz Devleti, Coğrafi Keşifler’in ekonomi alanındaki olumsuz etkisini azaltmak için aşağıdakilerden hangisini uygulamıştır? A. Gümrük vergilerini artırmıştır. B. Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermiştir. C. Hıristiyan birliğini parçalamaya çalışmıştır. D. Sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırmaya çalışmıştır. E. Kültürel etkileşimi hızlandırmıştır. Doğru Cevap "B" Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermiştir. Doğru Cevap "B" Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermiştir. Soru Açıklaması 6. I. KatolikII. ProtestanlıkIII. AnglikanizmYukarıda verilen mezheplerden hangileri Reform sonucu ortaya çıkmamıştır? A. yalnız I B. yalnız II C. yalnız III D. II ve III E. I, II ve III Doğru Cevap "A" yalnız I Doğru Cevap "A" yalnız I Soru Açıklaması 7. I. CumhuriyetII. MeşrutiyetIII. MonarşiYeni Çağ Avrupası’nda yukarıda verilen yönetim şekillerinden hangileri etkili olmuştur? A. yalnız I B. yalnız II C. yalnız III D. I ve III E. II ve III Doğru Cevap "C" yalnız III Doğru Cevap "C" yalnız III Soru Açıklaması 8. I. Avrupa’da Mezhep birliğinin bozulmasıII. Katolik kilisesinin gücünün azalmasıIII. Eğitim ve öğretimin kiliseden alınmasıYukarıda verilen gelişmelerden hangileri Reform’un sonuçlarındandır? A. yalnız I B. yalnız II C. I ve II D. I ve III E. I, II ve III Doğru Cevap "E" I, II ve III Doğru Cevap "E" I, II ve III Soru Açıklaması 9. XV. ve XVI. yüzyıllarda başlayan ve Avrupa’yı da etkileyen bilim, sanat ve edebiyat alanında yapılan yenileşme tanımı verilen gelişme aşağıdakilerden hangisidir? A. Rönesans B. Reform C. Yüzyıl Savaşları D. Coğrafi Keşifler E. Sanayi inkılabı Doğru Cevap "A" Rönesans Doğru Cevap "A" Rönesans Soru Açıklaması 10. Kağıt ve matbaanın bulunması;I. kitap sayısının artması,II. okuma azma oranının artması,III. bilimsel gelişmelerin hızlanmasısonuçlarından hangilerine ortam hazırlamıştır? A. yalnız I B. yalnız III C. I ve II D. II ve III E. I, II ve III Doğru Cevap "E" I, II ve III Doğru Cevap "E" I, II ve III Soru Açıklaması TEST BİTTİ. CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ. TEST HAKKINDA YORUM YAPABİLİRSİNİZ. SANAYİ İNKILABININ OSMANLI’YA ETKİLERİ VE OSMANLI'DA EKONOMİK HAYATI Zeynep Kuzucu / 11-A / ŞABKAL Sanayi inkılabı Osmanlıya olumlu etkileri olduğu gibi çoğunlukla olumsuz etkisi öngörülmüştür. Osmanlının yapısında birtakım değişikliklere neden olmuştur. Bu değişiklikler Osmanlı’nın çöküşünde önemli rol oynamıştır. Bana kalırsa eğer sanayi inkılabı devrimi yapılmasaydı Osmanlı belki hala hâkimiyetini sürdürebilecek bir devlet olarak günümüze ulaşabilirdi. Osmanlı bu dönemden sağ salim çıkamamış çok derin darbeler almıştır. Sanayi inkılabı, reform ve Rönesans hareketleri neticesinde Avrupa’da meydana gelen icatlar, buluşlar, bilimsel ve teknik gelişmeler sonucunda; endüstri alanında yapılan yenilik hamlesine denir. Sanayi inkılabında öne sürülen ve gerçekleştirilen düşünce kol gücünden, makine gücüne geçmektir. James Watt aracılığıyla buhar makinesi bulunmuş fabrikalaşmanın temeli atılmıştır. Fabrikalaşmanın sonucunda işçi açıkları çıkmış sömürgecilik faaliyetlerine başlanmıştır. Ucuz yoldan bu işi halletmek için öncelikle Afrika kıtası olmak üzere bu faaliyetler başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin ekonomik dengesi bozulmaya başlamıştır. Avrupa’dan gelen ucuz mallara rekabet arttı fakat bu durum, Osmanlı esnaflarının bertaraf etti. Osmanlı’da ihracatın yerini ithalat almaya başladı. İthalatın artmasıyla küçük atölyeler, el tezgâhları iflas etmiş ve işsizlik oranları artmaya başlamıştır. İşsizlik oranının artmasıyla birlikte yoksulluk, aile içi geçimsizlik ve açlık hız kesmeden görülmeye başlamıştır. İşsiz kalanların sayısındaki artış ülkeyi toplumsal taraftan; iktisadi alandaki zayıflama ise siyasi açıdan çöküşünün hızlanmasına sebebiyet vermiştir. Osmanlı devleti sanayi inkılabının gelişiyle gelişen bilim ve sanayi bakımından Avrupa’nın gerisinde kalmıştır. Bilim ve sanayinin gelişiyle yeni teknikler kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum Osmanlı’yı maddi anlamda çıkmaza sokmuştur. Çünkü halkın işsiz kalması refah seviyesinin düşmesi toplum yapısını sarsmaya başlamış, halkta zelzele olmaya başlamıştır. Bu dönemde ailesini geçindiremeyen insanların isyanları ve bazı babaların intihar ettiği vakalara rastlanılmıştır. Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa 'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisini ve buhar gücüyle çalışan makinelerin makineleşmiş endüstriyi doğurması, Avrupa'daki sermaye birikimini artırır. Sanayi Devrimi, ilk olarak Birleşik Krallık 'ta çıktı çıkmış, Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya ' ya sıçramış ve bütün dünyaya yayılmıştır. 1 Sanayileşen Avrupa devletlerinin sömürgecilik yarışına hız vermeleri Osmanlı İmparatorluğu’nu negatif yönde etkiledi. Zira öncesinde verilen kapitülasyonlar yü­zünden devletin, iktisadi olarak Avrupalı devletlerle rekabet girecek hali vakti yoktu. 2 Osmanlı Devleti’nin dış ticaret balansı dengesi bozuldu. İthalat artarken, ihracat azaldı. 3 Osmanlı ülkesi 19. asrın ortalarından itibaren Avrupa mallarının istilasına uğradı. Osmanlı coğrafyası Avrupalı devletlerinin pazarı haline geldi. 4 Dışarıdan bol ve uygun fiyatlı sanayi ürünü Osmanlı piyasasına girdi. 5 Düşük fiyatlı Avrupa malları karşısında küçük atölyeler, el tezgâhları rekabet edemeyerek kapanmaya başlaması neticesi işsizlik arttı. 6 Lonca teşkilatı zayıflayarak ortadan kalktı. 7 İşsiz kalanların sayısındaki artış ülkeyi toplumsal taraftan; iktisadi alandaki zayıflama ise, devletin siyasi açıdan çöküşünün hızlanmasına sebebiyet verdi. Düşük fiyatlı Avrupa malları karşısında küçük atölyeler, el tezgâhları rekabet edemeyerek kapanmaya başlaması neticesi sonucunda işsizlik teşkilatı günden güne zayıflayarak ortadan kalktı. Avrupa devletleri de kapitülasyonlar ve azınlıkları bahane ederek Osmanlının iç işlerine karışmaya başladılar. Bu Osmanlı’nın zayıfladığının en büyük kanıtlarından biri olarak bilinir. Batıda çok büyük gelişmeler yaşanırken Osmanlı devletinde süregelen savaşlar devletin maliyesinde birçok karışıklığı meydana getirmiştir. Vergilerin tahsilinde güvensizlik ve karışıklık, basit bütçe gelirinin yetersizliği, bütün kamu hizmetlerinin karşılanmaması bir taraftan sıkışan ve bu yüzden geçici acil çarelere başvuran hazinesinin telaşı ve şaşkınlığı ülkenin başına önemli dertler açmaktan geri kalmamıştır. XIX. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti’nin coğrafi durumu ve ekonomik zenginliği, emperyalist Avrupalı büyük devletlerin saldırılarına ve dolayısıyla Osmanlı'yı parçalamaya yönelik politikalar gütmelerine sebep olmuştur. İngiltere'nin Hindistan'a giden yolları kontrol altına alma çabası, Rusya'nın Asya ile Kafkaslara sarkma ve Akdeniz'e çıkma isteği, Osmanlı Devleti'nin iç düzeninin bozulması ve Ortodoksların Ruslar, Katoliklerin Fransızlar tarafından korunması girişimleri, milliyetçi ayaklanmaların desteklenmesi ile birleşince, XIX. yüzyılın en önemli sorunların olan " Şark Meselesi" ortaya çıktı. XIX. Yüzyılda politik bir terim olarak ifade edilmeye başlanan, zaman ve mekâna bağlı olarak çeşitli görünümde ortaya çıkan ve değişik şekillerde tarif edilen bu meselenin temelinde Avrupa-Türk münasebetleri yatmaktadır[1].1 Uluslararası bir politik oyunu olan bu meselenin özünü, Osmanlı Devleti'nin hızla dağılması ve bu dağılma sonunda Osmanlı'dan kopan parçaların hangi Avrupa Devleti tarafından yutulacağı meselesi oluşturuyordu[2].2 Bütün XIX. Yüzyıl boyunca bu dağılmayı kendi çıkarlarına göre biçimlendirmek işini üstlenen ülkeler aralarında hiçbir zaman anlaşamadılar. Avrupalı büyük devletlerarasındaki bu anlaşmazlık ve çıkar çatışmaları Osmanlı'nın ömrünün uzamasında etkili olmuş, Osmanlı bu anlaşmazlıklardan faydalanmış, "denge politikası" uygulayarak yaşamaya çalışmıştır. Bunların sonucu olarak bütün XIX. yüzyıl Osmanlı devletinin çevresinde süregelen oyunların ve toprakları üzerinde yapılan pazarlıkların arttığı bir dönem olmuştur XVIII yüzyılda başlayan ve daha sonra da devam eden yenileşme çabalarına rağmen Osmanlı Devleti XIX. yüzyılda siyasi bakımdan olduğu gibi ekonomik bakımdan da geri kalmış bir ülke durumundaydı. Temel sanayi kurulamadığı gibi, iyi durumda olan dokuma sanayi bile ülke ihtiyaçları için yeterli üretim kapasitesine ulaşamamıştı. Mevcut sanayi ülkenin tarım ve maden zenginliğini değerlendirmekten çok uzaktı. Üretim büyük ölçüde tarıma dayalı idi. Fakat tarım üretimi son derece düşüktü. Ülkenin tarım ülkesi olmasına rağmen İstanbul gibi büyük şehirlerin çoğu ithal buğdayla besleniyordu.[3] Bütün bunlara rağmen Tanzimat döneminde idari, hukuki ve sosyal reformlarla birlikte ekonomik gelişmeyi sağlayacak teşvik tedbirleri uygulanmaya başladı. Tanzimat döneminde tarımı geliştirmek düşüncesiyle, çiftçilerin üretim alanlarını genişletmek, ticari değeri yüksek olan ürünlerin üretimini artırmak için bu ürünlere geçiş vergi muafiyetleri sağlanmış, üretimde modern araç kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla yurt dışından getirilecek araç ve gereçlerin gümrüksüz ithal edilmesi gibi politikalar uygulanmıştır. Tanzimat’ın zirai üretimin teşviki amacıyla getirdiği, zirai ürün ticaretinin serbestleştirilmesi, bu konudaki en önemli çalışmadır. Devlet tekelleri ve devlet mubayaaları büyük ölçüde tavsiye edilmiştir.[4] Zirai teşvik tedbirlerinin bir diğer uygulaması da ticari değeri yüksek ürünlerin üretiminin teşvik edilmesi amacıyla pamuk üretiminde zaman öşür muafiyetinin sağlanmasıdır. Yine bu konu da 1850’de zeytinlik yetiştirenlere 25 yıl, yabani zeytin ağaçlarını aşılayanlara 20 yıl vergi muafiyeti getirilmiştir. 1862’de ipek böcekçiliğinin geliştirilmesi için ilk ürün yılından itibaren 3 yıl vergi muafiyeti sağlanmıştır.[5] Teşvik tedbirleri hayvancılık alnında da uygulanmıştır. Örneğin; 1839’da 600 baş merinos cinsi damızlık koyun Edirne’de halka dağıtılırken, 1843’de merinos cinsi koyunlardan 10 yıl süreyle hiçbir vergi alınmaması kararlaştırılmıştır. Bu dönemde zirai kredi alanında da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Zirai kredi alanında hem özel kredi piyasasını düzenleyici kurallar getirilmiş hem de devlet tarafından çiftçiye kredi verilmiştir. 1848’de Kütahya pilot bölge seçilerek % 8 faizli kredi dağıtılırken 1851’de bütün iller kapsam içine alınmıştır.[6]Yine bu dönemde Osmanlı hükümeti tarımsal gelişmeyi sağlamak için, arazi ile ilgili hukuk yapısını değiştirmeye başladı. Bu konudaki en önemli düzenleme olan 1858 arazi kanunnamesi, tarımda özel mülkiyeti getiren hukuk yapısına geçişi büyük ölçüde kolaylaştırdı.[7] Uygulanan zirai gelişme politikaları ve daha önemlisi dışarıdan gelen talepler sonucunda bu dönemde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Tarımsal üretim üzerinden alınan öşür gelirlerinde de önemli artışlar gözlenmiş ve 1848 ile 1876 yılları arasında genel bütçe gelirlerinin üç katına yükseldiği 28 yıllık dönemde öşür gelirlerinin de 4 katına ulaştığı görülmüştür.[8] Yine uygulanan politikalar sonucunda hububat üretimi 1888-1911 yılları arasında % 51 oranında artarken, tütün üretimi % 191, incir üretimi % 122, fındık üretimi % 217, ipek kozası üretimi % 122 ve Adana bölgesindeki pamuk üretimi % 472 oranında artmıştır. Tarım ürünlerinin ihracat içindeki payı 1889’da % 18, 1907’de % 22’ye ve 1913’de % 27’ye yükselmiştir.[9] Bulmuştur. Fakat Avrupa’da başlayan sanayi inkılabıyla birlikte XVIII. yüzyıl sonlarından itibaren ihraç imkânları azaldığı gibi iç pazarda sadece dokuma değil diğer sanayi sektörlerinde de bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Tanzimat’la dönemi ile beraber ülkenin ekonomik kaynakları üzerinde belirli kontrol gücüne ulaşmış olan Tanzimat dönemi yönetimi, bu gücünü kullanarak yapmaya çalıştığı iktisadi gelişme düşüncesi dâhilinde harcamaların çoğunu devlet fabrikaları için ayırmıştır. Devlet fabrikaları kurma çalışmalarının en önemli özelliği askeri ihtiyaçların hem yurt içi üretimle karşılanması hem de yurt dışına gidecek paranın yurt içinde kalması idi. Bu fabrikaların kurulmasının bir başka amacı, ülkenin sanayileşmesine katkı sağlamaktı[10]. Bu kuruluşların gelişmesi için bazı teşviklerde uygulanmıştır. Bu desteklerin en önemlisi fabrikaların üretimlerinin devlet tarafından öncelikle satın alınması idi. Bir başka destek 1851 yılından itibaren bu fabrikalar için gerek yurt içinden gerek yurt dışından alınacak makine, araç gereç ve hammaddelerin gümrük ve vergilerden muaf olmalarıydı. Yine bu kuruluşlar ürettikleri malları yurt içinde satmaları halinde herhangi bir vergi ödemeyeceklerdi.[11]1840-1860 döneminde devletin ihtiyacı olan malları üretmek ve satın almak şeklinde uyguladığı bu devletçi sanayi politikası ile ülkeye batı tarzında bazı fabrikalar kazandırıldı ise de iç ve dış bir takım sebepler yüzünden istenilen başarı sağlanamamıştır. Devletçilik ağırlıklı sanayileşme politikasının istenilen sonucu verememesi üzerine 1860’lı yılların başından itibaren sanayii geliştirmek ve korumak için, ithal gümrüğünün artırılması, Islah-ı Sanayi Komisyonu’nun kurulması, İstanbul Sanayi Mektebi’nin açılması sanayi ürünlerinin kalite, çeşit ve fiyatlarını görmek yanında üreticinin sorunlarını tespit amacı ile İstanbul’da sergi açılması gibi bazı tedbirler alındı [12]Alınan bütün tedbirlere rağmen önemli bir kısmı Tanzimat döneminde olmak üzere açılmış olan 160 kadar sanayi tesisinin çoğu, işletilememiş, bir kısmı sabotaj, deprem ve yangın gibi olaylar sonucu yok olurken, yabancılar tarafından kurularak Osmanlı’ya teslim edilen kuruluşlarda yeterli bilgi, tecrübe ve insan kaynağı olmadığı için gereği gibi işletilememiştir[13]Dolayı ile sanayileşme konusundaki çalışmalara rağmen istenilen başarı sağlanamamıştır. Sonuç olarak Osmanlı devleti ne kadar isterse istesin şayet o çağa uyduracak gerek devlet hazinesi gerek devlet makamları bu yeniliklere hazır değilse bu değişime ayak uydurma çabaları büsbütün felakete götürür. Nitekim Osmanlı ’dada hüsrana sebebiyet veren bir değişim olmuştur. Sanayi inkılabı ile birlikte Osmanlının ekonomik ve siyasi çöküşü kaçınılmaz olmuştur. Kaynakça d. tarih yok. osmanlı devlettinde mali bunalımlar ve nedenleri . 2. tarih yok. 2018. 4. tarih yok. s. tarih yok. osmanlının iflasından ders almak . sözcü. 1978 ankara . türkiye maliyesi . yayınları . o. 1986. bir imparatorluğun çöküşü ve kapitülasyonlar. iş bankası kültür yayınları . 1977. türkiye imparatorluk dönemi maliye olayları . i. 2001. ONDOKUZUNCU YÜZYIL OSMANLI EKONOMİSİ ÜZERİNE. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 11 Sayı 2, Sayfa 313-326,. [1] 1 Bayram Kodaman, Sultan II. Abdülhamid'in Doğu Anadolu Politikası, İstanbul, 1983, s. 162-163. [2] 2 Orhan Kurmuş, Emperyalizmin Türkiye'ye Girişi, Ankara, 1982, s. 12. [3] İlber Ortaylı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nüfuzu, İstanbul, 1983, [4] Tevfik Güran, “Zirai Politika ve Ziraatta Gelişmeler 1839-1876”, 150. Yılında Tanzimat, Ankara,1992, [5] Tevfik Güran, Zirai Politika, s. 226. [6] Tevfik Güran, Zirai Politika., s. 227 [7] Y. Sezai Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi, Ankara, 1986, s72-73 [8] Tevfik Güran, Zirai Politika, s. 233 [9] Y. Sezai Tezel, s. 72. [10] Tevfik Güran, “Tanzimat Döneminde Devlet Fabrikaları”, !50. Yılında Tanzimat, Ankara,1992, [11] Tevfik Güran, Tanzimat Döneminde Devlet Fabrikaları, [12] Rıfat Önsoy, Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayi ve Sanayileşme Politikası, Ankara, 1988, [13] Rıfat Önsoy, Osmanlı Borçları 1854-1914, Ankara, 1999,

avrupa daki gelişmeler ve osmanlı devletine etkileri